Bir Zamanlar...

68 15 0
                                    

Bağlı olan ellerime inanamıyorum. Yani niye bağlarsın ki? Ben niye kaçayım, sen niye kovalayasın? Cidden bu pelerinli kişi epey tuhaftı. Beni nasıl bu direğe elim kolum bağlı bıraktığı kısmını atlıyorum. Yeterince rezil oldum ben zaten. Bir de bu olayı hatırlayarak rezillik kat sayımı arttırmaya meraklı değilim. Bundan emin olabilirsiniz.

Benim gibi pelerinli olan şahsiyet önündeki kazandaki büyü işine devam ederken ben de bulunduğum yerde çırpınıyorum. Yok, boşuna bu çabam işte! Olacağı yok! Ayaklarımla havaya tekme atarken bağırıyorum. "Benimle derdin ne? Manyak mısın sen hem? Hayır, yani niye bir insan yok yere yüzünü gizler bu bir! İki niye hiç konuşmuyorsun? Üç, cesaretin varsa yüzünü göster yiğidim! Seni tanımak isterim!"

Pelerinlinin offladığını duyar gibi oluyorum. Çok geçmiyor başındaki kapşonluyu indiriyor. Onun indirmesiyle şok oluyorum. Ciddi anlamda! Elim ayağım titremeye başlıyor. Gözlerim sızım sızım sızlıyor, dişlerimi sıkıyorum ve havaya tekmeler savurmaya devam ediyorum ama bu sefer ne kadar öfkem varsa boşaltıyorum. Duygularım... Karman çorman ne yazık ki! Ne hissetmem gerektiğini umursamıyorum. Ne hissettiğim benim için şu an daha önemli! Kırgın ve kızgınım.

"Adisin kızım sen! Pisliğin tekisin! Biliyordum, biliyordum işte! Büyü yapıyorsun değil mi? SEN GÖLGE'YE BÜYÜ YAPIYORSUN!"
"KESSENE ŞU SESİNİ!"
"SUSMUYORUM LAN! SUSTUR O HALDE!"

Kedicik derin bir soluk alırken ben havaya tekmelerimi savurup bağırıp çağırmaya devam ediyorum. "Biliyordum! Niye kimse bana inanmadı ki? Biliyordum işte! Belliydi başından beri! Başkalarını istediğin gibi kullanamazsın! DUYUYOR MUSUN BENİ? Kul-la-na-maz-sın! Hastalıklısın sen! Hastalıklı!"
"Ya bir sus cidden! Başım ağrıdı. Bak anlaşalım! Sen şu yaygarayı kes! Ben de sana açık açık her şeyi anlatayım ha? Ne dersin?"

Her zamanki iç savaşlarımdan birinin galibi yine merak oluyor. Merakım öfkeme karşı daha ikinci turdan maçı sonlandırmış bir boksçu gibi zaferini kanıtlamak için yumruğunu havaya kaldırırken ben çoktan suspus olmuş bulunuyorum. Kedicik ne kadar hayret vericidir ki sözünü tutuyor ve lafı uzatmadan söze giriyor. "Tamam, kabul haklıydın ama tamamen haklı da değildin. Yanıldığın çok kısım vardı. Ayrıca ben kimseyi kullanmadım! Sadece benim olanı aldım!"

Sözüne müdahale etme gereği duyuyorum çünkü yine öfkem kabarıyor. Gölge'den bu şekilde bahsetmesinden nefret ediyorum. 'BENİM' ifadesinden nefret ediyorum. O da bir insan! Eşya gibi bahsedilmesene gerek yok! "Nasıl senin lan? Nerden senin? Zaten oyuncak ya o çocuk! Sıkıldıkça alıp oynarsın! DUYGU YOKSUNUNUZ SİZ! Ama sözde en yoğun duyguları yaşamaya biliyorsunuz! Aşkmış(!) sizin olsun aşkınız da, olmayan..."

"YETER! Cidden yeter! Ya dinle ya da defol git!" Gülerek bağlı olan ellerimi gözlerimle gösteriyorum. "Defolmayı ben de çok isterdim canım(!) ama olmuyor işte!" O sinirle kafasını iki yana sallayıp sözlerine devam ediyor. "Bak Gezgin! Şimdi sana bir masal anlatacağım. Uzun olacak belki de ama cevaplarını alacaksındır. Bu masalı anlatmayalı bayağı oluyor sanırım. İyi dinle! Çünkü bu benim masalım!"

Onun masalı beni zerre ilgilendirmese de dinlemem gerektiği kanısına varıyorum. Cevaplarını alacaksın dedi lan kız! Daha ne desin? "'Çok çok eski zamanların birinde...' ya da 'Bir varmış bir yokmuş...' diye başlamayacağım tabi ki de! Hızlı geçeceğim tüm olayları. İşim gücüm yokmuş gibi bir de sana tekerleme anlatamam. Neyse, başlıyorum! Klasik bir masal bu da. Prens ve Prensesin ha bir de cadının bulunduğu bir masal. Yakışıklı bir Prensimizin saray turlarından birini gerçekleştirdiği günlerden biriymiş. Prens Ordu kumandanlarına emirler yağdırmaktaymış. Yakında yaşanacak olan savaştan alnının akıyla çıkmak istiyormuş çünkü. Ordu kumandanını sıkı sıkı tembihledikten sonra gözü o sırada ilerlemekte olan cariyeye takılmış. Gönül bu ya... Pır etmiş konmuş, yerleşmiş yüreği oraya. Oysa ilgilenmesi gereken bambaşka işleri varmış. Savaşa yoğunlaşmalıymış. Olmamış ama işte! Gözü o cariyeden başkasını görmez olmuş."

Kaf Dağının da ÖtesindenWhere stories live. Discover now