onbeş,

8.3K 719 309
                                    

Bölümü medyadaki şarkıyla okuyun :)

Deniz Tekin- Ayrılık


3 Nisan 2003 

Küçük kız kanayan dizini tutarken hıçkırıklarına engel olamıyordu. Annesine sesleniyordu fakat annesi ona uzak olduğu için onu duymuyordu. Çaresizlikle elini dizinden çekmeye çalıştı ama korktuğu için çekemedi. Başını yere eğmiş içli içli ağlıyordu sadece. Bir kaç saniye sonra önünde bir gölge hissetmesiyle başını yukarı kaldırdı. Onun yaşlarında bir erkek çocuk başında dikilmiş elindeki papatyayı küçük kıza doğru uzatmıştı. 

"Ağlama."kız dizini tutmadığı elini uzatıp çiçeği küçük çocuğun elleri arasından aldı."Çok acıyor."diye hıçkırdığında çocuk dizlerinin üzerine çöküp kızın elini dizinden yavaşça çekmesini sağladı. Kızın dizindeki yaraya bakıp hızla cebindeki mendili çıkarttı ve kızın canını yakmamaya çalışarak yarayı temizleyip üfledi.

"Geçti mi?"

"Biraz geçti."çocuk başını sallayarak kızın yanına oturup onun gibi sırtını ağaca yasladı."Benim ismim Ares, şurada oturuyoruz."diyerek parmağıyla parkın karşısındaki evi gösterdi. Kız da gülümseyip eliyle onun karşısındaki evi gösterdi."Biz de burada oturuyoruz."

"Biliyorum, seni balkondan gördüm."

"Sen kaç yaşındasın?"dedi kız merakla ona bakarken."Sekiz."

"Ben de yedi yaşındayım, okula bu sene başladım."

"Okulda sana bulaşan olursa bana söyle olur mu?"

"Olur, söylerim."diyerek başını salladı küçük kız. Çocuk ona dönüp gözlerini kıstı."İsmini söylemedin?"

"Nisan'dan sonrası."

"Ne?"

/

"Mayıs..."Ares'in sesi kulaklarımı dolduruken kalbim göğüs kafesimi zorlayacak şekilde hızlı atıyordu. Tüm vücudum deli gibi titriyordu. Yüzünü görünce aklıma dolan çocukluk anılarımız başımın dönmesine neden olurken duvara tutunup derin bir nefes verdim. 

Ares ağır bir şekilde indiği merdivenleri tırmanırken yüzünde şuan bulunduğumuz duruma inanamıyormuş gibi bir ifade vardı. 

Merdivenleri tırmandıktan sonra tam önümde durduğunda duvarı tutan elim kaydı ve yere düşeceğim sırada belimden tutarak beni kaldırıp kendine doğru çekti ve sımsıkı sarıldı. Ona sarılır sarılmaz hıçkırıklarımı serbest bıraktım. 

Bu an rüyaysa ben bir daha hiç uyanmak istemiyordum. 

Öyle bir sarmıştı ki bedenimi, sanki kurtarmak ister gibiydi beni bir şeylerden. 

Yılların acısını çıkartmak ister gibiydi.

Yüzümü boyun girintisine saklayıp kokusunu ciğerlerime çektim.

Çocukluğum kokuyordu bu adam. 

"Neredeydin?"diye fısıldadı titreyen sesiyle."Bırakıp gittin, gitmeyeceğim demiştin."

"Özür dilerim."dedim boğuk çıkan sesimle. 

Kalbim acıyordu.

"Beş dakika daha kalsaydın Mayıs..."

"Kaldım."diyerek gözlerimi kapatıp burnumu boynuna sürttüm."Kaldım, görmedin."

"Kurtaramadım hiç birini."

"Ben de."fısıltımla birlikte hızla geri çekilip gözlerimin içine  baktı ve başını yavaşça iki yana salladı."Hayır..."diye mırıldanıp yutkundu."Hayır, Hayır! Annem ve babam içeride de bana, Ömer bilgisayar oyunu oynuyor de."dolan gözlerimi onun gözlerine çıkartıp acıyla baktım."Sizin evi kundakladıktan sonra babamın arabasının frenlerini boşaltmışlar."Ares gözlerini sımsıkı yumup dişlerini birbirine bastırdı ve beni kendine doğru çekerek göğsüne bastırdı."Bizden ne istediler Ares?"

"Özür dilerim, yanında olamadığım için."

"Ben özür dilerim, yanında olamadığım için."dudaklarını anlıma bastırıp sırtımı sıvazladı. Bu huzuru, bu güveni hissetmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki, uzun süredir ilk kez gerçekten nefes alabildiğimi hissediyordum. 

"Balım benim, yaralı kızım..."gözyaşlarım tişörtünü ıslatırken daha sıkı sarıldım ona. "O kadar çok özledim ki seni."

"Ben de, çok özledim."

"Bacağım kanadı, yanımda yoktun."

"Bundan sonra bacağının kanamasına dahi izin vermeyeceğim, söz veriyorum."

/

Ağlıyorum...

balkonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin