ondokuz,

7.9K 587 158
                                    

Televizyonda oynayan filmi umursamadan bakışlarımı yanımda oturmuş dikkatle televizyonu izleyen Ares'e çevirdim. Filme o kadar odaklanmıştı ki elinde tuttuğu cipsin bile farkında değildi. Gülümseyerek derin bir nefesi ciğerlerime çektim. 

Onu izlemek dünyanın en güzel şeyiydi. 

Onun yanı dünyanın en güzel yeriydi. 

Uykusuzluktan ve yorgunluktan oluşan halkaların üzerindeki gözler benim için bu dünyada görebileceğim en güzel gözlerdi. 

Bir anda bakışları bana döndüğünde çenemi koltuğa yaslayıp onu izlediğimin yeni farkına varmıştım ama o bana dönmüş olsa bile bakışlarımı ondan çekmedim. Sanki dudaklarına benim dudaklarımdan gülümseme bulaşmıştı, gülümsüyordu. 

"Ne oldu?"diye mırıldandı başını iki yana sallarken. Gözlerimi bir anlığına kapatıp hemen açtıktan sonra dudaklarımdaki gülümsemeyi bozmadan usulca omuzlarımı silktim. O da gülerek beni taklit etti ve omuzlarını silkti. Bu hareketi kıkırdamama sebep olmuştu."Filmi izlemiyor musun?"

"Seni izlemek daha güzel."dudaklarını birbirine bastırıp başını öne eğdiğinde utandığını hissetmiştim. Normalde asla utanan bir çocuk değildi fakat şuan kızarmıştı bile. Gülerek elimi uzattım ve parmaklarımı güneş gibi parlayan yumuşak saçlarının arasına daldırdım. Başını kaldırmadı fakat bana biraz daha sokulup gözlerini yumdu. 

Küçüklükten beri en çok sevdiği şey saçlarının okşanmasıydı. 

"Hatırlıyor musun?"diye fısıldadığında başımı merakla iki yana salladım. Elimi tutup avcumu açtı ve işaret parmağıyla avcumdaki yol gibi gözüken iki çizginin üzerinden geçti."Bir keresinde annenle çok büyük bir kavga etmiştin, çok ağlamıştın o gün."gülümseyerek başımı salladığımda bakışlarımı avcuma çevirdim."Bu senin yolun demiştim."diyerek parmağını yola benzeyen iki çizginin ortasında gezdirdi. Gülümseyip diğer elimi kaldırdım ve yolun sonundaki çizgiyi gösterdim."Ben de yolumun sonunda hep bir engel var demiştim."

"Ben de demiştim ki..."diye fısıldayıp başını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı."O engel değil, benim."ikimizin aynı anda konuşmasıyla gözlerimi kapatıp başımı eğdim. Avucumdaki eli çenemi buldu ve başımı kaldırdı. Gözlerimi aralayarak onun o güzel yüzünü incelemeye başladım.

Öyle içten bakıyordu ki bir an bakışları altında eriyip gideceğimi hissettim.

"Bu bakışların, çok farklı."diye fısıldadım. Kaşlarını bir anlığına kaldırıp indirdi ve alt dudağını dişleri arasına aldı."Kötü anlamda mı?"

"Hayır."diyerek başımı iki yana salladım."Çok fazla güzel, hep böyle bak."

"Daha güzel bakarım."

"Ama aramızda boş bir sokak olmasın balkonda bakma, yanımda bak."başını olumlu anlamda salladığında başımı omzuna yaslayıp oturduğum yerde rahat bir pozisyon aldım."Hani o gün kapıma kamera bırakmıştın, içinde ailemin görüntüleri vardı."gerginlikle başımı salladım."Videoyu izlemedim, görür görmez kapattım."

"İzleyemedin."diye düzelttim onu. Yutkunuşu kulaklarımı doldurduğunda sıkıntılı bir nefes verdim."Çok özlemiştim halbuki."başımı omzundan kaldırıp bakışlarımı gözlerine diktim."Birlikte izleyelim ister misin?"kararsız bir şekilde bana baktığında elimi yanağına götürüp okşadım, yeni çıkmaya başlayan sakalları elime batıyordu."Yanındayım."

balkonWhere stories live. Discover now