12. Bölüm

110 12 41
                                    

Kagura günlerce Hayabusa'nın yanından ayrılmamıştı. Yemeğini yediriyor, gerektiğinde terden ıslanan tişörtünü değişiyordu. Hayabusa ise hastalığın vermiş olduğu yorgunluk sebebiyle sürekli uyumak istiyordu.

Kagura, Hayabusa her uyuduğu zaman onun adını sayıkladığını aklından çıkaramıyordu. Bir keresinde, Kabus görüyor herhalde, diye düşünmeden edemedi.

Uyuyunca adeta meleklere benzeyen bu kral, zararsız hatta sevimli bile geliyordu gözüne. Lakin hava almak için balkona çıktığı zaman krallığı görünce düşünceleri değişiyordu. Bir insan nasıl olur da ülkesinin bu hale gelmesine izin verirdi aklı almıyordu.

Kagura elini Hayabusa'nın suratına doğru uzattı ve hafifçe yanağına koydu. Yavaş yavaş suratını seviyordu. "Neden böyle biri olmak zorundasın ki? Neden insanlara bunu yapıyorsun, neden? Ama inanıyorum, içinde bir yerlerde iyilik var ve ben onu bulmana yardım edeceğim." Bir kaç dakika daha eli yanağında durdu.

Hayabusa gözlerini yavaş yavaş açınca Kagura panikle elini geri çekti. "Ateşin düştü mü diye bakıyordum." diye bir bahane üretti.

Hayabusa bu sefer çok ciddi gözüküyordu. Tıpkı ilk zamanlardaki gibi. Gözlerinde sinir ve öfkeyi gördüğüne emindi.

Daha sonra Hayabusa hiddetle seslendi. "Gardiyan!" bir kaç saniye içinde odanın kapısı açıldı ve gardiyan içeri girdi. "Bu kızı derhal hücreye kapatın." ve Kagura'nın gözlerine baktı. "Bu, ülkenin daha iyi olduğu zamanlar küçük kız."

Gardiyanlar Kagura'nın kolundan tutup sürüklemeye başladı. Kagura ne yaşadığını anlayamadan çoktan hücreye kapatılmıştı bile.

Hayabusa ne kadar yorgun da olsa kendisini yatağından dışarı atabilmişti. Sinirle bir sağ bir sola yürüyorken içeriye Vexana girdi.

"Efendim daha iyileşmediniz, biraz daha yatıp dinleseniz daha iyi olmaz mı?"

"Lüzum yok Vexana. Bir an önce kendimi toparlamam gerekiyor ve bunu yatarak sağlayamam. Yatmak beni daha yorgun hissettiriyor."

"Hakkınız var Kralım. Biraz önce Kagura'nın gardiyanlar eşliğinde zindana gittiğini öğrendim. Size karşı bir hatası mı oldu?"

"Hayır, lakin düşman bir ülkeden olan kıza bu kadar iyimserlik yeter. Aptallık yapıp geri döndü ve kendi aptallığının bedelini ödeyecek. Sadece tek öğün yemek verin, yastık ve battaniye ihtiyaçlarını giderirsiniz."

Vexana emirleri uygulamak için başıyla onay verdi ve kapıya doğru yürüdü.

"Son olarak," Diye söze giren kralına doğru döndü Vexana. "Bana ordu komutanı Dyrroth'u çağır." Ve hafifçe sırıttı. Vexana bunun anlamını biliyordu.

Arkasını dönüp kapıdan çıktı ve Dyrroth'u aramaya koyuldu. Bu bir felaket.

——————————————————

Dyrroth kralın çağrısını aldığı gibi soluğu odasında buldu.

"Ne istemiştin Hayabusa?" Dyrroth sırıtıyordu.

"Sence de çok fazla sineye çekilmedik mi eski dostum?" Hayabusa elini çenesine koymuş masada oturuyordu.

"Benden ne istiyorsun?"

"Yıkım istiyorum Dyrroth. Bu topraklarda hala bir kralın olduğunu halka hatırlatmanı istiyorum. Yakın köylerden başla."

Dyrroth'un heyecanla gözleri parlamıştı. Kral sonunda özüne döndüğü için mutlu hissediyordu.

"Müsadenle, hazırlıklara başlayacağım." dedi ve arkasını dönüp kapıdan çıktı.

——————————————————

Kagura aşınası olduğu duvarlardan gözlerini ayırmıyordu. Hayabusa neden bir anda böyle bir karar vermişti bir türlü aklı almıyordu.

"Yanlış bir şey mi söyledim?" kendi kendine konuştuğunun farkında değildi. "Hayır söylediğime emin değilim. Neden böyle yapıyor ki?"

Bu sırada Kagura'nın kapısı açıldı. Vexana içeriye girip Kagura'ya yemek getirdi ve yanına oturdu.

"Ne akılla buraya geldin ki? Ülkenden seni zorla alamazdı, biliyorsun değil mi?"

Kagura kafasını kaldırıp Vexana'nın gözlerine baktı. "Ben verdiğim sözü tutarım."

"Ne yaşadınız odada? Neden buradasın biliyor musun?"

"Uyuyordu ve uyandığı zaman böyle bir şey yaptı ama neden bilmiyorum."

"Savaş komutanını köylere baskın yapması için yanına çağırdı."

Kagura hayretler içinde bakakalmıştı. Yoksa uyuduğunu sandığı sırada Kagura'yı mı dinliyordu?

"Buna izin veremem. Aman tanrım, oradaki insanların hiç bir suçu yok ve canlarından olacaklar. Köylerin yıkılması Hayabusa için nasıl bir kazanç sağlayacak ki? Ahh, inanamıyorum."

"Hayabusa'nın değil askerlerin işine yarayacak. Uzun zamandır yağma yapmıyorlardı ve beş parasız kaldılar. Eğer Hayabusa böyle bir şey söylemese bile askerler kendi başına buyruk hareket ederlerdi kısa zaman içinde."

"Köylüleri yağmalamak yerine tarımla uğraştırsalar ya. En azından iki tarafın da karnı doyar ve hiçbir can kaybı yaşanmaz."

"Keşke bu kadar basit olsa. Yıllardır böyle devam eden bir düzenin bozulması çok zor bir durum."

"Yapılabilecek bir şey olması gerekiyor." Kagura düşünmeye başladı. "İlla ki bir çözüm yolu vardır."

Vexana kafasını salladı ve yerinden kalkarak kapıya doğru yürüdü. "Yemeğini ihmal etme, güçsüz düşmeni istemem." ve kapıdan çıkarak Kagura'yı hücresinde yalnız bıraktı.

BÜYÜK DEĞİŞİM Where stories live. Discover now