19.Bölüm: Hayatta kalması için fedakarlıklar yapman gerek."

6.5K 729 509
                                    

19.Bölüm

"Senin yanında kendi gibi davranmıyor. Olduğundan çok daha farklı birine dönüşüyor. Gardını indiriyor, kontrolünü kaybediyor..." Bir solukta konuşan Yugyeom, nefes nefese kalarak öksürdü.

Hararetli konuşmasının yarattığı etki ve düşünceleri ruhumu huzursuz etmişti.

"Aksine. Benim yanımda,'' dedim onun heyecanlı görüntüsünün aksi bir sakinlikle. "Size karşı kullandığı karanlık maskeyi indiriyor ve olduğu kişiye dönüşüyor.''

Sıradan bir sabahtı.

Güneş tüm ışınları ile odama dolduğunda yattığım yerden huzursuzca kalkmış, dün gecenin tehlikeli hatıralarını göz ardı ederek hava almak için bahçenin gölge bir yerine dinlenmeye çıkmıştım.

Benliğimle kaldığım ve iç sesimi dinleyerek ruhumu dinlendirdiğim minik törenim, tehlikeli bakışlarla yanıma gelen bir hybrid tarafından sonlandırılmıştı.

Yugyeom.

Buraya geldiğim ilk andan beri ona karşı duyduğum huzursuzluk hissi iyice kabardığında ve o benimle konuşmak istediğini söylediğinde; teklifini memnuniyetizce kabul etmiş ve bu ana kadar bana söylediği tüm saçmalıkları dinlemiştim...

Daha fazla tahammül edemeyeceğimi hissedip onu susturacağım sırada ise bir anda,

"Jackson." Demişti.

Tanımam gereken biri miydi?
Düşünce seline kapılıp hafızamda ismini  yoklamama gerek kalmadan konuşmaya devam etti.

"Sevgilimdi." Gözlerini yumdu. "Benliği için çıldırdığım, aşık olduğum sevgilimdi. Ancak doğru olmayan düşüncelere sahipti. Jungkook'un olduğu yeri istiyordu. Başa geçmek istiyordu. Jungkook bunu öğrendi. Onu öldürmek için beni görevlendirdi."

Nefesimi tuttum.

Yapmış mıydı?

"Onu öldürdüm." Dedi bir çırpıda. "Çünkü başa geçse bile asla Jungkook kadar güçlü ve akıllı kararlar alamayacağını biliyordum."

"Ben-"

Sözümü keserek ayağa kalktı.

"Park Jimin, bizlerin hayatta kalmasının tek yolu bu. Güçlü olmalı ve güce ortak olmak için savaşmalıyız. Hayatta kalmak için fedakarlıklar yapmamız gerek."

Durdu ve tam gözlerimin içine doğru  baktı.

"Hayatta kalması için fedakarlıklar yapman gerek. Ne söylemeye çalıştığımı anlıyorsun. Değil mi?"

-

"Bu sabah erkencisin." Yemek masasında yanına kurulurken, iştahla guruldayan karnıma engel olamayıp yemeklere saldırdım.

"Evet." Dedi başını ovarken. "Uyku tutmadı. Ve başım çatlayacak gibi ağrıyor."

Nefesinden yayılan alkol kokusu bana kadar ulaştığı için yüzümü buruştum.

"Dün gece içtiğin içkiler yüzünden olmasın?" Diye sordum imayla.

Omuz silken Jungkook,

"Bu ne iştah?" Diye sordu.
"Dün gece yeteri kadar doymadın mı yoksa?"

Güldüm.

"Yeteri kadar değil. Ama yatak odamdan utançla kaçmış olmasaydın yeteri kadar doyabilirdim." Dudaklarımı ağır bir yavaşlıkla yaladım. "Tadın tam burada, damağımda kaldı. Daha fazlasını vermen için bekliyor."

Cunning Child | JikookWhere stories live. Discover now