❝renjun'in farkında olmadığı on sefer❞

509 56 19
                                    

          "Ceza aldığınızı sanıyordum, buraya nasıl geldiniz?" diye merakla sordu Mark. "Jaemin hyungdan bahsediyoruz, kesin cezadan kaçmıştır."diye söylendi Jisung. Jaemin Jisung'un omzuna vurmuş ve 'ölmek mi istiyorsun?' diye mırıldanmıştı. "Tabii ki de kaçtık! Biricik hyungumuzun mezuniyetini kaçıramazdık." diye devam etti Jaemin. Mark etrafına bakmış ve kaşlarını çatak sormuştu, "Renjun nerede?" Jaemin arkasına baktı ve Renjun'i Chenle'nun yanında göremeyince endişelendi. "Az önce buradaydı," diye mırıldanmıştı. Chenle da en az kendisi kadar şaşkın görünüyordu.

           "Selam sürtükler!" diyerek bağırdı Hyuck. Ardından da koşarak hızla Mark'ın yanına gelmiş ve ona sarılmıştı. Jeno ise normal adımlarla yanlarına ilerliyordu. Hyuck Mark'a sarıldıktan sonra Jaemin'e döndü, "Saatlerce sizi kapının önünde bekledik. İnsan kaçtıktan sonra haber verir!" diye sızlandı. Bu sırada Jeno da Mark'a sarılmış, "Renjun nerede?" diye sorduğu sırada da Renjun karşıdan görünmüştü. "Buradayım!" diye seslendi Renjun. Elinde siyah bir poşetle eski yerine döndü. "Neredeydin?" diye sordu Jaemin endişeyle. Renjun omuz silkmiş ve işinin olduğunu söylemişti.

          "Tamamlandığımıza göre fotoğraf çekilelim!" diye bağırdı Chenle. Beraber birkaç fotoğraf çekindikten sonra Jaemin banka oturmuş diğerlerini izliyordu. Elini bileğine götürdü ve hafifçe okşadı. Düşerken bileğini burkmuştu. Sadece biraz daha sabretmeliydi, eve gidene kadar. Bugünün baş rolü Mark'tı. Acıyla yüzünü buruştururken başka birinin eli bileğini okşamıştı. Jaemin kafasını kaldırdı ve elin sahibine baktı, Renjun'di.

          Poşetten buz çıkarmış ve Jaemin'in bileğine koymuştu Renjun. Diğerleri hâlâ fotoğraf çekilirken Jaemin bankta oturmuş, Renjun'de diz çökmüş Jaemin'le ilgileniyordu. On dakika sonra Renjun buzu çekmiş ve yine poşetten çıkardığı bandajla Jaemin'in ayağını, canını acıtmamaya çalışarak sarmıştı. Ardından gözlerini küçüğe dikti ve mırıldandı, "Bir daha canın acıdığı zaman saklama. Kendini geri çekme. Senin için her zaman buradayım."

          Renjun sıkıntıyla dudaklarını büzdü ve Jaemin'e baktı. Jaemin Mark'la fısırdaşıp gülüyordu. Hadi ama kendisi doğum günü çocuğuydu, bütün ilgi onda olmalıydı. Hyuck Renjun'i dürttü ve sordu, "Kıskandın mı?" Renjun hızla kafasını sesin geldiği yöne çevirdiğinde kafası Hyuck'unkine çarpmıştı. "Sikeyim!" diye bağırdı ikisi de. Ardından Renjun birkaç küfür daha savurdu.

          Jaemin Renjun'in sesiyle hemen oturduğu kanepeden kalmış ve büyüğünün yanına ilerlemişti. "İyi misin?" diye sordu endişeyle. Renjun kafasını hayır anlamında salmıştı. Elleriyle kafasını tutuyordu ve yanakları kıpkırmızıydı. Jaemin Renjun'in elinden tuttu ve onu banyoya sürükledi. Renjun'in yüzünü yıkadıktan sonra kafasına bakmıştı Jaemin.

          "Doğum günü kutlaman bozulduğu için üzgünüm," diye mırıldandı Jaemin. Renjun gözlerini Jaemin'inkilere dikti. "Saçmalamayı keser misin? Şu an burada ve seninle olmak içerdekilerle olmaktan daha iyidir." diye söylendi Renjun. "Kafan hâlâ acıyor mu?" diye sordu büyüğüne. Renjun başını hayır anlamında salladı, "Haydi içeri geçelim," diye mırıldandı.

          Birkaç dakika sonra Renjun odaya geri döndüğünde Hyuck Renjun'in yanına gelmiş ve fısıldayarak sormuştu, "Yani dolaylı olarak öpüştünüz?" Renjun kendini tutamamış ve Hyuck'a kafa atmıştı.

          "Sonra ne oldu?" diye heyecanla sordu Chenle oturduğu sandalyeden zıplarken. "Gerçekten hayalet gördünüz mü?" diye Jisung sordu bu sefer. "Ben görmedim, Mark'ın çığlıkları yüzünden eve giremedim bile." diye söylendi Jeno. Mark dışında herkes Jeno'nun söylediğine gülerken Jaemin ve Hyuck içeceklerle yanlarına geldi. "Ne konuşuyorsunuz da böyle gülüyorsunuz?" diye sordu Jaemin kıkırdayarak. "Jeno hyung, Mark hyungun çığlıklarını anlatıyordu." dedi Jisung.

ten times jaemin realized, one time renjun didTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang