Herkesin gözü önce Hayabusa'ya daha sonra da elinde tuttuğu silaha takıldı. Silahı fark edenler tedirginleşip geri adımlar attı. Kagura ise ruh gibi duruyordu.
"Hayabusa?" Alucard sinirle yerinden kalktı ve Hayabusa'ya doğru ilerledi. Bu sırada silah olan elini Alucard'a uzattı. Alucard tereddüt etti ve olduğu yerde durdu.
Hayabusa'nın gözü dönüştü. Silahı Alucard'tan çekip kendi şakağına dayadı.
"Dur! Ne yapıyorsun!" Alucard karşısındaki adamı sakinleştirmeye çalışıyordu. "Pişman olacağın bir şey yapma."
"Pişman olacağım mı?" dedi Hayabusa. Gözlerinden yaş akıyordu ama kahkaha atmaya başladı. Adeta bir deli gibi gülümsüyordu. "Sevdiğim kadın evleniyor ve ben kendimi öldürünce pişman mı olacağım? Yanlış! Ben Kagura'nın öldüğünü öğrendiğim zaman öldüm zaten!" bir yandan kahkaha atıyor bir yandan bağırıyordu. Sinirlerinin bozuk olduğu her halinden belli oluyordu.
"Bir dakika, bir dakika!" Araya Hanzo'da girmişti. "Kagura'yı terk edip öldürdün onu zaten sen."
"Ben onu terk falan etmedim." dedi Hayabusa sinirli ve kırmızı gözleriyle. "Ben kendimden geçerim, ondan geçmem."
Kagura kendisine yeni yeni gelebilmişti. Yanında şaşkınlıkla olan biteni izleyen Victor'u umursamadan Hayabusa'ya doğru yürüdü.
Alucard'ın yanından geçerken Alucard Kagura'nın bileğinden tuttu ve ilerlemesine izin vermedi. Küçük kız ufak bir hareketle ondan kurtuldu ve yavaş adımlarla Hayabusa'ya yürümeye devam etti. Hayabusa gözlerini yerden kaldırmıyordu. Ona doğru gelen ayakları görünce hafifçe başını kaldırdı.
Gözlerinden yaşlar akıyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Seni böyle göreceğim aklıma gelmezdi." dedi Hayabusa Kagura'ya. "Başkasıyla, gelinlikle..." Hayabusa lafını bitirmeden yüzüne bir tokat yedi.
"Ne yüzle buraya geliyorsun!" diye bağırdı Kagura. "İndir şu silahını."
Hayabusa yediği tokadın şaşkınlığı ile silahı indirdi. İndirmekle kalmadı, yere düşürdü. Kagura hızlı bir hareketle silaha yöneldi ve ayağı ile vurarak silahı uzaklaştırdı.
