6

2.4K 260 42
                                    

Sehun bardağını sertçe masaya bıraktı. Şu anda cidden ama cidden kocasını öldürmek istiyordu. Hayır, çocuğunu babasız bırakamazdı, sadece o güzel suratını dağıtsa yeterdi.

"Sakin ol." dedi Chanyeol. "Bilerek yapmıyor hatta hiç bir şey bildiği yok. O yüzden böyle yapıyor."

Sehun öldürücü bakışlarını kocasının üzerinden çekip Chanyol'e diktiğinde Chanyeol yutkundu. Fakat Sehun sessiz kalmayı tercih etmiş ve bakışlarını tekrar kocasına dikmişti, kızın biriyle fingirdeşen kocasına. Bu durum ilk başta onu sinirlendirse bile daha çok kalbini acıtıyordu. Hani beyin hatırlamasa bile kalp hatırlardı. "Yalancı doktorlar." diye mırıldandı ve bardağını tekrar içkiyle doldurdu.

Chanyeol onu ne diyeceğini bilmez bakışlarla iziliyordu. İkisi birbirine daha yakın olsun diye üçünün birlikte takılmasını öneren Chanyeol'du. Ancak olayların bu noktaya geleceğini tahmin etmemişti. Bilseydi, bara gelmek yerine başka bir şey yapmayı teklif ederdi. Bir Jongin'e bir Sehun'a baktı ve iç çekti. Jongin'e kızamıyordu. Adam kendini bekar sanıyordu hatta sevgilisi bile olmadığını düşünüyordu. Doğal olarak kendini istediğini yapmakta özgür hissediyordu. Sadece onu bu şekilde izleyen ve elinden hiç bir şey gelmeyen Sehun için üzgündü.

Jongin kıza son bir kez gülümseyip yanlarına gelmişti. Elindeki peçeteyi onlara gösterdi. "Kızın numarasını aldım." dedi koca bir gülümsemeyle.

"Aferin sana." dedi Sehun.

Jongin onun sesindeki iğnelemeyi görmezden gelip Chanyeol'e "Kim bilir belki bu gece eve dönmem." dedi ve göz kırptı.

"Barda tanımadığı bir adama numarasını veren bir kızla birlikte olacak biri olduğunu bilmiyordum." dedi Sehun alayla.

"Ne var bunda? Ben bekar ve özgür bir adamım. İstediğimle takılırım."

Sehun sinir bozucu bir şekilde güldü. Dolu bardağını tek seferde içip masaya sertçe koydu.

"Neyin var senin?" dedi Jongin. "Neden bardağı kafama çarpmak istermiş gibi masaya vuruyorsun?"

"Hah! Bardağa yazık."

İkisi de birbirine öldürücü bakışlar atıyordu. Chanyeol'un bildiği bir şey varsa hemen buradan uzaklaşması gerektiğiydi. Hayat ona bir şey öğrettiyse bu, iki evli insanın kavgasına karışmaması gerektiğiydi.

"Benim artık gitmem gerekiyor."

"Nereye?" diye sordu Jongin şaşkınlıkla.

"Siz ikinizin yarın izin günü olabilir ama benim değil. Jongin, Sehun'u evine bırak."

"Gerek yok. Kendim giderim." dedi Sehun.

"Sehun inatçılığı bırak." dedi Chanyeol ve eğilip kulağına fısıldadı. "Seni bırakırsa onu yiyecekmiş gibi bakan ateşli kızılla buradan ayrılamaz ama istediğin buysa sen bilirsin."

"Siktir git Chanyeol." Sehun ona küfrederken fısıldamamıştı. Karşılığında Chanyeol sadece güldü ve Jongin'e "Onu evine bırak." dedi.

Jongin, Chanyeol'ün gidişini ilerlerken "Sen ve beni bilmem ama sen ve Chanyeol gerçekten yakınlaşmışsınız. Chanyeol biri ona küfür ettiğinde öylece gülüp gidecek biri değil."

Sehun gülümsedi ve bu gülümseme Jongin'i şok etmişti çünkü onu ilk kez gülümserken görüyordu. "Chanyeol iyi bir arkadaş." dedi Sehun.

"Hı hı..." diye mırıldandı Jongin. Gözleri Sehun'un dudaklarının hafif yukarı kıvrılmasına takılı kalmıştı. "Senin içkiyi sevmediğini sanıyordum. İş sonrası içki toplantılarına katılmazdın."

AmnesiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin