Jeon jimin...

4.9K 386 244
                                    

Bir kaç dakika ağzımı açıp bir şey diyemezken susmuştuk hepimiz.
Ne kadar da tanıdık gelmişti bu çocuk bana.Tıpkı benim gibiymiş meğersem o da,tıpkı bizim gibiymiş meğersem o da.

Jeongguk konuşmuştu ama o an.
Başından beri sessiz kalan jeongguk konuşmuştu o an.
"Eun-wo."demişti.Bir adım öne çıkıp elini tutarken."senin ailen olabilir miyiz?"

Küçük çocuğun kaşları şaşkınlık ile havalanırken benle beraber aynı anda "efendim." demişti bil haber.
İkimizi şaşkın bakışları jeongguk'u izlerken,sevgilim bana doğru yaklaşmış terlemiş elime rağmen parmaklarını parmaklarım arasına geçirirken sıkıca tutmuş gözlerini gözlerimle buluşturmuştu.

"Sevgilim."naif sesine binlerce kez vurulduğum, paramparça olduğum adam."Ona bakabiliriz,onun ailesi olabiliriz."

Öyle güzel bakıyordu ki bana.
Dünyam durmuştu sanki,onun karşısında her seferinde durduğu gibi
Nasıl hayır derdim ki ben?
Nasıl kabul etmezdim ki isteğini.
Merak ettiğim duygulardı hem bunlar aile olmak, sorumluluk almak, jeongguk dışında birine bağlanmak.
Bunlar bana yabancı duygulardı.
Yıllar önce kaybettiğimiz ailelerimizi yağd ediyorduk böylece.
Yıllar önce kimsesiz kalan bedenlerimiz yeniden olacaktı aile.
Nasıl hayır derdim ki ben.
O koca gözlerini heyecan ile bana dikmişken,sesi tereddüt ile titrerken
Nasıl hayır derdim ben.

"Haklısın sevgilim,biz aile olabiliriz"dedim.
Onun yüzündeki tereddütlü ifadeyi silmek isterken."Biz ona da, birbirimize de aile olabiliriz."
Karşımdaki bedenin o tatlı yüzü kocaman bir gülümseme ile süslenirken elimi ellerinden çekmemiş tutuşunu sıkılaştırırken beraber dönmüştük bu sefer o küçük çocuğa.Jeongguk'un bir eli benim parmaklarım arasında dururken diğer eli küçük çocuğun kahverengi saçlarına ulaştı yeniden.
Canını yakmaya korkar gibi yavaş yavaş okşarken"hmmm."demişti.
"Cevap vermeyecek misin bize eun-woo?Ailen olmamıza izin vermeyecek misin?"

Küçük gözleri hafiften kızarırken.
"Ama efendim."dedi."Ben yetimhaneden kaçtım,oraya geri dönmem gerekiyor,yoksa başım belaya girer."konuşurken titreyen zayıf ellerini izledim bi anlığına.
Çok tanıdık gelmişti bu çocuk.

Tıpkı bana benziyordu,tıpkı bize benziyordu.Jeongguk'ta ben de biliyorduk o kirli yetimhaneleri.
En güzel ve bir o kadar da en çirkin yanlarını.Onu orada yalnız bırakmazdık.Tıpkı bizim gibi kimsesiz kalmasına izin veremezdik.
Kurtarılması gerekiyordu onun, tıpkı kurtarılması gerekilen diğer onlarca çocuk gibi...

Ağzını aralayabilmiştim sonunda.
Ona doğru yaklaşıp uzandığı sedyenin yanına otururken elimi jeongguk'un parmaklarından ayırmış,bu sefer parmaklarım arasına o küçük çocuğun avucunu saklamıştım.
Sol avucuma yerleştirdiğim elini sakinleşmesi adına baş parmağım ile okşarken."hayır."dedim."sen yeter ki izin ver ailen olmamıza gerisini biz hallederiz."İnanmayan gözler ile bana baktığında kaşlarımı yalan ile çatmış hafifçe gülerken devam etmiştim.
"Biliyor musun ben bir avukatım,eğer bir şey istersem kolaylıkla yapabilirim yani bu yüzden endişen olmasın,sen artık bizim ailemizin yeni üyesi sayılırsın."

Ailemiz kelimesini söylerken bile içim bir hoş olurken bakışlarımı sevgilime çevirmiş hoşnut bir ifade ile gülümseye devam etmiştim.




                     **********

1 yıl sonra:

Jeongguk'un ağzından:

Uykulu gözlerim bir o yana bir bu yana bakarken aniden kucağıma zıplayan küçük şey ile başımı kaldırmış kucağıma oturup beni uyandırmaya çalışan şeyi izlemiştim.

God's Plan°Jikook Where stories live. Discover now