Bölüm: 20♠Kendine Benim İçin İyi Bak

44K 1.2K 236
                                    

Aşk...sadece üç harften oluşan bir kelime. Şu basit kelimeye bu kadar anlam yüklenmesi garip gelirdi eskiden. İçiniz kan ağlarken dışarıya gülümsemek... Yabancı olmadığım duygulara dönmüştü son zamanlar.

İlk defa aşık olduğum kahve gözlerin bu kadar delice baktığını görüyordum.

"Ne yapıyorsun sen Bahar! Seni ne kadar merak ettiğimden haberin varmı?"

Gözlerine derince bakıyordum canım yanıyordu, onun da yanmasını istiyordum.

Elimi yavaşça tuttuğunda hızla kendime çektim.

"Dokunma bana! Sesini dahi duymak istemiyorum."

Deniz'e dönerek tebessüm ettim.

"Herşey için teşekkür ederim."

Kafeden çıkarak yürümeye başladığımda arkamdan geldiğini hissedebiliyordum, ama ne onunla uğraşacak halim vardı ne de daha fazla yürüyecek.

Yere oturduğumda ıslak zemin bedenimde bir titreme etkisi oluşturmuştu.

Gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım.

Yerdeki ıslaklığı önemsemeden yanıma oturduğunda umursamadım.

"Ne olduğunu söyle bari lütfen."

"Yarın bu saçmalık bitecek."

Ağlamamı zorda olsa durdurarak gözlerine baktığımda afallamıştı.

"Ne saçmalığı?"

"Özgür olacağım."

Kararlılıkla kahvelerine bakmayı sürdürdüm. Çenesinin seğirdiğini gördüğümde umursamadım.

"Peki, nasıl istiyorsan öyle olsun."

Aldığım cevaptan memnun olmuşcasına tebessüm ettiğimde gözleri dolmuştu.

İkimizde ayağa kalkarak geri dönüş yolunu yürümeye başladık.

Arabaya bindiğimizde sessizdik. Yolculuğumuz da öyle geçmişti.

Evin önüne geldiğimizde araçtan inerek yürümeye başladık.

Sendelediğimde kollarını belime dolayarak bedenimi kucakladı. Kokusu burnuma dolarken gözlerimdeki yaşlar yavaşça aktı yanaklarımdan.

Eve girdiğimizde yavaşça bıraktı bedenimi. Yanımdan geçmeye yeltendiğinde kolundan tutarak kendime çevirdim. Yaş olarak reşittim ve bunu yapmam da hiçbir sakınca yoktu.

Dudaklarımı dudaklarıyla kapattığımda geriye çekilerek şaşkınlıkla gözlerime baktı.

Bu sefer dudaklarımızı birleştiren Ayaz'dı.

Elimle ceketini çıkartmaya başladığımda, bana kolaylık sağlayarak bir çırpıda çıkardı.

Yatak odasına ilerlediğimizde gömleğinin düğmelerini açmakla uğraşmayarak yırttım.

Gözyaşlarımız birbirine karışıyordu, bunun ikimiz için bir veda olduğunu biliyorduk, bizim için bir veda.

Günün aydınlanmaya başlamasıyla bir huzursuzluk sardı içimi, yaklaşık üç saattir balkonda oturmuş olanları düşünüyordum. Nasıl bu duruma geldiğimi, nasıl bu kadar kalbimi açtığımı...ama bir cevabı yoktu.

Mıknatıs gibi çekilmiştik birbirimize. Mantık yoktu, çıkar yoktu, sadece aşk ve tutku vardı.

Yavaşça oturduğum koltuktan kalkarak yatak odasına girdim. Gözlerim yatağı bulduğunda yaşadıklarımız yüzümde burukça bir gülümsemeye yol açtı. İlkler her zaman doğru kişiyle yapılmak zorunda değildi. Hayatta bazen hatalarada ihtiyacımız vardı.

