27. Bölüm: Elveda Hayat ( FİNAL)

3.6K 181 76
                                    

26. Bölüm: Takip Hissi ( Bölüm Sonu)

Sevdiğimin sesini duyunca hiç hareket etmeden kalbimin hızının yavaş yavaş artmasına pek aldanmadan uyumaya çalıştım.

27. Bölüm: Elveda Hayat ( FİNAL )
Elveda insanların bencilleştirdiği kirli dünya. Elveda arkadaşım. Elveda sevgilim...

Okuldan sonra eve gelince üstümü değiştirdim. Siyah pantolon siyah kazak ve hırkamı giydim. Telefonumu cebime atarak evden çıktım.

Yürüyerek karakola doğru adımladım. Dedim ya, kötülerde kendine göre iyiydi ve ne olursa olsun onların da mutlu olmaya hakları vardı.

Kulağımda kulaklık ellerim cebimde yürüdüm. Yürüdüm... Ve yürüdüm. Karakolun bahçesine girince kulaklığımı çıkartıp cebime attım.

Derin bir nefes aldım. Sonra yutkundum. Ve yavaş adımlarla binaya girdim...

*** 

Karakoldan çıkıp aynı şekilde eve doğru yürümeye başladım. Caddenin başındaki markete girip bir kaç çeşit kahve aldım. Kasadan geçirdim ve sokağa girip eve doğru olan yoluma devam ettim.

Kapının önüne geldiğimde cebimden anahtarımı çıkarttım. Tam anahtarı takacaktım ki ayağımın altındaki paspasın yamuldugunu fark ettim. Ben hiç bunu bu şekilde bırakmazdım. Sonra paspasın kenarından gözüken siyah kağıt parçası çarptı gözüme. Yere eğilip kağıdı aldım.

Gece tam saat 00.00 da seni arayacağım deniz kızı uyanık ol. - Ölüm Bataklığı

Bu seferki kağıt siyahtı. Diğer bütün kağıtlar beyazdı. Ve bu notta hiç bir şey ima etmiyordu. Düz yazmıştı. Sade, düz ve anlaşılır.

Neydi bu? Fırtınadan önceki sessizlik mi

Derin bir nefes aldım ve eve girdim. Odama çıktım. Biraz bilgisayarda biraz telefonda biraz da sevdiğime facetime yaparak bitirdim günü. Saat akşam 23.36'ydı. Bekliyordum. Yatağıma bağdaş kurmuş elim telefonda sadece bekliyordum.

Derin bir nefes daha aldım. Bir daha... Ve bir daha. Saat yaklaştıkça nefesim daralıyordu. Ne diyecekti acaba?

Oflayarak geriye doğru uzandım yatakta. Telefonumdaki oyunu açıp rasgele tuşlara basmaya başladım. Maksat zaman geçirmekti.

Zaman neydi? Zehirdi. Ben zaman geçirmekten bahsederken aslında zehirde boğulmaktan mı bahsediyordum?

Saati açıp tekrar baktım. 23.50. Hadi ama! İstemediğim zaman zaman su gibi akar geçer ama istediğim zaman bir saniye bir asır gibi gelir.

Ayağa kalktım. Odamda sürahide su olmasına rağmen kalktım. Mutfağa indim ve dolaptan soğuk su alıp onu içtim. Sonra raftan büyük bir bardak aldım. Suyu büyük bardağa doldurdum. Ve nefesimin kesilmesini, boğazımın soğuktan yanmasını umursamadan dikledim kafaya.

Evet. Soğuktan yanmak. Bazen çok soğuk yakar insanı. Bazen de çok sıcak üşütür insanı. Hayatın dengesi bu. Yada dengesizliği mi demeliyim?..

Öksürerek yukarı çıktım. Odama gelip sanki evde biri varmış gibi kapıyı kapattım.

Belki de duvarların duymasından korkuyordum. Bana göre duvarlar duyguları yansıtıyordu ama okuyabilene.. Belki de oturma odamdaki kuş biblomun duymasını istemedim. Ya da koridordaki yağlı boya tablomun beni gözetlemesini istemedim.

OKULUN ARIZA KIZI 1Onde histórias criam vida. Descubra agora