12| "Beni neden öptünüz?"

7.6K 727 196
                                    

medya: the neighbourhood - female robbery

yaklaşık 2000 kelimelik bir bölüm oluşunun hatrına bol bol yorum yapıp oy verirsiniz, değil mi?

yanlışlarım varsa mazur görün, gözlerim acıyarak tamamladım. keyifli okumalar~


***


Hiçbir zaman yeni bir güne, öyle severek izlediğimiz dizilerde gösterildiği gibi ışıl ışıl, huzurlu ve mutlu bir şekilde uyanmamıştım. Çünkü saçmalıktı. Güneş sabah sahip olduğu tüm yakıcılığıyla camdan süzülüp de gözünüzü acıtınca mutlu ve huzurlu uyanmak gibi bir şey söz konusu olmazdı, olamazdı.

Ancak bu sabah farklıydı. Bu sabah oldukça mutlu ve huzurlu hissediyordum.

Sebebi penceremden içeri süzülen güneş ışınlarının gözüme vurması da değildi üstelik. Aksine, biriyle yatağımda sarılıyordum, parmakları sırtımda yavaş hareketlerle daireler çizerken yüzüm o birinin boynuna gömülüydü ve o birinin kim olduğunu çıkarmak çok da zor değildi. Kokusunu ayırt etmek artık çocuk oyuncağı gibi bir şeydi.

Dün gece... Dün gece, alkolün bana o an yaşananları unutturacağına güvenerek arıszlaşmıştım. Fakat alkol bu konuda pek de başarılı olmuş gibi değildi. Çünkü gecenin anıları ufak ufak zihnime akın ederken yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

Tanrım, çıldırmış olmalıydım. Dün gece tüm o arsızlıkları yaparken tam anlamıyla çıldırmış olmalıydım. O kalkıp da gidene kadar uyuyormuş gibi yapsam, bana inanır mıydı?

"Günaydın, küçük." Uykudan yeni kalktığını belirten pürüzlü ve boğuk sesini işittiğimde cevap vermedim. Onun da pek cevap beklermiş gibi bir hali yoktu. "Uyumadığını biliyorum." Beline sarmış olduğum kollarımın tutuşunu birazcık sıkılaştırdım söylediği karşısında.

Uyanmak istemiyordum. Yüzüne bakacak cesaretimin olduğunu sanmıyordum. Hiçbir şey hatırlamıyormuş gibi yapabilirdim. Birkaç şeyi hatırlıyor olsam da ona hiçbir şey hatırlayamayacak kadar sarhoş olduğum yalanını yutturabilirdim. Ama içimden bir ses öyle bir şey yaparsam gülünç duruma düşeceğimi, bu konuda başarısız olacağımı söylüyordu.

Ve Min Yoongi ile tanıştığıdman beri, içimdeki ses yanılmıyordu.

"Evet, benimle uyumak çok cazip olmalı." diye fısıldadı kulağıma. "Gece de bunun için çok ısrarcıydın zaten." Gülerek söylediği cümlesinin ardından saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. Naifti. Neredeyse hissedilemeyecek kadar ufak bir dokunuştu ama kalbimin dört nala koşmasına yetecek kadar etki bırakmıştı. Saçlarımın arasında çiçekler açmıştı. "Jimin, şirkete gitmem gerek."

Telaşla kollarımı belinden çözüp kendimi ondan uzaklaştırdım. Bir süre öylece yüzünü inceledikten sonra doğruldum ve yatağımda bağdaş kurarak oturdum. O kadar çok utanıyordum ki, yüzüne bakmamak için başımı kucağımda kenetlediğim ellerime çevirmiş, tüm ilgimi iç içe geçirdiğim parmaklarıma vermiştim.

"Özür dilerim," dedim başka ne diyeceğimi bilmeyerek. "Fazla bir şey hatırlamıyorum ama utanılacak şeyler yapmış olmalıyım. Sizi de zor durumda bırakmışım anlaşılan. Jungkook sizi neden yanında getirdi onu bile bilm-" Çenemdeki parmakları eğdiğim başımı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladığında, cümlemi tamamlayamamıştım.

7 Rings // Yoonmin Onde histórias criam vida. Descubra agora