10

2.6K 272 116
                                    

Toplantıyı henüz bitirmişlerdi. Diğerleri yavaş yavaş toparlanırken Sehun tekerlekli sandalyesini sağa ve sola döndürüyordu. Jongin gözleri onun üzerindeydi. Bu davranışı çok çocukça olmasına rağmen onu izlemekten kendini alıkoyamıyordu. Sehun'un telefonunun çalmasıyla ikisininde dikkati telefon konuşmasına odaklandı, özelikle arayan kişinin ismiyle.

"Efendim Yifan-shi." dedi Sehun.

"Senin randevunu bu akşama alabilir miyiz? Yarın acil bir işim çıktı." dedi Kris telefonun diğer tarafından.

"Bilmiyorum, Min Joon'a bakıcı ayarlayabilir miyim."

"Neden onu Jongin'e bırakmıyorsun?"

"Bilmem ki, nasıl olur?"

"Birlikte biraz vakit geçirmeleri ikisi için iyi olacaktır. Onun bakımını üstlenirse babalık duyguları da geri dönebilir."

"Peki." dedi Sehun bir iç çekmeyle. "Görüşürüz. Yifan-shi."

Sehun telefonu kapattıktan sonra Jongin'e döndü. Kısık gözlerle ona bakan Jonginle yüz yüze geldiğinde biraz şaşırmıştı.

"Sen neden ona Yifan diyorsun?" diye sordu hala kısık gözlerle.

"Çünkü adı Yifan."

"Ben ona herkesin Kris dediğini sanıyordum."

"Ben herkes değilim. Yakın olmadığım insanlara lakabıyla hitap etmem."

Jongin arkasına yaslanıp gülümsedi. "Güzel. Peki Yifan-shi seni neden aramış?" diye sordu Yifan-shi'yi bastırarak söylemişti.

"Yarın acil bir işi varmış randevumuzu bu akşama almak istiyormuş. Jongin benim için Min Joonla ilgilenir misin? Onu bırakacak kimsem yok. Hastalandığından beri ajumma ona bakmakta kendini yeterli görmüyor, bakıcısı ise iş saatlerim dışında onunla ilgilenmiyor. Sözleşmemiz öyle."

"Tabiki bakarım." dedi Jongin sevinçle. Küçük Min Joon ile vakit geçirmeyi seviyordu.

"Onu ve eşyalarını sizin eve bırakırım. Sorun yaşarsan annen sana yardımcı olabilir."

Sözleştikleri gibi işten sonra Min Joon'u onlara bırakıp doktor randevusuna gitti. Doktorla konuşmak istediği şeyler vardı. Bu yüzden bir gün bile olsa randevuları erkene alındığı için memnundu. Seans saatleri bitmiş olmasına rağmen Kris onu içeri aldı.

"Teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim."

"Rica ederim. Aslından bu durumdan memnun olan benim. Sizinle önemli bir konu hakkında konuşmak istiyordum."

Kris merakla öne eğildi. "Nedir bu önemli konu?" diye sordu.

"Bence artık Jongin'e gerçeği söyleyebiliriz. Artık bana karşı düşmanıymışım gibi bakmıyor, arkadaş olduğumuzu kabullendi. Min Joon'u da çok seviyor. Onu da kabullenecektir. Bence artık ona söyleyebiliriz."

Kris iç çekti. "Sehun-shi duygularınızı anlıyorum. Eşinize tekrar kavuşmak istiyorsunuz fakat şu an atacağımız yanlış bir adım bu zamana kadar elde ettiğimiz ilerlemeyi heba edebilir. O sizi arkadaşı olarak kabul etti, eşi olarak değil. Dahası sizden hoşlanmıyor."

**

Jongin küçük Min Joon'un bezini değiştiriyordu. Dışarı çıkmak için hazırlanmış annesi yanlarına geldi.

"Jongin, ben teyzenlere gidiyorum. Min Joon'a tek başına bakabilirsin değil mi?"

"Elbette bakabilirim. İçimden bir ses Min Joon'a daha önce de baktım diyor. Nedense bezini nasıl değiştireceğimi biliyordum." dedi kıyafetlerinin son parçasını da giydirirken.

AmnesiaWhere stories live. Discover now