Jimin ile çocukları uyutmuş, misafirleri göndermiştik.
Jimin televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş benim yanına oturmamı bekliyordu.
Yanına yavaşça oturdum. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"öyle demek istemediğimi biliyorsun değil mi? Onları çook seviyorum. Onları istememem imkansız." "biliyorum. Sanırım fazla abartıyorum. Appalık bu olsa gerek.... Özür dilerim. Günü mahvettim" "ben de özür dilerim. Bir daha yanlış anlayacağın hiçbir şey söylemeyeceğim. Ayrıca senin olduğu hiçbir gün mahvolamaz içinde sen varken" "yağğ seni seviyorum" "ben daha çok seviyorum" "ben daha çok muhabbetine girmeyeceğim çünkü mina ağlıyor" "sen otur ben bakarım"
Mina'yı uyutmuş ve yeniden aşağı inmiştim. Jimin bahçede oturuyordu. Yanına gittim ve oturdum. "jimin? '' " efendim '' biz şimdi barıştık mı? " " evet" "püü o zamn sürprize gerek kalmadı iptal ediyim" "ne? Ne sürprizi?" "boşver gerek kalmadı zaten'' " bak tekrar küserim. İptal falan etme ben sürpriz istiyorum " " sen pek sevmezdin süpriz " " senin yaptıklarını seviyorum " " Peki o zaman... Gel" "nereye?" "söylemem"
Jimin
Jungkook elimden tutmuş beni kapıya doğru sürüklüyordu.
"jungkook çocuklar ne olacak?" "ben Jin hyunga haber verdim. Birazdan gelir"
Kapıyı açtı. Karşımızda Jin hyung vardı. Jungkook Jin hyung ile biraz konuştu. Sonra beni tekrar peşinden sürüklemeye başladı. Süprizin ne olduğunu çok merak ediyordum.
Arabaya bindik. Baya uzun bir yolculuk sürdük yıldızların altında . Neredeyse güneş doğmak üzereydi.
Sahile gelmiştik. Hava hala karanlıktı. Tek ışık ay ve yıldızlardı. Denize doğru yaklaştığımızda orada bir örtü oldupunu gördüm. Wow önceden hazırlık.
"jungkook burası çok güzel" "sen asıl güneş doğarken gör" "sen burayı nereden buldun? Daha önceden gelir miydin?" "evet" "yalnız mı?" "hayır" "kimle?'' umarım sesim kıskanç çıkmamıştır. "senle jimin burayı unutmuş olamazsın"
Etrafa biraz daha göz gezdirdim. Hava alacakaranlıkken net göremiyordum. "net göremiyorum jungkook. Çok karanlık" "Gel otur birazdan güneş doğar anlarsın burası neresi"
Güneş yavaş yavaş doğuyordu. Güneş ışıkları yavaşça etrafı aydınlatırken jungkook bana yaklaştı. Beni öpmeye başladı. Gün doğarken sevdiğin adamla öpüşmek çok güzeldi. Bu an hiç bozulmasın istedim.
"etrafına bak jimin" "burası.... Burası bana evlilik teklifi ettiğin yer." "ah evet sonunda" "burası gündüz daha da güzelmiş" "senden güzel değil" "abartıyorsun" "keşke kendini benim gözümden görebilsen sevgilim. O zaman bu gün doğumunun senin tırnağın kadar bile güzel olamayacağını anlardın" "seni seviyorum" jungkook'un dudaklarına yapıştım. Dudaklarımızı biraz ayırıp "seni seviyorum" dedi tekrar dudaklarımızı birleştirmeden önce.
Ben bu adamı gerçekten çok seviyordum. İyiki girmişti bu adam hayatıma ve güzelleştirmişti onu..
Öpücüklerimiz derinleşmişti. Beni denize doğru götürdü. Tam yanında Kıyafetlerimi den kurtulduk ve denize girdik. Güneşin yeni doğan ışınları onun bedenine çarpıyordu. Bu zehvet uyandırıcıydı.
Onu biraz izledim onu beni izledi. "seni çoooooooooook seviyorum ve istiyorum" kıkırdadı "duydularımız karşılıklı. Seni çok istiyorum ve çok seviyorum"
Merabalar Yb nasıl olmuş? Sizi seviyorum. Yakında yeni kitap gelecek Oylamayı unutmayınnnn Yorum yaparsanız sevinirim ❤️❤️❤️ Muahh
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mina ve taetae💜
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
