XIV

307 30 13
                                    




Hiç olmazsa bu ağaçların duygularımı güvende tutmasına izin ver, lütfen.
Bu yaprakları sadece bir kez daha üzerimize doğru serpiştir.
Yakında zaman bizi uzaklara sürükleyecek.
Şu an sahip olduklarımıza yavaşça tutunuyorum, emin olabileceğim tek şeylere.


jisoo'nun geçenlerde coverladığı sakurario maukoro (şarkının adından emin değilimgnmdşgs) şarkıdaki sözler, bayağı hoşuma gitti<33











"Ne dediğinin farkında mısın?" dedi Jisoo gözlerini çıplak vücudundan ayırırken. Normalde insanların yanında ağlamaktan nefret ederdi fakat şu anda hem göz yaşlarını hem de hıçkırıklarını tutamıyordu.

"Lütfen ağlama." dedi Jennie titreyen sesiyle. "Seni daha fazla incitmek istemiyorum." Kurduğu her cümleyle birlikte kendisine olan nefreti de giderek artıyordu fakat bir süre ara vermenin ikisi için de en iyisi olacağından emindi ve şu anda kararını hiçbir şeyin değiştirmeyeceğinden de.

Jisoo ise hayatında ilk defa uçurtma uçurmaya çalışan küçük bir çocukmuş ama birisi elinden o uçurtmayı alıyormuş gibi hissediyordu. Kalbinin kırılma sesini duyduğuna yemin edebilirdi. Jennie'ye binlerce şey anlatmak istiyor ama hangi birisinden başlaması gerektiğini bilmiyordu, boğazının düğümlendiğini fark ettiğinde bir süre sessiz kalmayı tercih etti.

Hayatından ilk defa birisine bu kadar güvenmiş ve içini açmıştı. Onun diğerleri gibi olmadığını biliyordu. Her ne kadar dışarıdan soğuk birisiymiş gibi görünse de, yüksek ihtimalle o yumuşacık kalbinin farkında olan tek kişi kendisiydi. Bu yüzden Jennie'nin bugüne kadar aksini iddia etmiş olması hep onu sinirlendirmişti.

Jisoo bu kadar güzel başlayan bir şeyin sonunun çabuk gelmiş olmasını kabullenemiyordu. Belki de geçmişe dönüp baktığında, Jennie'ye en çok kızacağı konu bu olacaktı. O eviydi. Kısa bir süre uzaklaşsa bile hemen özleyeceği ve bulunduğu başka hiçbir mekanın ya da yanında olduğu hiç kimsenin hissettiremeyeceği o huzuru veren; eviydi.

"Bu doğru değil. İkimiz de biliyoruz. Bu doğru değil Jennie. Bunu hak etmiyoruz. Gerçekleşmesini istemediğim bir şeye alışmak zorunda değilim."

"Haklısın Jisoo ama biraz zamana ihtiyacımız var."

Jisoo hala bunu kabullenmek istemiyordu. Kalbindeki o boşluğu nasıl dolduracağını da bilmiyordu, ona olan kızgınlığını kelimelere nasıl dökeceğini de. Ne derse dersin hissettiklerini tamamen açığa kavuşturamayacaktı. Bağırmak istiyor ama susuyordu, ona sarılmak istiyor ama daha kötü hissedeceğinden korkuyordu.

"Lütfen." dedi Jennie yalvaran gözlerle ona bakarken, "Her şeyi düzeltmem için zaman ver bana." Jisoo her ne kadar bunun çok mantıksız bir karar olduğundan emin olsa da, başıyla onu onayladı. Çünkü hiçbir şey onu bu düşüncesinden vazgeçirmeyecekti, zorlamaması gerektiğinin farkındaydı.

"Son bir şey isteyeceğim." dedi Jisoo, Jennie'nin aklında ise bir sürü senaryo dönüp duruyordu fakat diyeceği şeyi beklemeye devam etti,

"Gitmeden önce en azından bana son bir kez gülümse." Gerçekten Jisoo başına gelmiş en güzel şeydi, her ne kadar çoğu zaman Jennie kendisinin aptal sorunlara sahip olan bir insan olduğunu düşünse de sorunları sayesinde tanışabileceği en harika insan şu an tam karşısında duruyordu. Ne olursa olsun, onu her zaman güzel hatırlayacağından ve onun yerini kimsenin dolduramayacağından son derece emindi. ''Yalnızca gülümsemeyeceğim.'' dedi ona doğru yaklaşırken, bu sefer Jisoo'nun geriye çekilmiyor oluşuna sevinmişti. Ona iyice yakın olduğundan emin olduktan sonra sımsıkı sarıldı. Ona sarılınca hissettiği huzuru da asla unut(a)mayacağını biliyordu.

''Dünyadaki en güzel kalbe sahipsin, özel ve eşsizsin. Umarım insanlara verdiğin onca desteğin ve sevginin karşılığını her zaman almaya devam edersin, ben olsam da olmasam da.'' Ve ona biraz daha sıkı sarıldı. Ardından kocaman gülümsedi.

''Ne yaparsam yapayım gitmeni engelleyemeyeceğim, değil mi?'' dedi Jisoo umutsuzca ona bakarken, Jennie başını salladığında kalbinin bir kez daha kırıldığını hissetti ve burukça gülümsedi. ''Öyleyse kendine iyi bak Jennie, tekrar karşılacağımıza yürekten inanıyorum.'' Ve Jennie'nin yüzünde tekrar Jisoo'nun kalbini eritecek o kusursuz gülüşü belirmişti. Ona bir kez daha sarıldıktan sonra hızlı adımlarla evden çıktı.

Jisoo sertçe çarpıtılan kapının sesini duyduğunda, tekrar hıçkırarak ağlamaya başladı...




















SONRAKİ BÖLÜM FİNAL:DDDD

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

don't let me drown || jensooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin