Φ 19. Bölüm Φ

3K 192 113
                                    

Φ Billie Eilish & Khalid - Lovely parçasını dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. Φ

Bir türlü bugününe varamıyordu. Zihninde dört dönen anılar şu ânı yaşamasını engelliyordu sürekli. Pek çok kişiyle yaşanan pek çok anı... Kim için ne yapmalıydı ya da birileri için herhangi bir şey yapabilir miydi? Neler olmuştu, hayır asıl soru bunca şey nasıl olmuştu, ne zaman olmuştu? Kafasının içinde kafatasını parçalayıp çıkmak isteyen, onu sürekli zorlayan bir şey varmış gibi hissediyordu. Çok fazla ses duyuyordu. Çalıp duran telefonlar, çarpılan kapılar, fısıltılar, komşu çocuğunun bağrışları, yağmur damlalarının cama çarpışı... Katlanamıyordu. Yattığı yerden, avuçları arasında yok etmek ister gibi göğüs hizasında sımsıkı tuttuğu yorganı, dudaklarına bastırabilecek kadar yukarı çekti ve çıkan bir hıçkırığı daha havaya karışamadan yorganına gömdü. Sımsıkı kapattı gözlerini, gözyaşları ardı arkası kesilmeden süzüldü önce yanaklarına sonra çenesine ardından da yastık kılıfına. Daha çok ağladı. İniltisini gizleyemedi bu sefer, kaçıverdi ağzından feryadı. Bunu bekliyormuş gibi yine yeniden doluştu zihnine anılar.

Koşturuşlar... Her adımın yankı yaptığı boş hastane koridorları... Parlak beyaz ışıklar... Çınar'ın ikide bir gözlerine götürdüğü ellerindeki ıslaklıklar... Nefes nefese kalışlar ama durmayışlar... Korku, panik, çaresizlik... Ameliyathane önündeki Çağlayan çiftinin çığlıkları ve Çınar'ın yere yığılan annesini gördüğü an yoğun bakıma varamadan kalakalışı... Umut'un ta kalbinde hissettiği titreyiş... Çınar'ın bilinçsizce sol kolunu hemen yanına, boşluğa, uzatması ve Umut'un Çınar'ın aradığı destek olup düşmeden hemen önce onu yakalaması... İnsanın kanının donmasına neden olacak bir haykırış... Çınar'ın Umut'un ayaklarının dibine, dizleri üstüne düşüşü... Bir içler acısı haykırış daha ve bu haykırışların sahibinin Çınar olduğunu Umut'un şok içinde fark etmesi... Bir haykırış daha... Umut'un da dizleri üzerine çöküvermesi... Hiç düşünmeden ellerini Çınar'ın yüzünün iki yanına koyması, yabancısının başını kaldırmak istemesi "Çınar..." diye yalvarması... Çınar'ın gözyaşlarıyla bezeli yüzünü kaldırması, Umut'a bakması ama onu görememesi... Ağlaması, ağlaması, ağlaması... Umut'un Çınar'ı kendine çekip sımsıkı, onu bu dünyadaki tüm kötülüklerden, kötü hislerden korumak ister gibi sarılması... Ama artık bunun için çok geç olması... Çınar'ın Umut'un omzunda, yumruk yaptığı elleri arasındaki genç kızın siyah kazağını her an biraz daha fazla sıkarken ağlaması... Umut'un "Ağlama ne olur! Çınar... Dayanamıyorum..." derken yabancısıyla birlikte ağlaması... Çınar'ın duymadan, görmeden yalnızca hisleriyle kavradığı gerçeklik yüzünden "Yanlışlık olmalı, bir yanlışlık olmalı. O daha çok küçük..." diye dur durak bilmeden mırıldanmaları... Koşuşturan doktorlar ve hemşireler... Karmaşa ve kargaşanın iç içe geçmesiyle oluşan kaos... Onca haykırış, onca "Sakin olun!" sözleri arasında bir an olsun kollarını birbirlerinin bedeninden ayırmadan, biri ötekinin, diğeri berikinin omzuna gömdüğü başıyla, oldukları yerde ağlamaları... Çınar'ın tekrar ve tekrar "O daha çok küçük..." diye mırıldanması... Bir an durması... Kaskatı kesilen bedenini Umut'unkinden ayırması ve boş gözlerle hıçkırıkları yüzünden titreyen genç kıza bakması... "O daha çok küçüktü." diye düzeltmesi yanlışını... Umut iki elini dudaklarına sımsıkı bastırırken yaşların ellerinden dirseklerine akışı... Çınar'ın ağlamayı kestiği suratında tek bir mimik bile oynatmadan ayağa kalkması ve arkasını dönüp, yoğun bakım ünitesine varmak için deli gibi koşturduğu koridorlarda yarı yürüyerek yarı tökezleyerek uzaklaşması...

Sonrası yoktu Umut'ta.

Bu, Çınar'ı son görüşüydü.

Sonra da sanki bir daha var olamadı.

METAMORFOZWhere stories live. Discover now