Bölüm: 16♠Gelen Telefon

56.2K 1.6K 667
                                    

Multi; Bahar

Gözlerimi yavaşça açarak kafamı çevirdiğimde Ayaz'ın yüzündeki tebessüm ile beni izlediğini gördüm.

Hafifçe yaklaştığında ne yaptığına anlan veremeyerek kahvelerine baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hafifçe yaklaştığında ne yaptığına anlan veremeyerek kahvelerine baktım. Yüzüme gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Günaydın." diye fısıldadığımda, dudakları ahenkle yukarı doğru kıvrıldı. Ben daha ne yaptığına anlam veremeden belimden tutarak beni kendine çektiğinde, "ne yapıyorsun?" diye fısıldadım.

Dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Şaşkınlıkla ağzım hafifçe aralandığında ise usta bir şekilde alt dudağımı kavradı.

Anın büyüsüyle gözlerimi kapatarak kollarımı boynuna doladığımda. Kısa bir an duraksadı. Gözlerime baktığında yoğunlaşmış kahveleri delip geçiyordu benliğimi.

"Çok güzelsin."

Sözleriyle kalbim bağımsızlığını ilan edercesine hızla atmaya başladığında duymaması için içimden hatim indiriyordum.

Son kez burnumun üzerini öperek alnını alnıma dayadığında "gitmem gerekiyor" diye ekledi.

Ne yani gidecek miydi hemen? Birazcık daha kalamaz mıydı?

Kafamı kaldırarak gözlerine baktığımda benden bir tepki beklediğini gördüm.

"Nereye gidiyorsun?"

"Şirkette birkaç işim var, uğramam gerek."

Olumlu anlamda kafamı sallayarak geri çekildiğimde yataktan kalkmak için hareketlendim.

"Beş dakikalık vaktim vardı. Biraz daha vakit geçirebilirdik." diye arkamdan bağırdığında, kıkırdayarak duyacağı bir ses tonunda, "yatakta olmadan da geçirebiliriz bence o beş dakikayı" diye seslendim.

Arkamdan güldüğünü duyduğumda odadan çıkıyordum. Benimde yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu.

Mutfağa girdiğimde Neşe Hanım'ın kahvaltı hazırladığını gördüm. Ne kadar yardım etmek istesemde beni geri çevirerek kendinin de halledebilecegini söyledi.

Buraya geldiğimden beri hiçbirşey yapmıyordum zaten. Kendimi işe yaramaz bir süs eşyası olarak hisseder olmuştum. Hoş kendi evimdede fazla iş yapmazdım ama genede anneme yardımcı olurdum.

Aklıma ailemin gelmesiyle gözlerim dolarken, pişmanlığın yakıcı hissi sardı bedenimi.

"Bahar..iyi misin?"

Ayaz'ın sesiyle irkilerek kendime geldiğimde, arkamı dönerek gözlerine baktım.

"Yok birşeyim, dalmışım."

Üzerini değiştirmişti. Siyah bir gömlek, ve siyah kumaş pantolon giydiğini farkettim.

Bir adım atarak yakınıma geldiğinde yoğun toprak kokusu sardı her yanımı.

"Benim gitmem gerekiyor, herhangi birşey olursa Neşe Hanım'a söylemen yeterli. O bana ulaşır."

Alnımı öperek arkasını döndüğünde hiçbir tepki vermedim.

"Bahar Hanım kahvaltı hazır buyrun."

Neşe Hanım'ın sesini duyduğumda açlığımı hissetmiştim.

"Lütfen bana Bahar diyin siz böyle diyince çok mahçup oluyorum."

"Peki nasıl isterseniz." diyerek gülümsediğinde bende gülümsedim.

"Umarım bu son diyişim olur..hadi birlikte yapalım kahvaltıyı. Tek başıma yapmaktan nefret ediyorum. Lütfen beni kırma."

Neşe Hanım yüzündeki kararsızlıkla gözlerime baktığında en şirin bakışlarımdan birini atıyordum.

