sadece sen'sin.

3.7K 179 29
                                    

"Anlat hadi." Diye söze başladı Kardelen. Okulun biraz uzağında tenha bir çay bahçesine oturmuşlardı.

"Öyle çok önemli bir konu değil kızım ya."

"Olsun, merak ettim ben."

"İki gün önce falandı sanırım. Tanımadığım bir numara mesaj attı. Değişik bir şeyler yazdı, saçmaladı kısaca. Engellemeyi düşündüm ama sonradan vazgeçtim, her an mesaj atmadığı için. Dün de gece yazdı, şarkı söylemek istedi, ben istemedim. Sabah okulda da aradı. Sesini tanımıyorum, bunu kullandı. Sonra telefonu kapattım uyudum, başka bir şey olmadı. Bak bunlar da konuştuklarımız."

Kasım elindeki telefonu Kardelen'e uzatmadan önce Kardelen bir an duraksadı.

"Kantinde uyurken yanında biri oturuyordu." Kasım aniden doğruldu.
"Uyuduğunu görmedim biri seninle konuşmaya çalışıyor sandım."

Kasım şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.

"Ee? Gördün mü onu peki?"

"Arkası dönüktü göremedim. Saçları kumral, düz ve uzundu. Çok fazla dikkat etmedim, zaten sonra sınıfa çıktım. Ama üzerinde sarı bir ceket vardı, belki ondan tanırız."

Kasım Kardelen'i dikkatle dinledi ve daha sonra yine umursamaz ifadesini takındı.

"Merak etmiyorum, tanımasak da olur ama böyle bir şey bi kere daha yaşadığım için yine öyle olur diye kafamı kurcaladı sadece."

Kardelen, Kasım'ın bahsettiği şeyi anlayınca duraksadı ve birden ciddileşti.

"Ha, yok canım. Burnumuzun dibindeyken öyle oyunlar çeviremez. Yanında otururken gayet rahattı, telaşlı olsa zaten gelirdim yanına. Yabancı biri değildir, zor olmaz bulmamız."

Kasım birden gülümsedi.

Kardelen duraksadı.

"N'oldu?" deyip o da güldü.

"Yerin dolacak diye elin ayağına dolaştı sanki."

"O biraz sıkar canım ya."

Gülüşmeler birbirine karışırken masadaki telefon titredi ama Kasım bunu umursamadı.
İçten içe beklentiye girdiğini hissetmek onu kızdırıyordu, buna engel olmak için de böyle bir yöntem deniyordu.

Masada tekrardan titreyen telefona ilişti birden gözler. Kasım telefonu eline alıp gelen mesajı açtı.

054**: yanındaki,

: Kardelen.

054**: yo onu biliyorum

054**: şey diyecektim

054** bugün beni gördüğünü fark ettim de, umarım şu an bunu anlatmıyordur

: Bu masada konunun geçebileceğini sana düşündüren ne :d

054**: teşekkür ederim

: Öd

: Ayrıca takip edilmek hiç hoş değil.

054**: takip etmiyordum, geçerken gördüm sizi

: Buradan nereye geçiyordun acaba. Şehrin en kuytu yeri buralar :d

054**: evime

054**: iki sokak ötede oturuyorum

054**: ha bir de

054**: :d

***

"Buradan giderim ben artık, yolunu uzatma sen de."

Kardelen'in evinin olduğu sokağa girdiklerinde yolun başında durdular.

"Konuşuruz yine."
Kasım Kardelen'e sarılırken, "Konuşuruz," dedi Kardelen.

Arkasını dönüp yürümeye başlarken, Kasım da evine girinceye kadar bekledi.
Kardelen gözden kaybolunca Kasım da oradan uzaklaştı.

Birkaç saat mesaj gelmemişti anonimden, Kasım aklına geldikçe kovmaya çalışıyordu bu fikri. Telefonu eline alıp WhatsApp'a girdi ama anonimin hiçbir bilgisini göremedi. Telefonun ekranını kilitleyip cebine koyarken çalmaya başladı.

0543** arıyor...

Arama reddedildi.

0543** arıyor...

Arama reddedildi.

1 yeni mesaj.

açıldı.

"Sana ihtiyacım var, lütfen aç."

"Müsait değilim, iyi ol."

Kasım içindeki ezici, acı bir tatla yolunq devam edemedi. Bilmediği bir sokağın kaldırımına çöktü.

"Benim bir şey yapmadan kendini kurtarman gerekiyor anonim. Benden bile." diye fısıldadı kendi kendine, gözlerinde acı bir yaş belli belirsiz. Başka mesaj gelmemişti.

"Kasım Berkay Aksu."

Hemen arkasından gelen bir sesle irkildi.

"Beni kurtaran sensin."

*

herkese merhaba!
biraz fazla zaman oldu ama bu iş insanı süründürmeyi pek sever. Bir türlü kafamı toplayamadım, hatta öyle ki Kasım' da bile doğru düzgün bölüm yazamadım maalesef. Ama telafi etmeye çalışacağım elimden geldiğince. Şimdiden okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. İyi bakın kendinize.

kasım | textingWhere stories live. Discover now