15. Bölüm

101 13 14
                                    

Kagura ve Vexana günlerce Hayabusa'nın başından ayrılmadı. Sarayın şifacısı Argus, kralı tedavi edip yaralarını kapatmıştı ama uyanıp uyanamayacağı hakkında bir yorum yapmaktan itina ile kaçınıyordu.

Başına aldığı sert darbeler ne gibi sonuçlar çıkarabilirdi bilmiyordu.

Kagura'ya dediğine göre, gözlerini açmayı geç, konuşma yetisini bile kaybetmiş olabilirdi.

Büyük bir sarsıntı yaşayan kral ise kimi zaman uyanıyor ama gözlerini açamıyor, canının acısından konuşamıyordu. Bu sebeple Kagura ve Vexana onun sadece uyuduğunu düşünüyordu ama kral onları duyabiliyordu.

"Yarın bir ay olacak Kagura." Vexana sessizliği bozmuştu. "Bir aydır sadece yatıyor ve iğneler ile besleniyor."

Kagura elini Hayabusa'nın elinden hiç ayırmamıştı. "O düzelecek Vexana, buna inanıyorum. Sadece yanında ona destek olan kişilerin olduğunu bilmesi gerekiyor."

"Keşke senin kadar iyimser olabilseydim. Bunu her zaman nasıl başarıyorsun?"

"Sevdiklerime karşı büyük bir güven içerisindeyim." Kagura gözlerini kırpıştırdı. "Üstesinden geleceğine inanıyorum."

Vexana ayağı kalktı. "Ben gideyim, daha sonra tekrar gelirim."

"Nereye gidiyorsun?"

"Saray işleri beklemez."

"Bundan daha mühim bir iş olamaz. Hayabusa'ya onun yanında olduğumuzu hissettirememiz lazım." Kagura boşta olan eliyle Vexana'nın kolundan tutup tekrar oturttu.

Vexana iç çekerek ruh gibi yatan kralına baktı. "Eskiden böyle birisi değildi."

"Anlamadım?" dedi Kagura gözlerini Hayabusa'dan ayırıp Vexana'ya bakarken.

"Anlarsın ya, o hep böyle kötü değildi."

"Baştan başlayalım," dedi Kagura. "Olur mu?"

"Ne öğrenmek istiyorsun?"

"Öncelikle, neden bunca şeye rağmen hala burada kalmaya tahammül edebiliyorsun? Gözlemlediğim kadarı ile Hayabusa sana da kötü davranıyor."

Vexana acı bir şekilde gülümsedi. "O küçüklüğünden beri benim gözetimim altında büyüdü. Ona her zaman göz kulak olmaya çalıştım. Hata yapmasını önledim ve sorunlarına yardımcı oldum." Elini Hayabusa'nın yarasına koydu. "Zor bir çocukluk geçirdi. Thamuz onu bulduğunda henüz bebekti. Uzun yıllar boyunca da babasını Thamuz sandı. Onun yaptıklarına şahit oldukça 'Asla onun gibi zalim olmayacağım.' dedi. Çok iyi yürekli ve düşünceli bir çocuktu. Ta ki Thamuz gerçek ailesinin onu terk ettiğini, bir ağaç kabuğunun içinde ağlarken bulunduğunu söyleyene kadar. İşe o zaman insanların kötülüğünü öğrendi."

"Ama ailesinin bir sebebi olmalıydı, değil mi? Neden durduk yere bıraksınlar ki ufacık bebeklerini?"

"Bunun sebebini hiç öğrenemedik." Dedi Vexana. "Yani gitmeme sebebim bu. Hayabusa'nın yanında kalıp ona yardımcı olmak. Kolay kolay kimseye güvenmiyor."

"Sen de onu bırakamıyorsun çünkü sen gidersen tamamen yalnız hissedip daha kötü şeyler yapacak."

Vexana kafasını salladı. "Ama şimdi, güvendiği tek kişinin ben olmadığımı bilmek güzel bir his."

"Başka kim var ki?" Dedi Kagura.

"Sen varsın." Vexana Hayabusa'nın yarasından elini çekti ve Kagura'nın boştaki elini tutup hafifçe sıktı. "Sana güveniyor, bunu görebiliyorum."

"Nereden bilebilirsin ki? Buraya ilk geleceğim zaman tanıştım kız, Lolita bana kralın bu zamana kadar köylere hiç baskın yapmadığını söylemişti. Ama daha bir ay önce masum canlara kıymak pahasına savaş komutanını baskın için görevlendirdi."

BÜYÜK DEĞİŞİM Where stories live. Discover now