Bölüm 15

598 221 0
                                    

Sınıf tamamen korkak meraklı bakışlarla bekleyen çocuklarla dolmuştu. Bir iki dakika sonra kapıdan içeriye, üzerinde siyah kalem etek ve beyaz üstüne siyah puantiyesi olan gömleğiyle hoş görünümlü hanımefendi girdi.
"Merhaba çocuklar ben edebiyat öğretmeniniz Meral." Derken tahtaya adını ve soyadını yazıyordu.
"Bu ders tanışmayla geçecek o yüzden kendinizi kasmayın, önce arkadaş olalım sonra öğrenci ve öğretmen oluruz. Anlaştık mı?" dedi özgüvenli tavrıyla. Hep bir ağızdan "aannlaaşştıkk" dedi öğrenciler.
"Öncelikle ben hem sizlerin edebiyat hem de sınıf öğretmeninizim. Koridordaki dolaplar sizlere ait. Şimdi anahtarlarınızı dağıtacağım. Anahtarların üzerinde dolap numaraları yazıyor ve endişelenmeyin her kilit farklıdır teneffüste deneyebilirsiniz."
Çocuklar pür dikkat Meral hanımın ağzından çıkan kelimelere odaklanmış ve kendilerine verilen anahtarlı kilitleri inceliyorlardı.
"Şimdi en son sıradan başlayarak kendinizi tek tek tanıtın. Tabi ki tahtaya kalkmayı unutmayın ki herkes sizi görebilsin." Derken cam kenarında bulunan öğretmen masasına oturdu Meral hanım.
Öğrenciler teker teker tahtanın önüne doğru geçerek kendilerini tanıtmaya başladılar. İlk olarak yaşıtlarına göre çok daha uzun boylu ve iri yapılı esmer bir çocuk ayağa kalktı.
"Merhaba ben Ömer annem ve babam polis memuru, Serçe Kolejinde ilköğretimimi tamamladım."
..
Kimisinin heyecandan sesi titriyor, kimisi elini ayağını koyacak yer bulamadığından absürt hareketler yapıyor, kimi es vermeden kelimeleri anlaşılmayacak şekilde hızlı konuşuyordu. Velhasılıkelam sıra Ayla'ya geldiğinde yanında oturan Elif yavaşça ayağa kalkarak Ayla'nın tahtaya doğru ilerlemesi için ona yer verirken gözü etraftaki çocukları süzüyor ona acınası tavırlar sergileyen var mı diye bakınıyordu.
Beyaz bastonunu sıranın yanından alan Ayla sakin adımlarla tahtaya doğru ilerledi.
"Merhaba arkadaşlar ben Ayla. Anlaşılacağı üzere görme yetim yerinde değil. Âmâyım yani. İlköğretim yıllarımı aynı mahallede oturduğum canım arkadaşım Elif'le birlikte tamamladık. Kendisi şuan sıra arkadaşım."
Elif herkese selam verircesine kafasını bir aşağıya bir yukarıya doğru hareket ettirdi. Bütün çocuklar ve Meral hanım Ayla'yı dinlerken küçük tebessümler ediyorlar, samimi ve içtenlikle bakıyorlardı. Elif içine su serpilmişçesine derin nefes alıp verdiğinde, Ayla konuşmasına devam ediyordu.
"Benim gibi öğrenciler için yatılı okullar ya da normal okulların "Görme Engelli" insanlar için ayırdığı sınıflar var. Fakat ben hep insanlarla iyi bir iletişim kurmak ve kendimi soyutlamamak için bu sınıfa gelmek istedim. Sonuçta benim sadece gözlerim görmüyor aklım ve geri kalan bütün duyu organlarım yerli yerinde. Hani her sınıfta mutlaka eve gidince ödevini yapmayan ama sınavlarda başarılı olan öğrenciler olur ve öğretmenlerine kendisini savunmak için "ben dersi derste dinleyerek öğreniyorum" derler ya heh işte eğer siz de kabul ederseniz ben bu sınıfın bu öğrencisi olmak istiyorum. Beni arkadaşlığınızdan soyutlamaz ve saygılı davranırsanız kendimi çok mutlu ve ilkokulumda olmadığım kadar huzurlu hissederim. Bende sizler gibi buraya öğrenmek için geldim ve iyi bir üniversiteye gitmek için çaba göstereceğim. Son olarak sizleri görmüyor olsam da hissedebiliyorum bu nedenle tanıştığımıza çok memnun oldum." Sınıftaki alkış ve ıslık sesleri bütün koridorda yankılanıyor ve herkes "bende memnun oldum" "iyi ki geldin" diye sesleniyordu Ayla'ya. Elif'in gözleri dolmuş bir şekilde arkadaşıyla gurur duyarcasına bakıyordu. Artık onun ilkokuldaki korkak, ürkek kız çocuğu olmadığını ve birlikte geçirdikleri bunca yılda aslında ne kadar büyüdüklerini, düşüncelerinin olgunlaştığını fark ediyordu.
Büyümek gerçekten çok zor meziyetti onlar için. Ama ne olursa olsun hep dimdik ve yan yana oldukları sürece her şeyin üstesinden gelecekleri gerçeği onları rahatlatıyordu. Ayla sırasına oturmak için geldiğinde, Elif kulağına doğru eğilip "sanırım artık büyüyoruz" dedi.
"Bu büyümek mi, kabullenmek ve yüzleşmek mi bilmiyorum ama hissettirdiği şey gerçekten çok garip."
Ayla sırasına otururken Meral hanımın derin bakışları onu takip ediyordu. Acaba neler yaşadı hayatında, böyle bir konuşma yapacak kadar nasıl olgunlaştı.. Kalbi nasıl yaralandı. Meral hanımın empati yeteneği gerçekten çok kuvvetliydi. "Bir insanın kalbi büyümeye nasıl dayanır ki?" diye geçiriyordu içinden, dalgın gözlerle.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 01, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÂmâWhere stories live. Discover now