114.

16.5K 845 633
                                    

"Barış," dedim süt dökmüş kedi edasıyla.

"Efendim canım." Dedi başını telefondan kaldırmadan.

"Sevgilim?" Dedim bu sefer.

"Efendim güllü lokumum?" Dedi bu sefer telefonu kucağına koyarak.

"Aşkım," dedim bu sefer. Ne oluyor lan bana?

"Yine ne boklar yedin acaba?" Dedi ifadesini bozmadan.

"Ya şey, hani sana yazan anonim kız var ya? O bendim." Dedim hızla.

"Ne?" Dedi şaşkınlıkla.

"Aslında affetmiştim seni ama bilmiyorum işte." Kolunu omuzuma atıp beni iyice kendine çekti.

"Önemli değil, şu an yanımdasın ya." Dedi bir tanem. Sizin böyle sevgiliniz var mı? Tabii yok nerden olacak ahahah.

"Yaa canımsın." Dedim ben de.

"Ama senden bir şey isteyeceğim." Dedi. Yüzüne baktım ve sordum.

"Beni ailen ile tanıştır artık." Dedi. Gözlerim far görmüş tavşanınki kadar açılmıştı.

"Yapamam Barış, eğer böyle bir şey yaparsak babam ile abim ilişkimize izin vermez." Diye açıklama yaptım.

"O zaman şöyle yapalım, nasılsa annelerimiz artık arkadaş değil mi, akşam bize gelin?" Dedi.

"Ee babam ne yapacak kadınların arasında?" Diye sordum bu sefer.

"Ya ben sana söylemedim değilmi?" Dedi bu sefer.

"Neyi?" Dedim tereddütle. Cevap verdi.

"Annemle babam barıştı. Hatta öyle bir barıştılar ki, yeniden evlenecekler gibi duruyor."

"Ya ne güzel işte." Dedim sevinçle.

"Çıkışta bize gelsene?" Dedi konuyu değiştirerek.

"Bakarız.." diye ucu açık bıraktım cevabı. Tabii ki gidecektim.

***

"Pizza söyleyelim mi? Ya da başka bir şey, benim karnım bayağı aç." Dedi Barış evin kapısından girmiş ceketini çıkartırken. Ben de ayakkabılarımı çıkartmak ile meşguldüm. O sırada Gülsüm ablanın sesi duyuldu.

"Çocuklar siz mi geldiniz?"

Ben de ayakkabılarımı çıkarmış ve sonrasında ceketimi çıkartarak portmantoya astım. O sırada Gülsüm abla girişte belirdi.

"Aa Kübracığım hoş geldin." Dedi ve sarılıp selamlaştık.

"Açsanız geçin sofraya, mantı yaptım." Dediği an gözlerim faltaşı gibi açıldı. Mantıya köle olurdum ben!

"Ya siz birtanesiniz." Diyerek lavaboya gittim. Barış'ın arkamdan, "Mantıya hasta da," dediğini duydum.

Ellerimi yıkayıp lavabodan çıktım ve masaya oturdum. Barış karşıma, Gülsüm abla da yanımdaki baş köşeye oturdu. Tabii oturmadan önce yemekleri servis etti. Börek de yapmıştı. Ne mübarek kadındı bu ya.

Ben hemen mantıya saldırmıştım tabii.

"Barış, oğlum sana bir şey söylemem gerek." Dedi Gülsüm abla daha tabağına dokunmadan.

"Söyle." Dedi Barış da önce börekten başlayarak.

"Biz, babanla evleniyoruz." Dedi Gülsüm abla umutla. Oğlunun da sevinmesini istiyordu sonuçta. Barış önce yediği böreğin kalan kısmını bir peçetenin üzerine bıraktıktan sonra ağzındaki lokmayı da yutup konuşmaya başladı.

"Bunu bekliyordum zaten. Barıştığınıza göre evlenmekten de geri kalmazdınız." Dedi ve herhangi bir ifade sunmadan mantıyı kaşığıyla dürtmeye başladı.

"Sevinmedin mi yoksa?" Dedi Gülsüm abla yüzünü düşürerek.

"Herhangi bir duygu hissetmiyorum. Korku dışında... sadece tekrar üzülmenizi ve aynı şeylerin olmasını istemiyorum o kadar. Bir daha aynı şeyler olursa, konu ne olursa olsun, yıkarım ortalığı." Diye açıklama yaptı Barış. Mantıyla oynamayı bırakıp bir kaşık ağzına attı.

"Güzel," dedi Gülsüm abla. "Ve bir haberim daha var." Dedi ve derin bir nefes alıp verdikten sonra devam etti. "Hamileyim!" Demesiyle Barış birden öksürmeye başladı.

"Barış!" diye bağırarak hemen sürahideki suya ve bardağa uzandım. Kattığım suyu hemen uzattıktan sonra yerimden kalkıp yanına gittim ve suyu içmesine yardım ettim. Ağzındakini yuttuktan sonra bir yudum daha aldı ve suyu kenarıya koydu. Sırtına birkaç kere vurmuştum ben de. 

"Iyi misin." Diye sordum. Başıyla onayladı ve iyi olduğuna emin olunca yerime geçtim.

"Kimden?!" Dedi Barış hiddetle.

"Babandan salak kimden olacak?!" Diye çıkıştı Gülsüm abla. Tabii Barış'ın kafasına hafifçe vurmayı ihmal etmemişti. Ben de dış kapının mandalı gibi izliyordum olanları.

"Bir an önce cinsiyeti belli olsa keşke." Dediğim an Barış bana garip bakışlar atmaya başladı.

"Buna da mı sevinmedin yoksa Barış?" Diye sordu Gülsüm abla mutsuzca.

"Garip duygular içerisindeyim, ne yapacağımı ben de şaşırdım anasını satayım." Diye çıkıştı Barış da. "Her halukarda doğuracaksın zaten. Bu da kardeş yani, atsan atılmaz satsan satılmaz. Ne yapalım seveceğiz artık."

Gülümseyip öpücük attım ona. O da gülümsedi.

"Adını düşündünüz mü bari?" Diye sordum sevinçle.

"Kız olursa Berna, erkek olursa da Baran diye düşündük." Dedi Gülsüm abla. Ben "Hadi canım!" Diye tepki verirken Barış çok garip bir tepki verdi.

"O zaman ben o çocuğu sikseniz sevmem!" Dedi ellerini kaldırarak. Gülsüm abla tekrar kafasına vurarak söylendi.

"Terbiyesiz!"

"Berna beni aldatan kaşar, Baran da Kübra'ya asılan babasız. Ikisi de olmaz vallahi, keserim kendimi onu seversiniz he!" Diyerek çatalı boynuna dayadı Barış. Ben ise hâlâ tepkisiz duruyordum.

"Tamam be koymayız. Zaten ben de başka isim düşünüyordum." Dedi Gülsüm abla ve yemeğimize devam ettik hepimiz.

Şerefsiz || Anonim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin