7. Bölüm

126 15 88
                                    

Haftalar geçtikçe Hanabi'nin durumu daha kötü olmaya başladı. Hiç bir ihtiyacını kendi gideremiyor, yemek ve su içmek için ağzını açamıyordu.

İkinci haftada Hanzo çok yorulmuş ve arkadaşlarından yardım istemişti. Miya, Nana, Lesley ve Guinevere seve seve bu yardım çağrısını kabul etmişti. Sırayla Hanabi'nin başında duruyor, ihtiyaçlarını karşılıyorlardı.

Üçüncü haftanın sonlarına yaklaşırken Hanabi artık bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındaydı.

-------------------------------------------------------------

Kagura gardiyanı çağırdı. Gardiyan ne olduğunu sormak için kapısındaki gözlem kapağını açtı.

"Kralınızla görüşmek istiyorum."

Hayabusa'yı son gördüğünden bu yana iki hafta geçmişti. İyileştikten sonra tekrar yer atındaki hücresine geri koyulmuştu. Tabi bu sefer battaniye ve yastığı vardı. Ama bu taşta yattığı gerçeğini değiştirmiyordu. Bünyesi bu zulme yavaş yavaş alışmaya başlamıştı.

"Başka işi yok senin ayağına mı gelecek?" gardiyan sertçe çıkışmıştı.

"Onun, odasında vakit öldürmekten başka işi olduğunu sanmıyorum." Kagura bu çıkışmaya sessiz kalmadı. "Lütfen, sadece haber ver."

Gardiyan bir bakış atarak gözlem kapağını kapattı. Adım sesleri yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığında Kagura'nın içine bir ümit doğdu.

Ağır adımlarla yürüyen gardiyan bir kaç dakika sonra kralının kapısına varmıştı. Vexana'yı kapıda görünce kızın kralı görmek istediğini bildirdi ve görev yerine geri döndü.

Hayabusa içeride falcı Cyclops ile görüşüyordu.

"Kralım, büyük değişimler olacak. Bu değişimler kısa süre içerisinde gibi gözüküyor. Kendinizi hiç beklemediğimiz bir durum içerisinde bulacaksınız." falcı elindeki suyla biraz daha oynadı. "Gölge var efendim. Bu gölge sizi bir kaç haftadır rahatsız ediyor. Üstünüze yapışmış, yaptığınız hareketleri ayıplıyor, verdiğiniz kararları doğru bulmuyor."

Hayabusa Thamuz diye düşündü. Thamuz'un ona emanet ettiği bu toprakları ona laik bir şekilde yönettiğine inanıyordu.

"Kan var efendim. Bir çok ölüm gerçekleşmek üzere. Kaderleri size bağlı insanlar görüyorum. Sizin kararlarınızı bekliyorlar."

Hayabusa ne düşüneceğini kestiremiyordu. Falcının anlattıklarından hiç bir şey anlamıyordu.

"Bir kız, evet bir kız görüyorum, bu kız ya sizin sonunuz olacak ya da sizinle sırt sırta verecek. Bu yine size bağlı efendim."

Hayabusa sinirlendi. "Bu kadar yeter, çık git gözümün önünden."

Cyclops şaşkınlıkla eşyalarını kaldırıp direk gözden kayboldu. Şu iki haftadır kralda bir şeylerin olduğunu fark edenler bir falcıyla görülmesini önermişti.

"Benim neyime ki, başkalarına kulak asıyorum."

O sırada kapısı çaldı ve içeriye Vexana girdi. "Kralım, rehine sizinle görüşmek istiyormuş."

Hayabusa alaycı bir şekilde gülümsedi. "Demek öyle." ayağı kalktı ve bir kaç adım yürüyüp durdu. Ayağına gitmesinin uygun olmadığını biliyordu. Bu durumda tek çözüm kalıyordu. "Akşam yemeğimi hazırlayın, Kagura'da gelsin."

Vexana şaşkın şaşkın kralına bakıyordu. "Rehine ile beraber mi yiyeceksiniz efendim?"

"Evet iki kişilik bir yemek olsun."

BÜYÜK DEĞİŞİM Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt