Günler çok yoğun, yorucu geçiyordu. Benim final haftamdı BTS'in ise yoğun programları vardı şu aralar ve evde yoklardı.
Popom ve sırtım bir bütün haline gelene kadar çalıştıktan sonra parmaklarım ve gözlerim haricindeki yerleri hareket ettirmek için ayağa kalktım.
Her yerim kıtırdamıştı.
Markete gidip abur cubur almak için üstüme uzun şeyler giyindim. Hava sıcak olabilirdi ama akşamları esiyordu ve üşütmeye hiç niyetim yoktu. Hem de final haftamda.
O yüzdem dar paça siyah pantolon, düz beyaz ince tişört ve üstüne siyah bir hırka aldım. Anahtar, para, kulaklık ve telefonumu almıştım. Ayağıma BTSxPUMA ayakkabılarımı giydim. Kapüşonumu taktığımda merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladım.
İki hafta geçtiği için alçım çıkmıştı. O alçının parmağıma kattığı ağırlık gittiği için mutluydum.
The Truth Untold şarkısını açtım ve o şarkıyı dinleyerek markete gitmeye başladım.
Yanımda beliren gölge ile gölgenin sahibine baktım: Taehyung.
O da benim ile aynı giyinmişti ve kapüşonu ile saçlarını kapatmıştı.
Kulaklıklarımdan birini çıkartıp kendi kulağına taktı.
Sevgili gibiydik.
Bu düşünce aklıma gelince gülümsedim.
"Sanırım aniden yanımda belirmek hobilerinden." dedim.
"Sanırım." dedi.
O gözlerini kapatmış şarkının melodisine kendini vermişken fotoğrafını çektim.
K U S U R S U Z.
(Medyadaki fotoğraf olarak düşünebilirsiniz.)
