cennet*

3.5K 182 25
                                    

Kasım anonimin ismini tam olarak bilmesine mi şaşırsa yoksa hazırlıksız yakalanmasına mı bilemeden donakalmıştı.

"Sen?" sesi bu şaşkınlığı bastırmıştı.

"Bakma." kızın sesi ise sanki biraz önce ağlamış gibi çatlak çıkmıştı. Boğazını temizledi.
"Dönme arkanı."

"Tamam, bakmıyorum. Nasıl buldun beni?"

"Evimin olduğu sokak burası. Camdan gördüm seni."

Kasım kaşlarını çattı ve etrafına bakındı.
"Pekâlâ. Neden arkamı dönmüyorum?"

"İstemiyorum çünkü."

"Er ya da geç bunu öğreneceğimi biliyorsun değil mi? Nereye kadar kaçacaksın?"

"Bildiğim için istemiyorum zaten. Beni her an görebilirsin Kasım. Sadece gördüğün zaman bir anlamı olsun istiyorum. "

"Üzgünüm. Sana bilmeden ne yaptıysam üzgünüm ama bu devam etmez, edemez."

”Ne devam edemez, Kasım?"

"Bana olan hislerin. Kendine zarar vermeye meraklı değilsen uzak dur buralardan."

"Bana zarar verdiğini mi sanıyorsun?"

"Bunun olacağını biliyorum."

"Nasıl?"

"Biliyorum işte. Klasik ben kötü adamım ayakları kesmiyorum yani."

Genç kız iç çekerek güldü.
"Basbayağı öyle yapıyorsun işte."

"Beni tanımadığın o kadar belli ki. Yeni mi geldin sen okula?"  Kasım kızın sessiz iç çekişlerini duymazdan gelmişti.

"Hayır tabiki. Ayrıca seni tanımadığım mı belli? Bir kız vardı, neydi adı?"

Kasım hızlıca ayağa kalktı, Kız irkildi ve birkaç adım geriledi.

"Ne yapıyors-?"
"Evine dön, anonim. Bir daha da asla bana bu konuyu açma, duydun mu? Asla.”

Kasım bir süre öylece bekledi ve arkasını döndüğünde kimseyi göremedi. Kızın bahsettiği kişiyi bilmesi mümkündü ama bu konuyu gün yüzüne çıkarması deli cesaretiydi.

Yaklaşık bir buçuk sene önce Kasım'a yine bilmediği numaradan mesaj geliyordu. Çok geçmeden kız kendini Kasım'a göstermiş, sevdiğini itiraf etmişti. Ama Kasım yaşadığı aile sıkıntıları yüzünden dengesizleşmiş ve asabi ruh hali her iki tarafı da yıpratmıştı. Kasım kendisini çok geçmeden terk eden kıza ne kadar kızsa da bir zaman sonra katlanılmayacak bir insan olduğunu kabullenmişti.

Şehir dışında kendi işini kuran ve hayatını orada kuran ağabeyinin ona daima söylediği sözler hiç gitmiyordu kulağından.
"Seninle bu evde yaşamak her açıdan cehennem gibi. Hiç bilmediğim bir yerde hiç bilmediğim insanlarla yaşarım senin yüzünü görmektense. Babam bizi senin yüzünden bıraktı, bunu asla unutma. Ben de asla unutturmayacağım."

Bunları kendine hatırlattıkça kendini bir mikropmuş gibi hissediyordu. İnsanların kalbinde yer edinememesi kimseyi sevememesi bir suçlu gibi hissettiriyordu.
Sevdiğinden emin olduğu o kişi de onu bırakınca ardından sürekli tekrar etti.

"Seninle bu evde yaşamak cehennem gibi. Seninle yaşamak, cehennem."

Yol boyunca ilerlerken telefonu titredi genç adamın. Cebinden çıkarıp gelen mesajı açtı sessizce.

054**: Konuşabilseydim şunu diyecektim.

054**: O kız seni her ne sebepten bıraktıysa, eminim seni sevmediğinden bırakmıştır. ya da yeterince sevmediğinden.

054**: ben olsaydım o

054**: hiç bırakmazdım seni

054**: daha çok sarılırdım

054**: hatta ne kadar git demişsen o kadar kalırdım

054**: sen, seninle olmayı bilmiyorsun .

054**: sen hiç buradan görmedin seni, buradan bakmadın

054**: onlar ne kadar kara demişse sana o kadar aksın.

054**: bu cenneti biliyorum, yaşıyorum

054**: onlar adına her ne demişse o bana iyi geliyor .

054**: seni seviyorum.

kasım | textingWhere stories live. Discover now