Flört

1.9K 130 6
                                    

Tuvalet aynasında saçlarımı son kez kabarttıktan sonra hüsranla ofladım. Saçlarım çok düzdü. Hiç bir çekiciliği yoktu. 

 Emir beni şubenin arka sokağında bırakıp gittikten sonra kafama koymuştum. O dinleme cihazını bugün mesaim bitmeden yerleştirecektim. Gömleğimi ve eteğimi bir kez daha düzeltip gömleğimin üstteki bir düğmesini açtım. Kendi yansımama yüzümü buruşturduktan sonra derin bir nefes alıp duruşumu dikleştirdim ve Bekir'in odasına doğru emin adımlarla yürümeye başladım. 

Kendimden emindim, bu işi yapacaktım. 

 Kapıyı tıklatıp bir kaç saniye bekledim. "Gir," diye seslendi Bekir içeriden. Yüzüme en güzel olduğunu düşündüğüm gülümsememi yerleştirip içeri girdim. Emin adımlarla masanın önüne ilerleyip, "Özür dilerim ama bir şey sormam lazım Bekir Bey," dedim gözlerimi bir kaç defa kırpıştırarak. Yüzüne hemen, her zaman ürkütücü bulduğum gülümsemesi yayıldı. 

 "Tabii Güneş Hanım. Hay hay," Elimdeki dosyayı gösterdim, "Bununla ilgili," 

O yurt dışı transferiyle ilgili sormak istediğim hiç bir şey yoktu aslında. Kendimi nasıl biliyorsam o dosyayı da öyle biliyordum ama masaya bir şekilde yaklaşmalıydım. Yavaşça kıvırtarak masanın etrafından dolaştım ve yanına gelip biraz öne doğru eğildim. Gömleğimdeki açık düğmenin işe yaramasını umuyordum. 

"Şurada," dedim rastgele sayfalardan birini göstererek, "Yurt dışında böyle bir şubeyle çalıştığımızı bilmiyordum." Gözleri gömleğimin açık yakasına takılırken yemi yuttuğunu anlamıştım. Elimi yavaşça eteğimin cebine atıp cihazı çıkardım ve avucumda tuttum. Son bir dikkat dağınıklığı gerekiyordu. Saçlarımı ellerimde toplayıp kenara çektim ve boynumu açığa çıkardım.

İşte.

Elimi yavaşça masanın altına uzatıp cihazı tutturdum ve anında geri çekildim. "Bizi dolandırıyor olmasınlar sakın?" 

 "Nasıl?" dedi bir anda transtan çıkarmış gibi. 

 "Bu şubeyle anlaşmamız yok sanırım, neden buraya transfer etmemizi istiyorlar?" dedim masum bir sesle. 

 "Burasıyla anlaşmamız yoksa transfer talebimiz otomatik olarak reddedilir. Sen bunu bilmiyor muydun Güneş?" dedi gözlerini kısıp bana bakarken. Kel kafasından camdan giren güneş ışıkları parlıyordu. Bu görüntüye neredeyse gülecektim. Tabii ki biliyordum. 

 "Yaptığım transferlerden hiç biri reddedilmediği için bilmiyordum," dedim. Sonra dosyayı alıp çıkışa doğru yönelirken seslendim, "Teşekkürler!" 

 Derin nefesler alıp kendimi sakinleştirdim ve masama geçtim. Sıra numaramı yakıp müşteriyi beklerken kızarmadığımı umuyordum. Yediğim öğle yemeğini de bu adrenalin patlamamla beraber yakmıştım sanırım çünkü üzerime çöken yorgunluk hissi sinirlerimi bozdu. Hani spor yapanlar daha dinamik olurdu? Açık düğmemi hatırlayıp düğmemi ilikledim ve işime bir robot gibi devam ettim. 

Mesai bitimine yakın telefonuma gelen bildirim dikkatimi çekse de cebimden çıkarıp bakmadım. Arabama girdiğimde bakardım. Son müşterilerimi almaya devam ediyordum ki telefonum çalmaya başladı. Sessizdeydi ama cebimde titrediğini hissedebiliyordum. Kimin aradığına bakmadan açıp kulağıma dayadım ve önümdeki müşterinin işlemini yapmaya devam ettim.

"Efendim?"

"İşten çıkınca hemen eve geliyorsun, başka bir yere gitme." deyip suratıma kapadığında bütün hücrelerim kilitlendi. Bir öyleydin bir böyle. Bir an keşke sen değil de başka biri arasaydı diye düşündüm. Senin böyle davranmandansa Kübra bile arasa olurdu. İşimi bitirip ayağa kalktım. Gişeyi ilk terk eden çalışan bendim ama zaten burada uzun zamandır çalışan biri olarak bazı ayrıcalıklara sahiptim. 

Bizden Biri  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin