15| O olmandan korkuyorum

4.9K 468 73
                                    

Min Yoongi

Boş, karanlık ve soğuk bir sokaktaydım. Etrafta kimse yoktu fakat arka plandan hafif bir piyano sesi geliyordu.

Sonra adım sesleri duydum. Naif ve minik adım sesleri...

Bakışlarım önümde yürümekte olan kıza kaydı. Saçları koyu yeşildi.

Gülümseyerek yanına ilerledim ve onunla beraber yürümeye başladım. "Haru-ya." Mırıldanışımı duymuştu.

"Yoongi."

Saçlarımı karıştırıp önüne geçtim ve yüzüne bakarak geri geri yürümeye başladım. Yüzünü görmek istiyordum, yüzünü görünce kalbim hızlanıyordu. Sesini duymak istiyordum, sesini duyunca nefesim kesiliyordu.

"Bugün gerçek olan seni gördüm. Canlı canlı karşımdaydın Haru ama..."

"Ama?" Sakindi.

"Ama farklıydı. Gözleri soğuktu. Yüz olarak aynı olsa bile..." duraksamıştım. "Senden çok farklıydı."

Haru'nun gözlerinin içini sıcak bir ifade kapladı. "Yoongi-ya, gerçek ben görünenden daha farklı biri. Dıştan farklı olabiliriz fakat biz aynıyız.."

Adımı söylemesiyle yüzümü bir tebessüm sararken yere bakarak gülümsedim.

"Haru-ya, o nasıl sana bu kadar benzerken aynı zamanda da senden bu kadar farklı olabilir? "

-

Birinin bedenimi çılgınlar gibi sallamasından ötürü gözlerimi zorlukla açtığımda başımda dikilen Seokjin hyungla yüzüm buruşmuştu. O veletler benim saygısızlık yapamayacağım tek kişiyi, Seokjin hyungu göndermişlerdi. Yine.

"Ne var hyung?"

Seokjin hyung gözlerini devirdi. "Beraber dışarı çıkacağız. Haru-sshi de gelecek."

"Niye?"

"Ne demek niye?"

Gözlerimi tekrar kapattım. "Niye o da gelecek hyung?"

Seokjin hyung kaşlarını çattı. "Beyinsiz herif sen farkında olmasan bile bu kız Yoon Haru, anlıyor musun? İşleri yoğunlaşmaya başlamadan önce belki de bu onu uzun bir zaman boyunca son kez görüşümüz olacak. Ah, bol bol fotoğraf çekinip imza almalıyız ve sen Min Yoongi, bunu bozmaya sakın kalkışma!"

Homurdanarak yattığım yerden kalkmış ve montumu giyerek Seokjin hyungun arkasından ilerlemiştim. Maskelerimizi takarak beraber şirketin dışına çıktığımızda az ötede bizi bekleyen grubu görebiliyordum.

"Haru ile bu kadar ortak noktanızın olması kıskandırıcı." Seokjin hyung aniden konuştuğunda yerde olan bakışlarımı ona çevirmiştim. "Sadece ben değil, Jimin ve Jungkook da çok kıskanıyor seni. Ah, böyle şanslı olduğun halde onu sevmemen resmen haksızlık! Uykuyu, piyanoyu ve rapi çok seviyor. Huysuz olsa da övülmeye bayılıyor ve sıcak çikolataya da âşıkmış. En sevdiği renk beyaz ama kıyafetlerde siyahı tercih ediyor. Yah, resmen aynısınız ve bu sinir bozucu!"

Omuz silktim. "Böyle şeyler internette yazıyor sanırım. Oysaki bana bu kızın özel hayatını neredeyse hiç paylaşmadığını söylemiştin?"

Seokjin hyung duraksadı. "Aslında bunları Taehyung söyledi. O veletin bize göstermeyi reddettiği Haru'nun eski röportaj videoları olmalı."

"Anladım hyung." Uykum vardı ve olayı deşmemek daha mantıklıydı.

Bizi bekleyen üyelerin yanına gittiğimizde Haru'nun onlara kısık tonda şarkı söylediğini fark etmiştim. Gözleri ayağındaki botlarda, belki kendinin bile fark etmediği belli belirsiz gülümsemesiyle onlara şarkılarından birini mırıldanırken beni fark eden Jimin, hayran hayran ona bakan gözlerini bana çevirip gülümsedi ve yanıma yaklaştı. "Hyung, sence de çok güzel söylemiyor mu?"

Sesi her ne kadar tıpkı rüyalarımda olduğu gibi ruhumu okşasa da hislerimi dışa vurmayı tercih etmeyerek tekrardan omuz silkmiştim. "Sıradan bir ses."

Rüyalarıma girerek her seferinde beni yankılı hislere savurup duran O olmandan korkuyorum Yoon Haru.

goblet | yoongiWhere stories live. Discover now