10| "Senin bir yılda kazandığın parayı tek ayda kazanıyorum."

5.7K 485 216
                                    

Olaylar aşağıdaki tarihten itibaren devam edecektir.

2 Ekim 2017

Soğuktan uyuşmuş ellerimi montumun cebinde yumruk yaparak kıpkırmızı olduğunu düşündüğüm burnumu çekmiş ve hızla adımlarla şirketten içeri girmiştim. Dışarısı resmen buz kesmişti ve her daim üşüyen biri olarak bu gidişle birkaç haftaya kalmadan hastalanacağımı biliyordum.

Doğruca şirketin büyük asansörüne yönelirken asansörün kapılarının kapanma sesini işittiğimde adımlarımı hızlandırmış ve tam kapanacakken elimi arasına koyarak içeri girebilmiştim. Soğuktan kanı çekilmiş ve şimdi bir cesetten farksız olan ellerimi ısınabilmesi umuduyla birbirine sürtmüştüm. Kesinlikle kemiklerim donmuştu, hava bu yıl erkenden ve aniden soğumuştu gerçekten.

"Günaydın Haru." Orada olduğunu fark etmediğim EXO'dan Baekhyun'un sabahın köründe şirkete geldiğimizden ötürü halen uyanamamanın belirtisi olan pürüzlü sesini duyduğumda bile ellerimi ısıtma çabamı bırakmamış, "Günaydın." diye karşılık verirken gözlerimi şimdi uçları biraz olsun kan toplanmış parmaklarımdan çekmemiştim.

Asansör dördüncü katta durduğunda ve kapılar açıldığında içeri giren Gloomy'den Narae'yi gördüğümde sinirle burnumdan nefes vermeden edememiştim. Bu kızla asla anlaşamıyorduk.

"Sanırım ısıtma problemleri yaşıyorsun Haru. Oysaki çok kazandığını sanıyordum." Sesinin altında yatan alayı, açlıktan gözü dönmüş vahşi bir köpeğin taze etin kokusunu saliseler içinde alması gibi anında fark etmiştim. Başarımı kıskanıyordu ve onunla çıkış yapmak istemediğimi söylediğimden beri bana karşı gözle görülür bir de kin besliyordu.

Hiçbir tepki vermeden ellerimi ceplerime soktuğumda başımı hafifçe sola döndürerek bana bakan bedenine çevirmiştim bakışlarımı. "Senin bir yılda kazandığın parayı tek ayda kazanıyorum." Sesim düz bir tonda çıksa da harelerimin ardına saklanmış aşağılamayı net bir şekilde görebiliyordu. Zeki kızdı fakat bana bulaşıp duruyordu.

Baekhyun değişik bir ses çıkartarak tepkisini belli ederken asansör altıncı katta durmuş, açılan kapılarla birlikte EXO'dan Sehun içeri girdiğinde ise Narae asansörden inmişti.

Kapılar tekrar kapanırken başımı geriye yaslamış ve bıkkınlıkla, yıllardır alışamadığım asansör müziğini el mahkum dinlemeye başlamıştım.

Sonunda asansör sekizinci katta dururken bunaltıcı asansörden inmiştim. Botlarımda olan bakışlarım az ileride yürüyen çocuğa kaydığında asık olan yüz ifademin yerini geniş bir gülümseme almış, beyaz saçlı çocuğa doğru koşmaya başladığımda o daha neler olduğunu kavrayamadan tek harekette sırtına atlamıştım.

"Good morningeu Jonghyun-ah!"

Aniden sırtına atlamam yüzünden birkaç adım öne doğru sendelese de bozuntuya vermeden bacaklarımdan tutmuş ve öne eğdiği bedenini doğrultmuştu. "Daha İngilizce kelimeleri doğru düzgün telaffuz edemeyen birine ne diye Amerika'da müzik ödülü verirler anlamıyorum doğrusu." 

Kaşlarımı çatmış, göremeyeceğini bilsem de surat asarak yanağımı sırtına yaslamıştım. "Oppa bak böyle yapıyorsun, kalbimi kırıyorsun."

Jonghyun sinirli çıkan sesime karşın sadece gülmekle yetinmiş, SHINee'nin kullandığı odanın önünde durarak yan  döndüğünde ayağımı uzatıp kapı kulpunun üstüne bastırmış ve dirseğimle açılan kapıyı itmiştim.

İkimiz de içeri girerken koltukta uzanmış olan Taemin başını okuduğu mangadan kaldırıp bize baktı ve geri mangasına döndü. "Hoşgeldin hyung ve Haru-ya."

goblet | yoongiWhere stories live. Discover now