1

3K 283 18
                                    

Sehun gözlerini hastahanede açtı. Yüzünü buruşturdu. Daha önce birkaç kez daha bilincini hastanede kazandığı olmuştu ve hastahanelerden nefret ederdi. Tüm vücüdunu saran bir uyuşukluk olmasına rağmen sağ kolunda büyük bir ağrı vardı. Bakışlarını sağ koluna indirdiğinde sargı beziyle kolunun sarıldığını gördü. O zaman patlamanın etkisiyle sağ kolunun üstüne düştüğünü hatırladı. Patlama...

Patlamayı hatırlamasıyla şokla doğruldu. Patlamanın asıl etkisini yaşayan Jongin'di. Son anda ona sarılmış ve şok etkisinden onu korumak için vücudunu siper etmişti. Kolundaki serumu sökmek üzereyken içeri annesi girdi.

"Sehun! Oğlum uyanmışsın." dedi annesi. Sevinçle ona doğru yaklaşırken ekledi. "Şükürler olsun."

Sehun yatağının yanında duran annesinin kolunu tuttu. "Omma-nim, Jongin? Jongin nasıl? O beni korudu. Diğerleri nasıl? Ekip nasıl?" diye sordu panikle.

Artık 50'lili yaşlarının solarında olan kadının gözlerindeki sevinç yerini hüzün ve endişeyle değiştirdi. "Ameliyattan çıktı ama henüz uyanmadı. Üstelik doktorlar yapmaları gereken bazı testler olduğunu söyledi."

"Ameliyat mı?" dedi Sehun endişeyle. "Durumu o kadar kötü mü?"

"Bilmiyorum." dedi kadın bir iç çekmesiyle.

"Peki ya diğerleri?" diye sordu Sehun tekrar endişeyle.

Daha derin bir iç çekmeyle cevap verdi annesi. "Herkes ufak tefek yaralanmış durumda fakat en kötüsü Jongin. Başını çarpmış. Chanyeol'ün dediğine göre başı çok kötü kanıyormuş."

"Omma-nim, beni onun yanına götür." dedi Sehun.

Annesinin yardımıyla yataktan indi ve onun koluna girdi. Annesi bir yandan onun yürümesine destek olurken bir yandan serumunun takılı olduğu direği itiyordu. Odasından çıkarken Chanyeol ile karşılaştılar.

"Hayatı fonksiyonlarında bir sorun yokmuş." dedi Chanyeol sevinçle. "Normal odaya aldılar. Uyanmasını bekleyecekler."

Sehun arkadaşına baktı. Kollarında sargı bezleri vardı. Onun kollarına baktığını fark eden Chanyeol söyledi. "Başımı korumak için kollarımı siper ettim. Neyseki ciddi bir şeyim yok."

"Şükürler olsun." dedi Sehun.

Chanyeol onları Jongin'in alındığı odaya yönlerdirdi. Sadece ekipten Kyungsoo odanın önünde bekliyordu. Keskin nişancı olduğu için genelde ekibi arkadan korurdu. Bu nedenle ekipten hiç hasar almadan olayı atlatan tek kişiydi. "Doktor içeride." dedi.

Sehun başıyla onayladı ve sabırla doktorun dışarı çıkmasını bekledi. Doktor dışarı çıktığında hepsi merak ve endişeyle ona bakıyordu. Dile getirmeseler bile doktor ne soracaklarını bildiği için anlatmaya başladı.

"Hayati bir tehlikesi yok fakat başından aldığı darbe, beynin hafıza noktasına zarar vermiş olabilir."

"Ne demek istiyorsunuz doktor bey? Hafızasını mı kaybetti?" diye endişeyle sordu Sehun.

"Kesin olarak kabettiğini söyleyemem. Hasta uyandığında daha net bir sonuç elde edeceğiz. Bununla birlikte hafıza kaybı yaşayabilir."

"En azından hayati tehlikesi yok. Buna da şükür." dedi Sehun'un annesi. "Haberi aldığımda siz çocuklara bir şey olacak diye çok korktum. Şimdi ikinizde hayatta olduğunuz için çok mutluyum." Sehun annesine sarıldı.

Sehun Jongin'i ziyaret ettikten sonra yavaş yavaş ekibin geri kalanını da ziyaret etmişti. Başkomiser yardımcısı olarak ekibin geri kalanıyla ilgilenmeliydi. Durum değerlendirmesi yaptığında en hafif yaralananlar Chanyeol ve Sehun'du. Sehun, Jongin onu koruduğu için iyi durumdaydı. Chanyeol ise sadece şanslıydı. Neyseki hiç kimsenin durumu hayati tehlike taşımıyordu.

AmnesiaWhere stories live. Discover now