Part 1 / Fall Of A Failure

595 64 49
                                    

Gözlerini açıyorsun. Luka yanında yok. Ona seslenmek istiyorsun, ancak artık kulede olmadığını fark ediyorsun. Bu ne tür bir hologram? Gerçek gibi. Yerden eğilip bir taş alıyorsun. Gibisi fazla. Bu gerçek.

Boş bir arazidesin. Etrafta yıkık binalardan başka bir şey yok. Yavaş yavaş ilerliyorsun.

Kaza yapmış arabalar, kırık cam parçaları... Burası bir savaştan çıkmış gibi. Sonra küçük bir kız çocuğunun sesini duyuyorsun.

"Anne? Luka? Anne! Korkuyorum."

Çocuğa doğru gidiyorsun. Senden korkuyor, geriye birkaç adım atıyor. Ona elini uzatıyorsun.

"Korkma benden. Sana zarar vermeyeceğim."

Duruyor. Gözlerinin içine bakıyorsun. O sensin. Birkaç damla yaş dökülüyor yanaklarına küçük kızın.

"Anneni mi kaybettin?"

Kafasını sallıyor.

"Biliyor musun, ben de annemi kaybettim. Onu beraber bulalım mı?" Bunu söylerken senin de gözlerinden yaşlar dökülüyor. Elini tutuyorsun ve yola onunla devam ediyorsun.

O, o kadar güzel ki... O kadar masum ve saf... Senin şimdiki halinden çok uzak. Bir anlığına o olmak istiyorsun. Onun gibi temiz olmak.

Gözlerindeki yaşları siliyorsun ve ona dönüp:

"Anneni en son ne zaman gördün?"

"Beni burada bekle dedi, ama gelmedi. Kardeşimle birlikteydi."

Anıyı hatırlamaya çalışıyorsun. Küçük sen muhtemelen 6 yaşında. Düşünüyorsun, düşünüyorsun... Sonunda buluyorsun. O gün anneni hastaneye kaldırmışlardı. Bu yüzden seni almaya gelememişti.

"Annenin nerede olduğunu biliyorum."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

"O zaman ona gidelim! Ben annemi çok özledim!"

"Ben de. Ben de."

"Biliyor musun, sen anneme çok benziyorsun."

"Ya, öyle mi?"

"Ama annemin gözleri mavi. Seninkiler değil."

Annenin o güzel gözleri. Sana annene benzediğini hep söylerlerdi. Ama bir tek onun gözlerini almamıştın.

Anılarında hastaneyi bulmak için ilerlemeye başladın. Bu ne tür bir test ise, seni kendi kafanın içine ışınlamış olmalılardı. Burası kıyamet yeri gibi.

Adımlarını dikkatli atarak düşmeden gidiyorsun. Sonunda bir hastane görünce umutlanıyorsun.

"Sanırım anneni bulduk!"

"Öyle mi?"

Oraya doğru hızlanırken bir anda gözüne biri ilişiyor. Bakışları bomboş, üzeri kanlı biri. Bu, anneni kaybettiğin günkü sen.

"Gidelim buradan ufaklık. Burası aradığımız yer değil."

Onu kucağına alarak hızla uzaklaşıyorsun. Görmemeli. Daha çok küçük. Bunu kaldıramaz.

"Ama... Nereye gidiyoruz?"

"Annen başka bir yerdeymiş."

"Burada olduğunu söylemiştin!"

Önünde kırık bir ayna görünce kanın donuyor. Hareket edemez hale geliyorsun. Yanlış yere gelmişsin. Burası kötü anıların olduğu yer.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 03, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Mirrors (Loki X Okuyucu)Where stories live. Discover now