14. Bölüm

103 13 20
                                    

"Rica ediyorum birisi buranın aradığımız saray olmadığını söylesin." Alucard hayretle karşısındaki yıkık dökük harabeye bakıyordu.

"Pek tabi, istemiyorsan söylemeyiz." Gusion'da aynı şekilde yapıya bakıyordu.

"Dostum burası saray değil daha çok ahır." Yavaş yavaş çalılar arasında ilerliyor ve ses çıkarmamaya özen gösteriyorlardı.

"Alucard ayıp oluyor. Mestia'da bulunan ahırlar bile bunun yanında saray."

Alucard Granger'ın sözüne hak verdi. "Sessiz sessiz yaklaşalım. Kapıda dikilen iki gardiyanı görüyorsunuz değil mi? İşimiz zor, içeride daha fazlası bizi bekliyor olacak."

"Hazır mısınız?" Gusion cevabın ne olacağını bile bile sormuştu.

"Hazırız."

Ve daha sonra yavaşça yaklaştıkları gardiyanları saniyeler içinde etkisiz hale getirmişlerdi.

"Sarayın içinde birbirimizden uzaklaşmayalım."

-----------------------------------------------------------

Kagura karanlığa gözlerini aralayınca bir kaç saniye bu ıssız geceye alışmaya çalıştı. Daha net bir bakış açısı sağladıktan sonra Hayabusa'nın başında onu izlediğini fark etti.

"Ne oldu bana?" Sesi çatallı çıktığı için öksürerek düzeltti.

"Hiç, yorgunluk ve üzüntüden bayıldın."

Kagura yavaş yavaş hatırlıyordu yaşadıklarını. "Sen," dedi Hayabusa'ya. "Sen büyük bir canisin! Onlarca insanın ölümüne sebep oldun!" Daha sonra da uzandığı yataktan fırlayıp ayağı kalktı. "Sana ait hiçbir şeyi kullanmak istemiyorum!"

"Kagura, sakin ol." Hayabusa sakin denebilecek kadar alçak bir sesle konuşuyordu.

"Karşımda bir canavar, bir katil varken sakin olmamı nasıl beklersin? İğrençsin ve senden iğreniyorum!"

Hayabusa hiddetlenerek oturduğu sandalyeden kalktı ve Kagura'yı kollarındn tuttu. "Sana sakin ol diyorum!"

"Çek pis ellerini üzerimden!" Kagura bu güçlü eller arasından kurtulmaya çalışıyordu lakin hissettiği tek şey acıydı. Hayabusa çok sert bir şekilde kollarını sıkıyordu. "Canımı yakıyorsun, bırak!"

Hayabusa bir an ne yaptığını düşündü ve ellerini hafifletti. "Üzgünüm."

"Sen üzgün falan olamazsın Hayabusa!"

"Artık lütfen bağırarak konuşmayı kes."

"Bunun için bir sebep ver!"

"Bir tane bile köylü canından olmadı Kagura!" duyduğu şeyle bir kaç saniye olduğu yerde dona kaldı Kagura. "Hiç birinin canını almalarına müsade etmedim tamam mı?"

"Ama onları yuvalarından, hatıralarından ettin Hayabusa!"

"Ya düzelteceğim dersem?"

"Beni kandırmaya çalışma."

"Düzelteceğim."

"Sen düzelteceğin şeyleri daha da berbat edersin, şu kaldığın yere bir bak!"

"Kagura, eğer sen yanımda olursan bunu ya-"

Tam bu sırada koridordan bağırış ve kılıç sesleri yükseldi. Hayabusa korku ile Kagura'yı arkasına alıp korumak istedi. Daha sonra da hemen ilerisinde duran kılıcına uzanıp aldı. "Bir şey olmayacak, korkma tamam mı?"

"Ben korkmuyorum Hayabusa." Kagura arkasından çekildi. "Asıl sen kendin için kork."

"Benim kaybedecek başka bir şeyim kalmadı küçük kız." Hayabusa ruhsuz bir şekilde gülümsedi. "Tam da şu an, artık kaybedecek bir şeyim kalmadı."

BÜYÜK DEĞİŞİM Where stories live. Discover now