25| Karanlıktan korkar (m)ısın?

4.7K 326 133
                                    

Dakikalardır içinde bulunduğumuz arabada öylece dışarıyı seyrediyor, zaman zaman gözlerimi yumarak belki de uyuyabilmeyi diliyordum fakat bu uğraşım nafile bir çabadan başka bir şey değilmiş gibiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Dakikalardır içinde bulunduğumuz arabada öylece dışarıyı seyrediyor, zaman zaman gözlerimi yumarak belki de uyuyabilmeyi diliyordum fakat bu uğraşım nafile bir çabadan başka bir şey değilmiş gibiydi.

Alkolün ve Yoongi ile ettiğimiz baş döndürücü dansın da etkisiyle kendimi mayışmış hissediyordum. Öyle ki, restorandan çıkarken Yoongi'nin belime doladığı kolunun, vücudumun ağırlığının büyük bir bölümünü üstlenmesi gerekmişti. Adım atmaya bile mecalim kalmamış gibi hissederken vücudumdaki bu ani değişiklikten nefret ettiğimi düşünüyordum. Kendimi bir çocuk gibi hissediyor, Yoongi'nin bana taktığı 'küçük' sıfatına bire bir uyduğumu düşünmeye başlıyordum.

"Uykun mu geldi?"

Min Yoongi'nin derin sesiyle bilmem kaçıncı kez kapattığım gözlerimi araladığımda gözlerimle karşımdaki görüntüsünü süzmüştüm. Bir eli direksiyondayken öbür kolunu arabanın açık camına yaslamıştı. Dakikalar öncesine oranla üzeri şimdi biraz daha dağınıktı. Kravatı gevşemiş, gömleğinin üstten birkaç düğmesiyle birlikte kol düğmeleri özgürlüğünü ilan etmişti. Pahalı olduğu her şekilde belli olan gümüş saati trafik lambalarından gelen ışıkları yansıtıyordu. Saçlarının fönü bozulmuş, saçları hafif dağılmıştı. Ve ben karşımdaki görüntüsüyle araba kullanmanın ona çok yakıştığını düşünmeye başlamıştım.

Saçmalıyordum. Kesinlikle saçmalıyordum çünkü herkesin yaptığı ve basit bir eylem olan araba kullanmanın o yapınca ilahi bir eylemmiş gibi görünmesinin başka bir açıklaması olamazdı.

"Biraz." dedim oturduğum koltuğa iyice gömülerek. Her yer buram buram o kokuyordu. Aldığım her nefeste ciğerlerime dolan kokusuyla huzurlu hissediyor, aynı zamanda biraz daha mayışıyordum. "Toplantı beni yordu sanırım. Araba da sıcak olunca ve bu sıcaklık kokunla birleşince uykumu getirmiş olmalı."

"Kokumun uykunu getirdiğini bilmiyordum." Kıkırdayarak söylediği cümleyle tekrar gözlerimi kapatırken gülümsüyordum.

"Kokun bana huzur veriyor." dedim az öncekinin aksine daha fazla bir ağırlık çökerken üzerime. "Güvende hissettiriyor ve bu da uykumu tetikliyor sanırım."

"Demek kokum sana huzur verip seni güvende hissettiriyor."

"Evet, aynen." dedim. "Ve aynı zamanda uykumu getiriyor."

Kahkahası arabanın içine yayıldığında gülümsemem genişledi. Onu güldürebiliyor olmak bu hayatta en çok sevdiğim şeydi belki de. Ciddi olmadığı zamanlarda genellikle arsızlığı üzerinde oluyordu ve o anlarda da sunduğu gülüşler daha çok alaycıl oluyordu. Bu yüzden ondan gerçek, samimi bir gülüş kazandığımda ve bunun sebebi bizzat ben olduğumda çok mutlu hissediyordum.

"Uyu hadi, küçük." dedi kırmızı ışıkta durduğumuzda ve sonunda gülmeyi kesebildiğinde. Arabanın içi hayli sıcak olmasına rağmen arka koltuğa fırlattığı ceketini serdi üzerime. Kokusu daha yoğun bir şekilde ciğerlerime nüfuz ederken cekete sıkıca sarılmış, mırıldanarak memnunluğumu dile getirmiştim. "Geldiğimizde seni uyandırırım"

7 Rings // Yoonmin Where stories live. Discover now