Bölüm 14

932 219 0
                                    

Yol boyunca, Elif'le okulda buluşup hemen sınıfını öğrenerek en öndeki sırayı kapmak için planlar yapıyordu Ayla. Öyle ki en ön sıradan öğretmenini çok daha net duyarak güzel başarılar elde etmeyi düşünüyordu. Okula vardıklarında Elif'le konuştukları gibi güvenlik kulübesine gidecekti.
Okul binası koyu kırmızı renginde olduğu için pencerelerin beyazlığı çok net göze çarpıyor, mimari olarak eski yapıları andırıyordu. Çok büyük bir ön bahçesi ve arka tarafında ise hem voleybol hem de basketbol sahası bulunuyordu. Okullar da artık üniforma giymek zorunlu olmadığı için bütün öğrenciler modaya uygun yepyeni kıyafetler giymiş bahçede dolanıyorlardı. Bu yaşlardaki çocuklar gerçekten yeni çıkan kıyafetleri ailelerine kavga dövüş aldırır ve dikkatsiz kullandıkları için hemen lekelenir veya yırtılırdı. Tüketim psikolojisiyle kendilerini yiyip bitirdikleri çok aşikardı.
Ayla arabadan inip babasının yanağına çok içten bir buse kondurup güvenlik kulübesinin olduğu yöne doğru ilerlemeye başladı. Elif çoktan gelmiş Ayla'yı bekliyordu.
"Ayla yakaladım seni" diye atladı boynuna.
"Ah yavaş, bu enerjiyi nerden buluyorsun yahu daha sabahın sekizi" dedi alaycı tavırla Ayla.
"Sende yine çok mutlusun"
"Tamam dalga geçme, sanırım biraz korkuyorum."
"Okulun ilk günü bu normal. Bende farklı bir durumda sayılmam ama seni görünce içim içime sığmıyor."
"Bana aşkını ilan eden liseli gibi davranma." Diyerek kahkaha attı Ayla.
Kol kola girerek bina kapısına doğru ilerlemeye başladılar. Aynı sınıfta olmaları tesadüf değildi elbette. Ayla'nın annesi Efsun hanım kayıt zamanında okul müdürüyle konuşmuş Ayla'nın sınıfını Elif'in olduğu sınıfla değiştirmişti.
Bina kapısından içeri girer girmez hemen karşıda danışmaya benzeyen bir oda bulunuyor burada yardımcı derslerin öğretmenleri oturuyordu. Hemen önünde kürsüye benzeyen yüksek siyah bir masa vardı. Masanın önünde "nöbetçi öğrenci" yazıyor sağa ve sola doğru uzayan koridorun tam ortasında gözüküyordu. Koridor duvarları bembeyaz ve duvarların önünde bina ile aynı tonda kırmızı öğrenci dolapları vardı. Elif ve Ayla'nın sınıfı koridorun sağında bulunuyordu. Çevreye bakarak yürüyen Elif, sınıfın numarasını görünce "heh burası dokuzyüzelli" dedi.
Ayla kapının solundaki numaranın yazılı olduğu küçük tabelaya dokunduktan sonra, sınıfın içine girip öğretmen masasının tam önündeki iki kişilik sıraya oturdular.
Sınıfta sadece oniki sıra bulunuyor ve içeride sadece beş kişi oturuyordu. Ders zilinin çalmasıyla koridordaki uğultu kesilmeye başlamış yerine öğrencilerin koşarken ayakkabılarının zeminde çıkarttığı cılız çığlık sesine benzeyen sesler duyuluyordu.

ÂmâTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang