12🌿

2.7K 186 28
                                    

Merhaba 🌸
Hesaplayamadığım şekilde uzun süren ara için, hepinizi beklettiğim için özür dilerim. Bu kadar uzun olacağını tahmin edememiştim. Nedenlerim ve sebeplerim ile sizi sıkmak istemiyorum :) Bundan sonra yeni bölümler arasındaki zamana daha fazla dikkat edeceğim.

Keyifli okumalar diliyorum 🌿

...

"gülüşün bir şehri devirmeye
hem diriltmeye yetecek"*

diyor şair. Ben devriliyorum sayın şair. Gülüşü değil belki ama, ağlamasını görmem ile devriliyorum. Beni bu yerden diriltse diriltse senin dediğin gibi gülüşü diriltir. Ama bu saatten sonra onun gülüşü bana değer mi? Bilemediğim nokta bu oluyor.

Sessiz bir araba yolculuğundan sonra, kendimi evde, dördüncü katta buluyorum. Rabia ve Büşr her ne kadar bu geceyi beraber geçirmemizin daha iyi olacağı konusunda dil dökseler de, Hamza bu akşamki dert ortağım olma konusunda ısrarcı hareket ediyor. Bu nedenle annemle küçük bir konuşma yapıp beraber onun katında kalacağımızı söylüyor.

Samet abimler, Mustafa'ya ne yaptılar bilmiyorum. Ama eve vardığımız zaman onu kapının önünde buluyoruz. Kendisi de bu akşamlık Eymen'e el koyuyor.

Oldukça mantıklı bir karar. Çünkü Hamza ile ikimizin, sondan birinci ve sondan ikinci Yiğit bireyleri olarak kendisine oldukça sıkıntılı günler yaşattığımız kesin.

Hatta son sıkıntılı gün beni Hamza'ya "Allah'ını seversen beni otogara götürürsün" diyecek seviyeye getiriyor.

- Daha iyi misin?

Hamza, elindeki kahve dolu kupayı bana uzatıp karşımdaki tekli koltuğa atıyor kendini.

- Ne kadar iyi olabilirsem.

- Anneme söyledim.

Ağzıma götürmek üzere olduğum kupayı saniyesinde sehpanın üzerine bırakıyorum. İyi ki içmek gibi bir hata yapmamışım.

- Ne? Anlamadım neyi anneme söyledin tam olarak?

- Bu akşamı. Hepsini anlattım. Tam olarak.

- Ne dediğinin farkında mısın?

Bu çocuk sinirli olduğu zaman kesinlikle düşünmeyi bırakıyor.

- Bakma öyle bana. Şu an aklından "Hamza yaptığın çok saçma" diye geçirdiğini biliyorum. Ama Yusuf sahipsiz değil. Özellikle dışarıdan alakasız bir kapı kolu gelip canını sıkamaz. Ben şimdi evire çevire dövsem haklı iken haksız olurum. Annem bu işi bize kalmadan çözebilecek tek kişi.

Bu konuda haklı. Annem hepimiz için aşırı koruyucu bir kadın oldu hep. Yusuf Eymen için ise bunun iki katı demek bile az kalır.

Yine de şaşırmadan edemiyorum. Hamza'nın son günlerdeki tavırları karşısında şimdiki tavırları çok alakasız kalıyor.

- Kızgınsın diye düşünüyordum. Yani hepimize.

Elindeki kupayı sehpada benimkinin yanına koyuyor. Tekli koltukta yaslanabildiği kadar geriye yaslanıyor. Uzun zamandır havada asılı kalan konu, gelip aramızdaki yerini alıyor. Bunu dört gözle beklediğimi itiraf etmem gerek.

- Kızgındım. Ama sonra hissettiğim duygunun kızgınlıktan daha farklı olduğunu anladım.

Anlamıyorum. Bana bakınca anlamadığımı fark ediyor. Sırtını koltuktan uzaklaştırıp biraz öne doğru eğiliyor.

- Korktum. Yusuf incinecek diye o kadar çok korktum ki. Bir şeylerin değişecek olmasından... Bu korku o kadar çok gözümü bürüdü ki en sonunda onu inciten kişinin ben olduğumu bile göremedim.

PekmezDove le storie prendono vita. Scoprilo ora