Adı Denizdi. Ama deniz gibi mavi gözleri yoktu. Tek ortak özellikleri rüzgarlı havada deniz çok dalgalı olur ya o da sinirlendiğinde öyleydi. Âdeta bir fırtına olurdu. İşte bu yüzden diğer adı belâydı. Bela mıknatısı değil. Belanın ta kendisi.
" Bu...
Eve gelince üstüme yüksek bel açık mavi pantolon ve salaş Meriç'in tişörtlerinden birini giyip tişörtü pantolonun içine soktum.
Saçlarımı ise yukardan at kuyruğu yaptım. Ve makyaj temizleme suyuyla yüzündeki makyajdan arındım.
Birazcık dinlenmek adına laptopumu aldım ve yatağıma geçtim. Sırtımı yatağımın başlığına yaslayıp laptopumu açtım ve vakit öldürmeye başladım.
--------------------------
Kumsaldan
Eve gelince ılık bir duş aldım. Oh be dünya varmış. Üstümü giyinip yatağıma uzandım. Akşam bara gideceğimiz için biraz kestirmeye karar verdim.
Uyandığımda saat 18.22 olmuştu. 2 cevapsız arama ve 5 mesaj vardı. Mesajlar ve aramalar Tolgadandı. Hemen aradım. Sağolsun üç çalışta açtı.
" Kızım sen nerdesin? Niye açmıyorsun telefonunu? " dedi sinirle.
" Uyumuşum. Yeni kalktım kalkınca gördüm aradığını. " dedim sakince.
Tolga rahat bir nefes alıp " Sen açmayınca korktum. " dedi. Ve sonrasında devam etti. " Hadi hazırlan güzelim yarım saate gelirim. " dedi.
Gülümsedim kendi kendime ne de güzel güzelim diyordu.
" Tamam. Hazırlanıyorum. " dedim bende. Sonra telefon kapandı.
Dolabın karşısına geçtim ve birazcık göz gezdirdim. Ve birazcık daha. Hâlâ göz gezdiriyorum şuan. Giyecek kıyafet bulamıyorum resmen ya!
Olaya bakın dolabım kıyafet dolu ve benim giyecek hiç bir şeyim yok!!!
Havalar biraz soğuyordu aslında ama kapalı mekanda olacağımız için fazla dert etmedim.
Siyah deri taytımı, mürdüm rengi askılı tişörtümü ve üstüne krem rengi hırkamı geçirdim. Ayağıma bilek boy siyah botlarımı giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Makyaj masama oturduğumda ise ilk başta saçlarımla başladım. Hafif maşa yaptım. Ve sola yatırdım. Makyaja geldiğimde ise ilk başta kapatıcı sürdüm. İnce bir eyeliner çektim ve rimel sürdüm. Dudağıma da mürdüm rengi bir ruj ile konbinimi tamamladım.
Çantama bir kaç bir şey koyduktan sonra telefonumu da alıp aşağı indim. Annem mutfakta Emine Abla ile sohbet ediyordu. Yanlarına yaklaştım ve sohbetlerine dahil oldum.
" Ee kızlar yine ne kaynatıyorsunuz? " Annem bana döndü. Önce beni baştan aşağı süzdü. Sonra benim soruma karşılık verdi. " Bir yemek kaynattık da sen nereye Kumsal Hanım? "
Annemin şöyle hanımlı bir şekilde konuşması beni çok fazla geriyordu. Ve bunu bildiği için ne zaman izin alacağımı anlasa hep böyle diyordu.