"Ah, tamam peki. Umarım Ayaz Bey birşey demez." dediğinde ellerimi çırparak yanaklarından öptüm. Sonunda tek başıma kahvaltı yapmaktan kurtulmuştum.

Güzel bir kahvaltıdan sonra odama çıkarak kitaplara gömülmüştüm.

Romandaki salak kız sürekli her olayda sorun çıkarıyordu. Kıza ister istemez kin gütsemde umursamamaya çalışarak kitabımı okumaya geri döndüm.

Kapımın tıklatılmasıyla elimdeki kitabı yatağın üzerine bırakarak "girin" diye seslendim.

Ayaz'ın geldiğini gördüğümde gülümseyerek ayağa kalktım. Hızla yanıma gelerek kollarını bedenime sardığında, bende ona sarılmıştım.

"Tüm gün bu anı bekledim desem?"

Kulağıma doğru fısıldayarak söylediği kelimeleri, yüzümdeki aptal sırıtmayla dinledim.

"İnanmazdım."

Başımın üzerini öperek geriye çekildiğinde, bende mengene gibi bedenini sardığım kollarımı serbest bıraktım.

"Hazırlanmanı istiyorum, kısa bir seyahate çıkacağız."

"Nereye?"

Çekingen bir ifadeyle sorduğum soruya gülümseyerek yanıt verdi.

"İtalya...hadi sen hazırlanmaya başla. Yarın sekiz gibi çıkacağız."

Hafifçe eğilerek yanağımdan öptüğünde yoğun toprak kokusu sardı bedenimi. Kalbim hızlanırken sessizce yutkundum.

Geri çekildiğinde, "peki" diye mırıldandım ağzımın içinde.

Ayaz odadan çıktıktan on dakika sonra Neşe Hanım gelerek pembe bavulu odama bıraktı.

Pembe mi? Cidden?

Dolabımı açarak kıyafetlerimi valize yerleştirmeye başladım.

Yeterli kıyafetleri koyarak duşa geçmeye karar verdim. Suyu ayarlayarak üzerimdekileri çıkardığımda, bir titreme sardı bedenimi. Bahar ayında üşümezdim normalde.

Duşun altına geçerek gözlerimi kapattığımda saçlarımı şampuanla temizledim.

Biraz daha duşun altında bedenimi dinlendirmek amacıyla oyalanmıştım.

Bir anda nefessiz kalıyormuş hissine kapıldım. Gözlerimi hızla açarak derin nefesler almaya başladım. Kalbim çok hızlı çarpıyordu.

Havluyu aceleyle bedenime dolayarak kendimi odama attığımda yatağımın üzerine oturdum.

Nefes alıp verişlerim düzene girinceye kadar bekledim. Neredeyse yarım saat oluyordu.

Daha önce hiç böyle birşey yaşamamıştım. Psikolojikte olabilirdi.

Üzerimi giyinmeye karar vererek, siyah düz bir tişört ve altına siyah bir tayt giyindim.

Aynaya baktığımda siyah saçlarımın dağılmış olduğu çarptı gözüme. Tarayarak şekil verdiğimde biraz daha düzgün görünüyordu.

Son olarak dudağımada, kirazlı balmımı sürdüğümde güzel görünüyordum.

Aşağıya inen merdivenlerden hafifçe ilerlemeye başladığımda Ayaz'ın hiddetle çıkan sesiyle irkildim.

"Buldunuz mu o Can itini?"

?:......................

"Tamamdır depoda beni bekleyin geliyorum."

Bedenim kasılırken, yaptığım şeylerin pişmanlığı yeniden bir mengene gibi sardı bedenimi.

Ayaz'ın depoya gitmemesini sağlamam gerekiyordu.

Ama nasıl?

Umarım bölümü beğenmişsinizdir, oylayarak yorum yapmayı unutmayın. Sizleri çok seviyorum.♥

İnstagram: ceren0nmn




KORKUSUZ MAFYA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin