1.0

22 4 0
                                    


İletişim için instagram:Hidrandro

Bugün cuma en sevdiğim gün çünküsü canım anlayın işte bitiyor okul bugün tekrar başlayacak ama olsun. Hazırlanıp evden çıktığımda hava çiseliyordu. Hızla durağa yürümeye başladığımda şidettli yağmur yağmaya başladı. Durağın altına girdiğimde sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Durakta servis beklerken ileriden Barış gözüktü. Üzerinde deri ceketi ve siyah şemsiyesiyle cool cool geliyordu. Durağın altında tek boş olan yer benim yanım olduğu için hemen yanıma geldi. Şemsiyeyi kapattığında göz göze geldik. Beni baştan aşağı süzdüğünde kaşları çatıldı. Üzerinden deri ceketi çıkarıp beni cekete sardı.

"Ne yapıyorsun? Sen üşürsün."

"Beni düşünme."

Kollarını bana sardığında sıcacık bedeniyle bedenim rahatlamaya başladı. Ona daha çok sığınmaya başladım. Şu an onunla durakta sarılarak duruyorduk. Elimin altında olan kalbi yerinden çıkacak gibi hızla atıyordu. Fısıldamaya başladım.

"Kalbin neden çok hızlı?"

"Bilmem."

Cevapları bile bilinmezlik içindeydi kendi gibi. Otobüs geldiğinde herkes hızla doluşmaya başladı. Sona o ve ben kalmıştık. Beni hafifçe öne ittiğinde üşümeye başladım. Şimdi tekrar onun sıcacık göğüsüne sığınmak vardı. Otobüse girdiğimde tıklım tıklımdı. Barış arkamdan girdiğinde güzel kaşları çatıldı beni kendine çekti.

"Ne oldu?"

"Hiç sen ısınmana bak."

Tekrar sarılmaya başladığımızda gözlerim sıcaklıkla kapandı.

🌼

Birbirine yapışmış gözlerimi açtığımda sıramda yatıyordum. İyi de ben en son serviste Barış'laydım. Barış'ın masasına baktığımda çıplak kollarını birbirine dolamış uyuyordu. Deri ceketini bana verdiği için şu an o üşüyordu. İçim üzüntüyle ezildiğinde deri ceketi çıkarıp onun üstüne örttüm. Elimi çekerken eli bileğimi tuttu.

"Git  gitme me..."

Hasta olmuştu elim alnını bulduğunda alnı ateşler içinde yanıyordu. Hızla onu sarsmaya başladım.

"Barış! Barış uyan hadi. Barış lütfen uyan korkuyorum."

"Kork korkma."

Elimle saçlarını okşamaya başladım. Bir sey yapmam lazımdı. Hızla telefonu alıp Yiğit'i aramaya başladım.

"Efendim Cemre"

"Yiğit acil sınıfa gelmen lazım Barış benim yüzümden hasta. Onu hastaneye götürmeliyiz"

"Bekle geliyorum."

Telefonu kapattığımda Barış'ın gözleri hala kapalı kalın dudakları haraket ediyordu ama sesi duyulmuyordu. Saçlarını okşamaya devam ederken kapıda Yiğit göründü. Hızla yanımıza gelip Barış'ı tuttu ikimiz Barış'ı gotürurken koridorda ve sınıfta olan kişiler bize bakıyordu. Onu boşverip okulun dışına çıktık.

"Şu taksiye Cemre."

Taksiye bindiğimizde Barış hala gözlerini açmamış üstüne bana sarılmıştı.

"Cemre"

"Efendim iyi misin söyle hadi korkuyorum."

"Saç-saçlarımı ok-okşa."

Elim yumuşak saçlarını bulduğunda kendini bana daha da çok yasladı. Hastaneye geldiğimizde Yiğit içeriye girip sedye almaya gitti. Bir kaç insan ve Yiğit kapıda göründüğünde Barış'ı sedyeye yatırdılar. Sedyenin arkasından koşmaya başladık. Göz yaşlarım sicim gibi gözlerimden boşalıyordu. Bir odaya girdiklerinde kendimi yerde buldum.

"Benim yüzümden benim yüzümden."

Gözlerim kapanırken tek hatırladıklarım bunlardı.

🌼

Evet yine yeni bölüm ile karşınızdayım.

Mütüş bir bölüm yazarken ben bile duygulandım.

KEHRİBAR|TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora