black paradise

3.4K 263 110
                                    

22.10.2018

Hastanede tatlı bir telaş hakimdi bu günlerde. Bir yıldır uyutulan Jeon Jungkook uyanalı tam bir hafta olmuştu. Her gün düzenli olarak doktor kontrolünden geçtikten sonra her anı, yeniden tanıdığı ailesiyle geçiyordu. Ona bir kaza geçirdiğini, bir yıldır uyutulmak zorunda bırakıldığını ve hafızasını kaybettiğini doktorlar eşliğinde anlatmışlardı. Babası ve ablası iş dönüşünde onunla zaman geçirip eski anılarını anlatırlarken, annesi onların olmadığı zamanlarda fotoğraf albümlerini önüme koyarak tek tek anlatırken, ona yeniden doğmuş hissi veriyordu. Jeon Jungkook, nasıl hissedeceğini hâlâ pek bilemiyordu.

Bugün ise akşam vakti, ablasıyla olduğu bir zaman dilimindeydi. Bir hafta önce ablası eline bir defter vermiş ve kendisinin olduğunu söylemişti fakat Jungkook okumayı bilmiyordu... Harfleri hatırlasa bile onları birleştirip okumayı beceremiyordu ilkokula yeni başlayan çocuk misali. Bu yüzden ablasından ona okumasını istemişti ve yazdıklarını duyduğunda, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Yedi yaşından beri bir kızı sevdiğini ilk defa bu defterden öğrenmişti. Yani, sevdiği bir kız vardı fakat o kızı henüz görmemişti... Nasıl hissetmesi gerektiğini kestiremiyordu ve defterine yazdığı HyeBam'ı görmek için meraktan ölüyordu. Kimi sevdiğini, nasıl birisi olduğunu görmek istiyordu. Yıllarca birisini sevmek kolay olmamalıydı.

"Noona... HyeBam neden gelmiyor?" Yatağının yanındaki koltukta telefonuyla uğraşan ablasına dönüp düz ama meraklı bir ifadeyle sorduğunda, ablası ona bakıp kısa bir duraksamanın ardından konuşmaya başlamıştı.

"Aslında gelmek istemişti Jungkook fakat.. Sen hafızanı kaybettiğin için onu tanımamandan ziyade, ona farklı davranmandan korkuyormuş. Kız kardeşi böyle söyledi.." Jungkook dikkatle ablasını dinlerken ne demesi gerektiğini bilmiyordu fakat aklına gelen ilk cümleleri söylemişti bile.

"Annem ve sen biraz anlattınız ama.. Daha fazlasını duymak istiyorum noona. Onunla ben, nasıl anlaşıyorduk, ne yapıyorduk? O gerçekten görmüyor dediniz ve gerçekten güzel olsa gerek. Ama hiçbir şey hatırlayamıyorum. İki gün önce iki erkek gelip bana liseden arkadaş olduğumuzu söylediler. Bir de bir kız geldi, o da liseden arkadaş olduğumuzu ve üniversitede de aynı bölümde okurken çıkmaya başladığımızı söyledi. Ama defterde de böyle yazıyor. Ben.. Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi hatırlamadığım için neye inanacağımı bilemiyorum, üstelik aşık olduğumu yazdığım kızı hâlâ göremedim..." Jungkook kafası karışmış bir şekilde art arda cümlelerini sıralarken, ablası düşünceli bir şekilde onu izliyordu. Derin bir nefes alıp konuşmak için hazırlandı. Kardeşimin ona inanmaktan başka çaresi olmadığını biliyordu.

"Jungkook, o gelen kızın adı Micha. Aranızda ne tür bir ilişki olduğunu bilemem fakat defterlerine, oraya buraya karaladığın isim HyeBam. Micha'yı sen kaza geçirdiğinden beri hastanede yalnızca üç kez gördüm. Kaza geçirdiğin gecenin sabahı, uyutulduğun günün ertesi akşamı ve sen uyandıktan sonra gelişi. Ama HyeBam görmese bile neredeyse her gün buradaydı. Artık hasta olacak diye ailesi sık sık getirmeyi kesmişti fakat gelmediği günler babasını arayıp seni sorduğunu söylüyordu doktorun. Yani, ona karşı olan duygularını ben de deftere yazdığın kadarıyla öğrendim fakat ona olan sevgin daha ağır basıyor olmalı."

"O zaman neden gelmiyor? Beni sevmiyor mu? Yalnızca ben mi seviyorum onu?" Jungkook yine arka arkaya sorduğunda ablası kıkırdamıştı. Hafızasını kaybetmeden önce liseden sonra ablasına sormayı, danışmayı bırakmıştı ve içine kapanmıştı. Hafızasını kaybettiği için üzülse de, bazı huylarının değişmesine seviniyordu çünkü kardeşiyle yıllardır birlikte vakit geçirmeyi özlemişti. Ona eskilerden daha güzel yeni anılar vereceklerdi hep birlikte.

EYE WANT YOU [ Jeon JungKook ] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin