12

2.5K 261 31
                                    

Jongin sinirle departmanı geçmişti. Odasına girdiğinde kapısını çarptı. Odadan gelen seslerle Chanyeol dayanamayıp içeri girdi.

"Jongin biraz sakin olur musun?"

"Sakin? Sehun'u kasıtlı bir şekilde birini öldürmekten suçluyorlar Chanyeol. Sehun meslekten atılabilir, ceza alabilir ve sen bana sakin olmamı mı söylüyorsun?"

"Sehun kasıtlı olarak birini vuracak biri değil ama senin tehlikede olduğunu düşünüp panikle vurmuş olabilir mi?" diye sordu Chanyeol.

"Sehun'un gerçekten panikle birini vuracak kadar acemi olduğunu mu düşünüyorsun?"

"O zaman adamın silahı nerede Jongin?"

"Bilmiyorum." dedi Jongin ve hırsla yumruğunu duvara geçirdi.

"Sakin ol." dedi tekrardan Chanyeol.

"Sakin falan olamam Chanyeol. Sevdiğimin başı beladayken sakin falan olamam."

Ani gelen itirafla iki adam da donakalmıştı. Birisi aniden duyduğu itiraf için şaşırırken biri ağzından kaçırdığı için şaşırmıştı.

"Sehun'u seviyor musun? Ne zamandan beri?" diye sordu Chanyeol sevinçle.

"Min Joon hastalandığı sıradaydı. Sehun'un gülerken güzel göründüğünü fark etmiştim ama ağlarken çok tatlı oluyor. Sanırım o ağlarken 'Ne kadar da büyüleyici' diye düşünmüştüm."

"Sen nasıl bir sadistsin böyle?"

"Kapa çeneni. Bu benim suçum mu oldu? İnsanların ağlarken çirkinleşmesi ve maymun gibi görünmesi gerekir. Ağlarken bile güzel görünmek onun suçu."

Chanyeol kıkırdadı. "Eğer birini ağlarken bile güzel bulursan bu ona sırılsıklam aşık olduğun anlamına gelirmiş." Chanyeol aklına gelen şeyle düşünceyle kaşlarını çattı. "Onu o zamandan beri seviyorsan ne diye ona birilerini baştan çıkarması için görev verdin?" Sehun o görev yüzünden ne kadar üzüldüğünü biliyordu.

"Emin olmak istedim. Kocasını yeni kaybetmiş ve bir çocuğu olan bir adamı seviyordum. Öylesine hislerle peşinden koşarsam kalbini kırardım. Onun ve Min Joon'un sorumluluğunu alabileceğimden emin olmak istedim. Sonuç olarak fark ettim ki, Sehun'a başka bir adamın yaklaşmasına katlanamıyorum."

"Ne yani görevi aşk testin için mi kullandın?"

Jongin başıyla onayladı. "Sehun'u seviyorum. Min Joon'u da öyle. Onlarla bir aile olmak istiyorum ama bu tek başıma istememle olacak bir şey değil. Sehun hala kocasından bahsederken gözleri sevgiyle parlıyor. Öğrendim ki, onu kaybedeli fazla bir zaman olmamış. Bu yüzden ona hislerimi itiraf etmedim. Ona biraz zaman tanıyacağım, bir sene kadar. Bu arada yavaş yavaş onun kalbine işlemeyi düşünüyorum. Onun kalbini mutlaka kazanacağım."

Chanyeol şaşkın ve kocaman gözlerle Jongin'e bakıyordu. Onun iyiliği için gerçekleri ondan saklarken bunun olabileceğini düşünmemişlerdi. "Jongin... Beklemene gerek yok."

Jongin kaşlarını çattı. "Delirdin mi sen? Kocasını kaybedeli daha dört ay bile olmamış. Hala yas döneminde olan birine nasıl hislerimi itiraf ederim?"

"Sehun yas döneminde değil." dedi Chanyeol.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Jongin mümkünse kaşlarını daha da çatarak.

