Final

208 29 14
                                    

Yoongi

Pole hızla arkasına dönüp beni gördüğünde ağzı şaşkınlıktan aralanmıştı.

İki gün önce arkadaşı Markab sayesinde tekrardan hayata döndürülmüştüm ancak ona sürpriz yapmak istediğim için hala iyileşmediğimi söylemelerini rica etmiştim.

Tepkisine bakılırsa, gerçekten de söylememişlerdi. Gülümseyerek elimi çenesine dokundurdum ve ağzını kapatmasına yardımcı oldum.

"Sen..."
"Yaşıyor muyum?"

Onun aklındaki soruyu kendim söylemiştim. Ağzı kapanmış olsa da açılan gözleriyle kafasını sallamaya başladı.

Şuan fazlasıyla komik gözüküyordu. Onun bu hallerini özlediğimi fark ettim. Bu nedenle hiçbir şey söylememeye karar verdim.

"Ne zamandır?"
"Birkaç gün oluyor. Şu yıldız arkadaşın yardım etti."

Dediğimde gözlerini eski haline getirdi ve sordu.
"Makrab mı?"

Onu kafamla onaylar onaylamaz elinden tuttuğum gibi geri sürüklemeye başladım. İtiraz etmeden peşimden geliyordu.

Sırıtarak yıldız geçidinden çıkardım onu. Bakışlarımı geriye çevirsem de aklımda olan tek şey özlediğim evimdi. İçinde Pole ile yaşadığım evim...

"Gitsek iyi olur Pole. Eve gidelim."
"Bana her şeyi anlatmak zorundasın!"

İtiraz etmeden onayladım. Birlikte dünyaya inecektik ancak bir insan için bu fazlasıyla tuhaf olacak gibi gözüküyordu. Nasıl inecektim ben hiç bilmiyordum.

~

"Yoongi!"
Jimin üzerime saldırmıştı, burun kıvırarak onu kendimden uzaklaştırdım.

"Daha yeni uyandım ve boğulmak istemiyorum dostum. Uzak dur benden."
"Jimin sen evine gitsene artık."

Pole ciddi bir şekilde söylenmişti. Bunun üzerine Jimin kafasını yere eğerek şaşkınca ona bakmaya başladı.

"Vay be... Demek bana Yoongi uyanana kadar ihtiyacın varmış Pole."
"Uzatma istersen. Seni ararım."

Pole'a ve bana bakarak kafa salladıktan sonra evimden çıktı. Yavaş adımlarla salona doğru ilerlemeye başlamıştım ki Pole da peşimden geliyordu.

Koltuğuma oturup derin bir nefes aldım. Pole ise yanımdaki yerini çok geçmeden almıştı bile.
"Ne hatırlıyorsun Yoongi?"

"Ölmeden önce olan her şeyi hatırlıyorum mesela. Saniyesi saniyesine."

Yüzüne doğru eğilince gözlerini kırpıştırdı. Fazlasıyla sevimli görünüyordu ve ben onu yeniden öpmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Utandın mı Pole?"
"Hayır, hiçte utanmadım."

İnkar etmeye kalkıştığı için kendime engel olamadan sırıtmıştım. Kafamı eğerek saçlarımın yüzüne düşmesine izin verdim ve fısıldadım.

"Beni özlemediğini söylersen inanmam Pole."
"Özledim."

Kafamla onayladım. Ardından bakışlarımı onda sabitleyerek kafamı yana yatırdım.

"Neden özledin?"
"Çünkü sen benim sahibimsin."

Kafamı iki yana sallayarak reddettim. Söylediklerine inanmıyordum çünkü.

"Ben senin sahibin değilim Pole. Sen bana aşıksın. Ayrıca sahip kelimesini kullanmamalısın. Yavru köpek misin sen?"
Şaşkınlığını gizleyemedi.
"Ne?"

Fazla beklemeden dudaklarından öptüm. Sonra yanağını okşadım ve gülümsedim.

"Bana aşık olduğun her halinden belli oluyor. Bana yalan söyleyemezsin. Bana karşı olan hislerinin ne olduğunu anlayamıyorsun, farkındayım."

"Ben... Bilmiyorum."
Gülümsedim.

"Biliyorsun. Sadece bu duygunun adını öğrenmen gerek. Bunu öğrenmek içinde hissetmelisin. Sana hissettireceğim Pole."

Yeniden dudaklarına yönelmiştim ki geri çekilmesiyle şaşkınca bakakaldım. Kalp atışları müzik gibi gelmeye başlamıştı.

"İyi misin?"
"Bunu hep yapacak mısın?"

Kolumu koltuğa yaslayarak elimi çeneme yasladım. Onun yüz hatlarını incelemeye devam ederken konuşmaya da devam etmiştim.

"Hoşuna gitmiyor mu?"
"Gidiyor. Sadece tuhaf hissettiriyor."

Kafamla onayladım.

"Evet, bunu sürekli yapacağım. Neden biliyor musun? Çünkü artık biz... Aşığız. Kız arkadaşımsın."
"Öyle mi?"

Mırıldanarak onu onayladım, sonra uykum olduğunu fark ettim.

"Yani bilgisayarda gördüğüm çiftler gibi miyiz!"
"Evet Pole. Ne yapmak istiyorsan bu saatten sonra yapabiliriz ancak şuan çok uykum var."

Pole hafifçe kıkırdadı ve başını göğsüme yaslayarak gözlerini yumdu.

"O zaman uyuyalım."
"Hani sen uyumuyordun?"

Burnunu çektiği gibi bakışlarını bana çevirdi.
"Uyumuyorum zaten. Rol yapacağım."
Kıkırdayarak kafamı salladım.

"O zaman uyuyalım..."

Kutup Yıldızı #Wattys2019Where stories live. Discover now