24| Dans et benimle.

3.6K 365 309
                                    

mamamoo - i miss you

selamlar. 5 günün ardından upuzuuuun bir bölümle geldim. öyle ki bu hikayenin şimdiye kadarki en uzun bölümü sanırım. umarım bol bol yorum yaparsınız ve oylarınızı eksik etmezsiniz.

yorumlarınız ne kadar çok olursa beni yeni bölüm için o kadar motive ediyor, haberiniz olsun.

keyifli okumalar.


***

Zamanın neye göre hızlanıp, neye göre yavaşladığını çözmek çok basitti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Zamanın neye göre hızlanıp, neye göre yavaşladığını çözmek çok basitti.

Eğer sevdiğiniz bir şeyler oluyorsa ya da bir yerlerde güzel vakit geçiriyorsanız, hızlı akardı. Anın tadına varmanıza izin vermezdi çünkü her şey siz göz açıp kapayana kadar bitmiş olurdu.

Ancak eğer, hoşunuza gitmeyen bir şeyler oluyorsa veya bulunduğunuz ortamda aslında bulunmak istemiyor, duvarlar üzerinize geliyormuş gibi hissediyor ve karşınızdaki Natalie'yi öldürmek istiyorsanız; zaman, bir değnekle durdurulmuş gibi hissettirir, akrep ve yelkovan birbirini takip etmeyi bırakmış gibi gelirdi.

Şu an tam olarak öyle bir andaydım. Akrep ve yelkovanın önce bana, ardından birbirine küsüp zamanı yavaşlattığı o lanet edilesi andaydım.

İlk başta bir sorun yoktu demek istesem de, en başından beri her şey sorundu. Karşımda oturan Kim Namjoon isimli esmer adamın bakışlarını sürekli üzerimde hissediyor, bana iğneleyici bakışlar atan Natalie'nin bakışlarından ne zaman kaçsam karşımdaki adamla göz göze geliyordum.

Ortamda, hemen karşımızdaki sahneden yükselen rahatlatıcı bir enstrümantal müzik yankılanmasına rağmen ben rahat değildim. Rahat hissetmiyordum. Üzerimdeki bakışlar, beni diken üstünde duruyormuşum gibi hissettiriyordu ve bu rahatsızlık vericiydi.

Yoongi'nin, gerginliğimi anlayarak ara sıra bacağımın üzerine yerleştirdiği eli bile kendimi iyi hissetmeme yardımcı olmuyordu.

Herkes iş hakkında konuşuyordu. Yapacakları ortaklıkla ilgili. Avukatlar kendi aralarında neyin iyi neyin kötü olduğunu tartışırken, patronlar ise daha çok stratejik ve ticari konular hakkında fikir alışverişi yapıyordu. Yoongi, sık sık beni de konuşmaya dahil etmeye çalışsa da kendimi hep geri çekiyordum.

Natalie bile bir şeylere yorum yaparken kendimi geri çekmek ağzına malzeme vermekten başka bir şey değildi belki ama kendime engel olamıyordum. Karşımda, yanımdaki sevgilimin eski ilişkilerinden biri duruyordu. Bakışları sürekli Yoongi'nin üzerindeydi ve cüretkar davranmaktan çekinmiyordu. Yoongi ona her ne kadar karşılık vermese de, Natalie'nin sunduğu öneriyi beğendiği zaman yüzünde oluşan gülümseme benim için son nokta olmuş, dayanma kotamı doldurmuştu.

7 Rings // Yoonmin Where stories live. Discover now