~Göğün Kayıp Şehri~

1.3K 37 7
                                    

14.09.2021

~Göğün Kayıp Şehri~

TANITIM

Ben bu sevdâyı, hiçbir yere sığdıramadım. Biteviye kalbimden taşırdım. Bazen elime yüzüme bulaştırdım. Ama hep korudum, kolladım. Solmayan bir çiçek kıldım onu, her saniye kokladım.

Sevdim, her gördüğümde ölüp ölüp dirilir gibi. Dokunmaya kıyamadan, dokundukça doyamadan... Günlerimde, yıllarımda, zamanın her zerresinde ince ince işlediğim bir elmas farz ettim aşkı. O vâr oldukça, zenginleşti ruhum. Kimseye harcatmadım lâkin seve seve harcandım.

Gönlümü verdim, güzellik kavramını ona adayarak. Baktığım her yüzde, gördüğüm her mükemmellikte onu düşünerek...

Kararmış geceye, doğan güne, açan çiçeklere... Her birinin kulağına sevdiğim adamı fısıldadım. Anlattım onu dünyaya. Bağırdım, çağırdım, şarkılar söyledim, ağıtlar yaktım. Zihnimden geçen, dilimden dökülen her sözü ona söylemek için çırpındım. Karaya vurmuş bir balık gibi canhıraş biçimde, okyanusuma kavuşmak için paraladım kendimi. Bir dalgasını gözledim kucağında yer bulabilmek için. O dalganın gelmekten korktuğunu bilmeden bekledim, bekledim, hep bekledim.

Bitmek bilmez, tükenmez zamanları olan bir ülke vâr ettim. Sonsuzluğu, aşka yedirdim. Kendi çapımda koca bir masal yazdım, sonu belirsiz, boyumu aşan. Bazen boğuldum bu masalda, bazen gökyüzü içime dolmuşçasına mutlu oldum.

Gizlendim çokça. Kaçışlarım fazlasıyla korkakçaydı da. Sürüklendim daima. Sevdânın gözyaşlarından nehrinde yaşamak ne kadar zor olabilirse o kadar zorlandım... Epeyce de yara aldım yüreğime, tuzlu damlalar içinde. Kavruldum. Fakat en karasından tutuklu kaldım gönül çelenime.

Bir kez bile vazgeçmedim bu sürükleniş furyasından. Bizim kalplerimiz koparılamayan, kimsenin gücü yetemeyeceği ahter huzmeleriyle bağlanmıştı zira.

Sayesi dahi şen ederdi yüzümü, gönlümü. O öyle güzeldi ki sevdâsına kapılmadan edememiştim. Gerçi çok da bir şey istememiştim nadide gönlünden. Yıldızlı gecelerinden akan bir tutam aşktı dilediğim.

Büyür, budaklanırdı göğüs kafesine bırakılanlar. Bense o toprağa verebileceğim en naif şeyi armağan ettim. Güldestemi.

Âsaf'ı.

Ve oldu, kelef ile büyüdü koynumda aşk tohumlarım. Ellerim, ellerine değdi. Bir çift zifiride, en fer günlerimi yaşadım. İşte o an anladım ki ben senelerdir yalancı sitârelerle kandırılmışım.

Vuslatın zehri kanımızdaydı artık. Can damarımızdaydı. Her göz göze gelmemizde bir katre daha karışmıştı hücrelerimize.

Biz, aşkın zehrinden kalplerine devâ bulanlardık.

Biz, aynı göğün altında birbirine hasret kalan, sonrasında ise âtıfetleri uğruna o göğü, yürekten yüreğe yol yapandık.

Âh etmek bir nefesti.
Lâkin Âsaf, değil birine; ömrüm boyunca aldığım tüm nefeslere bedeldi.

O, içine düştüğüm savaşta kazandığım efsunlu tek yenilgiydi.

🌔

Tüm hakları sadece âşıkların görebileceği bir âlemde saklıdır.

GÖĞÜN KAYIP ŞEHRİWhere stories live. Discover now