Üzerimi değiştirerek kalın birşeyler giyindim ve saçlarımı açık bıraktım. Aynaya baktığımda kafamı dikleştirdim, gözyaşlarım yanağımdan akarken kırmızı rujumu elime alarak yavaşça sürdüm dudaklarıma.

Dağılmış görünmek isteyeceğim en son şeydi. Karşısında dik durmalıydım.

Mutfağa ilerleyerek tedirgince içeriye girdiğimde sigara kokusu burnumu yaktı. İrisleri beni bulduğunda gözaltlarının kızarmış olması çekti dikkatimi.

"Ben hazırım."

Kafasını sallayarak ayağa kalktığında kabanını giyerek kapının önünde duran valizini aldı. Bende valizimi alarak yanında ilerlemeye başladım.

Arabaya yolculuğumuz sessiz geçmişti. Araçtan inerek etrafıma bakındığımda uçak görüş alanıma girdi. Heyecanlı değildim, üzerimde bir ağırlık vardı ve bu ağırlık ruhumu çürütüyordu.

Korumaların valizleri aldığını gördüğümde uçağa çıkan merdivenleri yavaşça tırmandım.

Aynı koltuğa oturarak emniyet kemerimi taktığımda Ayaz'ın yanımdaki yerini alması uzun sürmedi.

Yaklaşık beş dakika sonra yükselmeye başladığımızda gözlerimi kapattım. Ayaz'ın parmakları yavaşça elimle örtündüğünde afalladım. Bu hissi özleyecektim.

Yaklaşık dört saat sonra iniş yaptığımızda korkumu yendiğimi hissedebiliyordum, hatta hoşuma gitmişti bu yolculuk.

Arabaya binerek ilerlemeye başladık.

"Direkt eve gitmek istiyorum" dediğimde kaşları hafiften çatıldı.

"Bari eşyalarını alsaydın."

Sesi hüzünlü gelmişti.

"Onlar benim eşyalarım değil, hiç olmadı."

"Peki Bahar."

Fazlamı sert çıkmıştım?

"Adres.."

"Adresi biliyorum."

Yüzümde bir gülümseme oluşurken ondan az sonra ayrılacağım gerçeği oturdu kalbime.

10 dakika sonra araç evimin önünde durduğunda gülümsedim.

O kadar özlemiştim ki!

Ayaz'a doğru döndüğümde gözyaşlarının yanaklarını ıslattığını gördüm. Kalbimin parçalara ayrıldığını hissediyordum.

"Sana gitme demeyeceğim, ama lütfen kendine benim için iyi bak."

Benimde gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldüğünde derin bir nefes aldım. Böyle yapmamalıydım.

Eğilerek gözyaşlarından öptüğümde saçlarımı koklayarak içine çekti.

"Kendine benim için iyi bak."

Geriye çekilerek yüzüne bakmadan bedenimi dışarıya attım. Biliyordum bakarsam gidemezdim.

Ağlamam hıçkırıklara dönüşerek daha da şiddetlendiğinde kendime gelmeye çalışıyordum. Ailem beni bu halde görmemeliydi.

Birkaç dakika sonra sakinleştiğimde gözyaşlarımı silerek kapının ziline bastım.

Kapı açıldığında ise şaşkınlıkla donakalmıştım.

Uzun bir aranın ardından merhaba. Kendimi yazmak için ancak hazır hissettim. İlk bölümlerde birçok anlam hatası yapmış olabilirim ama daha yeni yazmaya başlamıştım ve düşüncelerimi yazıya dökmekte pek iyi değildim. Şuan çok iyiyim gibi bir düşüncem de yok. Lütfen yorumlarınızı biraz daha düşünerek yapın. Eğer beğenmiyorsanızda okumayın, kimseyi oku diye zorlamıyorum. Gecikme içinde kusura bakmayın.

Her bir kelimeye özen göstererek yazdım umarım hoşunuza gider. Yazarken dinlediğim şarkı Multimedia'da.

İnstagram: ceren0nmn

KORKUSUZ MAFYA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin