5🌿

3.6K 256 69
                                    

- Şunu kabul ettiğime hâlâ inanamıyorum.

- Vazgeçmen için geç değil bitanem. Her şeyden.

Gülşah'ın tehditvari cümlesinin sonuna doğru odaya giriyorum. Cümlesine eş kısık gözleri de Hamza'ya odaklı. Hepimiz gibi Hamza da son kelimeye yapılan vurguyu fark ettiği için bir şey demeden susuyor.

Demeye hakkı olduğunu düşünmüyorum zaten. Zira aralarını düzeltmek için kendisine romantik bir akşam yemeği teklifi sunmuşken, "Gülşah ne isterse kabulüm, emret beyim" diyen kendisiydi.

Kendi düşen ağlamaz diye bir laf vardır dört numara, bildin mi?

Elimdeki çikolatalı ekmek tepsisini orta sehpaya koyup Rabia ile Gülşah'ın arasına kuruluyorum. Gülşah hepimize kısa bir bakış atıp, hazır olduğumuzu anladıktan sonra, filmi başlatmak için düğmeye basıyor.

Hoşgeldin Charlie'nin Çikolata Fabrikası. Hoşgeldin çikolatalı ekmek.

- Kaçıncı izleyişiniz bu on bin birinci falan mı?

Göz ucu ile Gülşah'a bakıyorum. Ters bakışları yeniden Hamza'nın üzerinde. Bizi bilmem de bu gidişle kendisinin son izleyişi olacak.

Şu an odada Gülşah'ın borusu daha fazla öttüğü için yorum yapmadan filmi izlemeye devam etmek en mantıklısı gibi geliyor. Başımı Rabia'nın omzuna yaslayıp ekrana dönüyorum yeniden.

Gülşah iki gündür abime tavırlı olduğu için bu duruma el atmaya karar vermiştik kızlarla. Çünkü Hamza'nın kendini komik sandığı hâli ne kadar çekilmezse, dünyadan bıkmış hâli de o kadar çekilmez oluyor. Hatta daha fazla. Her saniye Allah'tan sabır falan diliyorsunuz, zor yani.

Kendisine sonu barışma ile bitmeli bir yemek programı hazırlayacağımızı iletmişken, yedi yıllık ilişkisine dayalı olarak bunun çözüm olmadığını söylüyor bize. Haklıydı. Yenge kriterlerimiz ne kadar normal olsa da, Gülşah bunların aksiydi. Allah aşkına kız Hamza'nın sevgilisi nasıl normal kalabilir?

Normal olmaması en çok kime harika geliyordu? Tabiki bana.

Şu an elimde çikolatalı ekmek, karşımda dört numaranın belirttiği gibi kaçıncı kez izlediğimizi artık saymadığım en sevdiğim film, ve yanımda sevdiğim insanlar. Bu beni duygulandırdığı için yeniden ağlama isteğim geliyor.

Her şeye ağlayayım zaten, aman başka birşey yapmayayım.

Göz ucuyla odadaki herkese bakıyorum. Bir kişi üzerinde daha fazla oyalanmış olabilirim. Yüzünde hafif bir tebessüm ile oldukça filme odaklı gözüküyor. Yüzündeki tebessüm koşarak yüzüme yerleşiyor. Gözlerimi yeniden ekrana çeviriyorum.

Yine de diğerleri gibi aklımı filmde toplayamıyorum. Çok sevmeme rağmen gözlerim odada daha çok sevdiğim yere yönelmek istiyor.

İki gündür beynimin için de neon ışıklarla bir tabela yanıp duruyor. Kocaman harflerle. SANA AÇIKLAMA YAPTI. 

Peki küçük harflerle yazsa bile, bunu şak diye okuyacağımı biliyorum. Kalbime odaklı yaşıyorum çünkü.

Yine de kızlara daha söylemediğim için kendimi biraz suçlu hissediyorum. Ama düşünürken bile kalbim o kadar hızlı atıyor ki, bunları kelime yapıp, onlara söylemek... Ellerime bakıyorum. Şimdi bile heyecandan tir tir titriyorum.

Neyse bir ara onlara anlatırım. Kısa mesajla falan.

...

Rabia'nın uzattığı peçeteyi alıp gözlerimi siliyorum. Burun çekme sesine bakılırsa onun da benden farkı yok. Ve Gülşah'ın da.

PekmezWhere stories live. Discover now