Yoğun bir staj gününün ardından arkadaşın Tina ile yürüyorsun. Güzel yaz gecesinin yıldızları yolunuzu aydınlatıyor, eve de fazla kalmamış.
Ayağındaki stilettolar varlığını unutturmuyor, durmadan canını acıtıyorlar. Kalem eteğin de adımlarını hızlandırmana engel oluyor.
Adın Aurélia. 18 yaşındasın. Üniversite son sınıf, psikoloji ve bilgisayar mühendisliği bölümü öğrencisisin. Psikoloji stajından çıktın.
Artık mecalinin kalmadığını fark eden arkadaşın, seni hızlandırmaya çalışıyor:
"Hadi ya, iki sokak kaldı dayan azıcık."
Seni dönüşte yalnız bırakmaması büyük bir incelikti ama arabasını getirmemesi bir o kadar da salaklıktı.
"Bir daha arabayı getirmeyeceksen gelme benimle. Bu işkenceyi tek başıma da çekebilirim." dedin nefesinin arasından.
"Taksi çağırabilirdin. Ama sen cimrilik yapmayı tercih ettin."
"BEN CİMRİ DEĞİLİM!"
"Bunu inanarak söylediğini sanmıyorum."
"Gayet de lafımın arkasındayım. Ne cimriliğimi gördün? Neyini eksik koydum?"
Aynı evde yaşıyorsunuz. O yüzden bu soruyu sorma hakkını kendinde bulabiliyorsun.
"Doğru canım doğru. Daha karga b*kunu yemeden marketten indirimli ürün stoklayan manyak benim değil mi? Ya da her Kara Cuma'da içindeki yamyamı ortaya çıkaran da benim. Az fatura ödemek için evde 3 kat hırka ve battaniye ile dolaşan da benim..."
"Kombi ne kadar para yakıyor, haberin var mı? Zaten stajyerlere parayı koklatıyorlar. Ben iktisat yapmasam o kocaman televizyonu rüyanda görürdün. Yamyamlık bak ne işine yarıyormuş."
"Bir kere ben o televizyonu rezillik çıkmadan da alırdım. Babişkoma bir telefon, yarın evinde!"
"Madem babişkon sana bu kadar iyi davranıyor, benim evimde ne işin var? Bıraksaydın beni de cimriliğimde(!) boğulsaydım!"
"Bunu konuştuk. Benim bizimkilerle içim sıkılıyor. Yanımda havalı bir hatun arıyorum ne yapayım."
Elini omzuna atıyor. Ona gülümsüyorsun.
"Sana uyuz oluyorum."
"Ben de sana."
Tina ile üniversitenin ilk yılında tanıştınız. O da mühendislik okuyordu. Sen 16 yaşındaydın, o ise 20. Pek normal bir tanışma olmadı sizinkisi. Diğer arkadaşlıklar gibi değildi. O güçlüydü, popülerdi. Sen de güç istedin. Elini uzattı sana. Artık sen de ondandın.
En başta çıkar ilişkisiydi. Sonra ise gerçekten arkadaşlığa dönüştü. Zor zamanlarında yanında sadece onun olduğunu fark etmen biraz zaman almıştı. Kendi kardeşin bile yokken o vardı.
Öyle tiki kızlardan değildi Tina. Başarılıydı, zekiydi, güçlüydü. Kıvrak zekası ile her şeyin altından kalkabilirdi. Onun bu özelliğine hayrandın.
Grupta sadece siz yoktunuz. Nathan ve Noah da vardı. Onlar da iyi çocuklardı. Aynı bölümde bu dört arkadaş bir araya gelince, akan sular duruyordu. Girdiğiniz projeler harikaydı, sonuçlara insanlar hayran kalıyordu.
Ama bu dörtlü sadece okulu değil, interneti de kasıp kavuruyordu.
En başta her şey bir fikirdi. Nemo, sizin ustalık eserinizdi. Amacınız insanları sansürsüz bilgiye ulaştırmaktı, ve bunu başardınız da. İnternete bir bomba gibi düşen Nemo, çok şeyi değiştirmişti. Yaptığınız şey bir devlet adamının kaç kadınla yattığını öğrenmek değildi, bu magazine girerdi. Siz insanlara hak ettikleri gerçeği sundunuz.
