balkon

oniki,

Bugünün ikinci bölümü diğer bölümü atlamayın.

/

Dudaklarımdaki sigarayı parmaklarımın arasına alıp minderde daha rahat bir pozisyon alarak karşı evi izlemeye devam ettim. Böyle balkon demirlerinin arasından onu izlerken kendimi sapık gibi hissediyordum fakat açık pencereleri ve balkon kapısı beni buna teşvik ediyor gibiydi. 

Bir anda balkon kapısının önünde belirince heyecanla elimdeki sigarayı söndürdüm, beni farketmemesi gerekiyordu. Üzerinde tişört olmaması derin bir iç çekmeme neden olurken bir yandan da kalbimi sızlatmıştı, böyle devam ederse üşütecekti. Elini arka cebine atıp sigara pakleti çıkarttı ve içine bakıp gözlerini devirerek sigara paketini yere atıp içeri girdi. Büyük ihtimalle sigarası kalmamıştı. Gülümseyerek minderin üzerinden emekleyerek içeri girdim ve masanın üzerindeki sigara paketini elime alıp geri balkona çıktım. İçeride olduğu için rahat bir şekilde durabiliyordum. Gözlerimi kısarak onun balkonuyla benim balkonumun mesafesine baktım.

Acaba burdan atsam balkonuna gider miydi? 

Giderdi, çok bir mesafe yoktu aramızda.

Elimi kaldırıp hızla sigarayı fırlattım fakat sigara açık balkonun kapısından içeri girmişti ve o sırada kapının önünden geçen Ares'in sıçramasına neden olmuştu. 

Kahkaha atıp beni görmemesi için yere çöktüm ve gülmemi durdurmak için ellerimle ağzımı kapattım. 

Yüz ifadesi o kadar tatlı ve komik gelmişti ki gülmemi engelleyemiyordum. 

"Kafama atsaydın!"diyerek bağırdığında engel olamadığım kahkaham resmen tüm sokağı inletti. Gece yarısı olduğu için herkes uyuyordu ve sokakta tek bir ses bile yoktu. Bu benim açımdan kötüydü, beni net duyabiliyordu.

"Bir de gülüyor."sesinde onunda güldüğünü belirten kırıntılar vardı. Bu beni çok mutlu etmişti, kalbime su serpilmişti sanki."Sağolasın."diye devam ettiğinde gülümseyerek balkonun demirlerinin aralığından onu izlemeye başladım. Hiç bir sigara içişini kaçırmak istemiyordum. O kadar güzel içiyordu ki insanın sigara olası geliyordu. 

Eline aldığı telefondan bir şeyler yaptıktan sonra Nalan şarkısı çalmaya başlayınca gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. 

O kadar huzurlu hissediyordum ki kendimi,, birlikte şarkı dinliyorduk. Benim burada olduğumu onu izlediğimi biliyordu ve biz şarkı dinliyorduk.

Birlikte.

Eskisi gibi.

O zamanlara geri dönebilmek için her şeyimi verebilirdim.

Hiçbir şeyim olmasa bile. 

"Saklambaç mı oynuyorsun şimdi sen?"diye sorduğunda gözlerimi açıp gülümsedim. Sigarasını bitirmişti, izmariti balkondan aşağı fırlatıp içeri girdi ve balkon kapısını sert bir şekilde kapatıp ışıklarını söndürdü. 

Bir anda neden böyle yapmıştı ki?

Oflayıp bir kaç dakika bekledikten sonra üşüdüğüm için ayağa kalkıp balkon kapısına doğru ilerledim. İçeri adımımı attıktan sonra duyduğum sesle tüm vücudum deli gibi titremişti.

"Sobe!"