Chanyeol cevap vereceği sırada vurulan kapıyla konuşmaları bölündü. Kyungsoo başını içeri uzattı. "Müfettiş burada. Seninle görüşmek istiyor Jongin." dedi. Olayların tek tanığı olarak ifadesinin alınması gerekiyordu.

"Bu konuşma burada bitmedi." dedi Jongin ve odadan çıktı.

"Bence de bitmedi." dedi Chanyeol onu takip ederken. Müfettişi görmesiyle "Siktir!" dedi alçak sesle.

Hemen yanında olup onu duyan Jongin kaşlarını çattı. "Yine ne var?" diye sordu.

"Bu adam Lee Dong Soo. Nerede gördüyse bir müddet Sehun'un peşinde dolaştı ama Sehun o adam yerine kocasıyla çıkmaya başlayınca Sehun'a ve kocasına epey kinlenmişti. Ne zaman müfettiş olmuş yahu!"

Jongin histerik bir şekilde güldü. "Ne diye bu kadar güzel olmak zorundaysa. Önce doktor şimdi müfettiş."

Müfettişin yanına vardıklarında Jongin yapmacık bir şekilde gülümsedi. Aynı gülüş müfettişte de vardı. " Tanık olduğunuz için ifadenizi alacağım. Sorgu odasına geçmemizde bir sakınca yoktur umarım. Sonuçta resmi bir soruşturma yapıyoruz."

"Tabi ki yok. Sırf baş komiser olduğum için kurallarda esneklik yapılmasına göz yumamam." dedi Jongin.

Jongin ve müfettiş sorgu odasındayken aynanın diğer tarafından Chanyeol ve müfettişin yanında getirdiği eleman onları izliyordu.

"Yani..." dedi müfettiş. "Silahı gördüğünüze eminsiniz ama ne hikmetse adam yere düştüğünde silah kayboldu ve arama çalışmalarına rağmen bulunamadı."

"Demek ki yeterince iyi aranmamış. Tanık olarak size gerçekleri söylüyorum. Sehun bana seslendiğinde arkama döndüm. Adam silahını bana doğrultmuştu. Sehun ateş etmeseydi, kendimi korumak için ben ateş edecektim. Sehun sadece benden daha hızlıydı, hepsi bu."

"Sizden başka tanık yol ve sizin ifadeniz de güvenilir değil. Bu yüzden yeni kanıtlar bulunana kadar yapabileceğim bir şey yok."

"Neden benim ifadem güvenilir değilmiş?"

Müfettiş pis bir gülüşle arkasına yaslandı. "Kim eşini bile bile hapse gönderecek bir ifade verir ki? Eşinizi kurtarmak için yalan ifade vermediğinizi nereden bileceğim?"

"Ne?" dedi Jongin alçak sesle.

Müfettiş ayağa kalktı. "Tekrar görüşeceğiz Baş komiser Jongin."dedi ve sorgu odasını terk etti.

Jongin ise hala oturuyordu. Chanyeol dikkatlice içeri girdi. "Dostum, bak, sana açıklayacaktım ki bu adamlar geldi. Nereden bileyim adamın bu kadar patavatsız olduğunu."

Jongin ayağa kalkıp Chanyeol'un yakasından tuttu. "Tüm bunlar da ne demek oluyor Chanyeol? Ne demek ben Sehun'un kocasıyım?"

Chanyeol onun yakasındaki ellerini itti. "Ne duyduysan o demek işte. Hatırlamadığın beş yılda önce arkadaş oldunuz, sonra sevgili, en sonunda evlenip çocuk sahibi bile oldunuz. Oldukça sevgi dolu bir çifttiniz, onu korumak için bedenini siper ettin. Onun için ölüyordun ama ölmedin. Bunun yerine beş yıl geriye gittin. Ondan nefret ettiğin zamanlara. Zaten hafıza kaybı yaşamanın şokunu yaşıyordun bir de üstüne nefret ettiğin biriyle evli olduğunu söyleyip seni daha büyük bir şoka uğratmak istemedik."

"Kanıt istiyorum." dedi Jongin. "Onunla evli olduğuma dair kanıt istiyorum."

"Eve git." dediChanyeol. "Evinize."    

AmnesiaWhere stories live. Discover now