•|5|•

20K 1.4K 1.8K
                                    

İFRİN

Beşinci Bölüm

Ezgi hızla kalkıp kutunun yanına gitti. Kutunun yanındaki kancaları yuvalarından ayırıp kutuyu açtı.

İşte, artık tam da karşısındaydı İfrin...

Tıpkı resminde olduğu gibi görünüyordu. Bembeyaz saçları omuzunun biraz aşağısına kadar uzanacak şekilde dümdüzdü. Porselen suratı bembeyazdı, dudakları bile... Bembeyaz yüzünde simsiyah gözleri dikkat çekiyordu.

Kolları, ayakları ve beli, kalın bir iple kutuya bağlanmıştı.

Kutuda bir kamera veya benzeri bir şey aradı ama yoktu. Bebeğe baktı, onu kırmayı düşündü, belki de aradığı kamera bebeğin içine yerleştirilmişti.

Telefonuna bir bildirim daha geldi. Kalkıp bakmadı. Bunun yerine hızla bebeğin bağlı olduğu ipleri çözmeye başladı.

İpleri çözdükten sonra yaklaşık kırk santim uzunluğundaki bebeği kutudan çıkardı.

İfrin ellerinin arasına dururken ayağa kalktı, ani bir hareketle porselen bebeği yere çarptı.

Bebeğin yere çarpmasıyla porselenden yapılma başı parçalara ayrılmış bedeni öylece yere düşmüştü.

Ezgi titreyen ellerini bedenine dolayarak geriye çekildi.

Bebeğin başına düşündüğü gibi bir kamera yerleştirilmemişti.

Ezgi korkmuştu. Ne yapacağını bilmez halde dikilirken odasının kapısı açıldı.

İçeriye giren ablası ilk önce yerdeki parçalanmış bebeğe sonra da Ezgiye baktı çatık kaşlarla.

"Ezgi ne oldu burada?"

Ezgi ilk başta ne diyeceğini bilemedi, sonra," Yeni aldığım bebek, Sıla'nın doğum günü için olan." Dedi titreyen sesiyle. "Anlatmıştım sana."

Ablası başını salladı, bu lanetli bebeği ve kardeşinin onu neden aldığını biliyordu, annesini bu bebeği almaya ikna eden de Evrim'di.

"Bu halin ne? Ne oldu?" dedi ablası sorduğu sorulara yenilerini ekleyerek.

Ezgi, donuk bakışlara hapsolmuş gözlerini kırpıştırdı kendine gelerek ve gülümsedi," Elimden düşürdüm." dedi huzursuz bir şekilde. Ablasına olanları anlatmak istememişti.

Ablası, "Nedense bu beni mutlu etti. O garip şeyin evde olmasını istemiyordum." dedi.

Ezgi başını salladı, ablası dışarıya çıktığı anda yatağına oturdu ve telefonunu aldı eline. Az önce gelen mesaja baktı.

05*********: Bebeği sakın kutudan çıkarma.

Bu masajı okumak için geç kalmıştı. Gözleri bebeğe kaydığı anda bir mesaj daha geldi.

05*********: İfrin laneti üzerinde olsun.

Ezgi: Kimsin sen?

Ezgi: Şu lanet saçmalığına inanmıyorum.

05*********: Ben hiç kimseyim.

05*********: Var olmayan biriyim. Seninle konuşmak için bu yöntemi seçtiysem bu benim biri ya da...Bir insan olduğumu mu gösterir?

Ezgi okuduğu mesajla iyice korkmaya başlamıştı. Konuştuğu kişiyle bu bebeğin ne ilgisi olabilirdi ki.

Ezgi: Bu bebekle ne ilgin var?

Ezgi: Yoksa

Ezgi: Bu bebeği aldığım için mi bana mesaj atıyorsun?

Ezgi korkuyordu. Lanetlenmiş olamazdı değil mi? Bu düşünceyle sinirleri gerildi. Hayır, bu imkansızdı!

05*********: :)

Ezgi: Gülmeyi kes! Soruma cevap ver.

05*********: Oyun başlasın. :)

Ezgi mesajı okuduğu an evdeki tüm ışıklar sönmüş, her yer karanlığa gömülmüştü.

Ezgi pencereden sokağın ışığının içeriye vurduğunu gördü. Yalnızca onların evindeki elektrik gitmişti.

Karanlığın içinde titreyen ellerinin arasındaki telefon yere düştüğünde gözleri zemindeki bebeğin parçaları arasındaki siyah gözüne takılı kaldı.

_________________

|8|7|18|23|13

Sonsuzsiyah_

İFRİN | Texting ލ(TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now