Ep 19

83 28 1
                                    

Jimin kafasını tekrardan bana kaldırıp
dikkatini bana verdi.

"Bak, ben 25° 10' Mars ve Merküri
karakterinde bir yıldızım."
"Bunun bende bir şeyler mi
çağrıştırması gerekiyor?"

Her ne kadar araştırma yapıyor olsam bile benim gibi birinin dahi anlayamayacağı bir detay vermişti. Bunu anlamayacak birine anlatmaya çalışan biri edasıyla gözlerini yumdu ki kesinlikle doğru bir edaydı.

"Yani benim özüm yok. Onu kurtarmak için Yıldızların en güçlüsünü çağırmamız gerekiyor."

"Güzel o halde çağıralım hemen."
Sinirle soludu.

"Beni dinlemiyor musun! Yıldız özüm yok! Hem onu çağıramam, hem de gökyüzünden yere düştüm ben. Bir nevi yıldızların kızgınlığını kazandım çünkü bizim dünyamızda işler biraz daha sert ilerliyor. Beni bulurlarsa öldürebilirler."

"Yıldızlar birbirini öldürüyor mu?"
Omuz silkti.

"Dediğim gibi eğer dünyaya ineceksen bazı şeyleri göze alman gerekebiliyor. Bu kendi ırkına ihanet etmek gibi bir şey. Çünkü bilirsin herkes kendi dünyasında kalırsa sorun olmaz. Benim gibi, Pole da aynısını yaptı."

Biraz duraksadıktan sonra işaret parmağıyla beni göstererek fısıldadı.

"Senin için... Ve sonra sen onu kovup ölümüne sebep oldun."
"Onu kurtaracağım."
Sırıttı ve kafasıyla onayladı.

"Tabi ki kurtaracaksın. Çünkü en güçlü yıldızı sen çağıracaksın. Sen bir insansın, senin çağrına kesin gelecektir. Yıldızlar onları çağırabilecek kelimeleri bilen insanların yanına inmek zorundadırlar ve bu kelimeleri bilen hemen hemen hiç insan yok. Sana ben söyleyeceğim, sende çağıracaksın."
"Kimi çağırmam gerekiyor?"

Sorduğum soruya karşılık sanki bunu sormamı bekliyormuş gibi atıldı.

"Adı UY Scuti."
"UY Scuti mi?"

İsim komik geldiği için gülmeye başladığımda ciddiyetle beni uyardı.

"Gülme Yoongi. Gerçekten evrendeki en büyük yıldız odur. Bir nevi bizim annemiz gibi düşün."

"Pekala... Neden onu çağırıyoruz? Yani başka bir yıldız çağıramaz mıyız yoksa onu çağırmamızın özel bir nedeni mi var?"

Önündeki kalın kitabın yıpranmış sayfalarını çevirirken beni yanıtladı.

Bu bilgileri bile zihninden söylüyor olması, onun da yıldız olduğunu söylemesini doğruluyordu.

"Elbette var. UY Scuti, 1.708 yarıçapına sahip en büyük yıldız."

"Bunu daha önce de söylemiştin. En büyük yıldız anladım ancak bize ne gibi bir yardımı dokunabilir onu soruyorum."

Sayfaları karıştırmayı bırakarak bana döndü ve anlayacağım dilden konuşmaya başladı.

"UY Scuti, Kalkan takım yıldızı bölgesinde bulunan parlak kırmızı üstdev ve zonklayan bir yıldız. Kalkan olduğundan ötürü Pole'u ölümden koruyabilir ve gücü sayesinde iyileştirebilir."

"Evet böyle daha iyi teşekkürler! En başından söyleseydin ya!"

Kafasıyla onayladı. Kitapta bir yeri bulmuşçasına parmağıyla işaretledi ve konuşmasına devam etti.

"Sakın ismiyle dalga geçmeyi aklının ucundan geçirme. Eğer Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alıyor olsaydı fotosferi Jüpiter yörüngesini kaplardı."

"Anlayacağım dilden Jimin, anlayacağım dilden."
Onu uyarınca kafasını iki yana salladı ve elime bir kağıt tutuşturdu.

"Her neyse bunlar seni ilgilendiren bilgiler değil. Bu kağıtta yazılanları okuyacak ve UY Scuti'yi çağıracaksın. Benim adımı verirsen sana yardımcı olmayacaktır çünkü ben düşen bir yıldızım ve özüm yok."

"Anladım."
Elimdeki kağıdı sıkarak hareketlenmiştim ki kolumdan tutarak durdurdu.

"Yalnız bilmen gereken bir şey var Yoongi. Onu çağıracaksan bazı sonuçlara katlanman gerekecek."
"Ne gibi sonuçlar?"

Sorduğum soruya başka bir yöne bakarak yanıt verdi. Söylemekten çekiniyor gibi bir hali vardı ki geveleyen insanları hiç sevmem.

"Hamal'ı da dünyada indirmiş olursun. UY Scuti her ne kadar kalkanı işaret ediyor olsa da, onunla birlikte gökyüzünden kaçış kapısını kullanarak kaçan Hamal da senin peşinden gelecektir. Kapıyı bir kere açarsan, oradan tek çıkan kişi Uy Scuti olmaz."

"Hamal da ne?"
Derin bir nefes verdi.

"Hamal da bir yıldız. Gaddarlık ve acımasızlığı ifade eder. Eğer Güneş ile birleşiyorsa ölüm ile sonuçlanacak çekişme ve ihtirası anlatır. Özüne ulaşabilmek için bilmen gereken tek şey gizli adı olan Alpha Arietis. Senin peşinden geleceği için özünün ismini unutmasan iyi edersin. İşine yarayacaktır."

"Pekala teşekkürler Jimin."
Dostça koluna vurdum ve salona geçtim. Ancak arkamdan seslenmekle yetindi.
"İyi şanslar Yoongi."

Elimdeki kağıdı birkaç kez okuduktan sonra koltukta uzanan Pole'a yaklaştım.

Onu bu hale ben getirmiştim ve ona baktıkça ne kadar kötü biri olduğumu hatırlıyordum. Kendimden nefret etmeye yüz tutmuştum adeta.

Eğer Jimin'in bahsettiği bu yıldızı çağırmam onu kurtaracaksa her şeyi göze alabilirdim.

Hamal denen yıldızın dünyaya açılan kapıdan geçmesi ve kapıyı ben açtığım için benim peşimden gelmesi dahil her şeyi göze alırdım.

Kutup Yıldızı #Wattys2019Where stories live. Discover now