Haram Bro |Texting

sitteti aşerah

"Evet siz ikiniz. Buğra Karova ve Efnan Gayret. Okuldan kaçarken yakalandınız. Herhangi bir açıklama girişiminde bulunacak mısınız? " dedi müdür.

"Hocam gerçekten kaçmıyorduk. Bahçede kitabımı unutmuştum onu getirmek için sadece. " dedim mahcup bir şekilde. "Değil mi Buğra ?"

"Evet Hocam kitabı vermek için geldiğim doğru, kaçmıyordum." dedi.

İçime bir su serpilmişti açıkcası.

"Ama onu bilemem geldiğimde bisikletinin zincirini açmakla uğraşıyordu. "

"Ne! " dedim sesimi fazla yükseltmemeye çalışarak. "Hiç yardımcı olmuyorsun. " dedim ağzımı kıpırdatmadan.

Omuz silkti.

"Efnan doğru mu bu? " dedi Müdür.

Süheyla Teyze o sırada söze girdi

"Valla müdürüm bu ikisi ben geldiğimde kaçmak için hazırlanıyordu. Ben her şeyi gördüm."

"Süheyla Teyze aşk olsun yani. " dedim kaşlarım çatık bir şekilde.

"O zaman sizlere ceza vermek durumundayım. "

"Ceza mı? " dedim şaşırarak.

Buğra olaya dahil olmuyor sadece müdürün dediklerini onaylıyordu.

"Haftaya olacak program için spor salonunun düzenlenmesi gerekiyor. Etrafı toplar sonra siler, süpürür çıkarsınız. "

"Heeeh ne güzel. Ben size vilada falan ne gerekiyorsa hazırlarım merak etmeyin. " dedi Süheyla Teyze.

Şimdi işin aslı anlaşılıyordu. Eğer biz olmasak orayı kendisi temizleyecekti. Kendime yardımcı arıyordu aklı sıra bizim Süheyla Teyze.

"Hocam ben de mi? " dedi Buğra.

"Tabii sen de. Arkadaşını yanlız mı bırakacaksın oğlum. " dedi.

"Ama ben sadece kitap bırak-" diyerek kendini savumaya başladığında müdür lafını kesiverdi.

"Hadi hadi işiniz uzun. Çıkın bakalım. İtiraz istemiyorum."

"Gelin yavrularım ben size eşyalarınızı hazırlayıveren. "

*

"Ee ne yapacağız şimdi. " dedim elimdeki vileda sopası ile oynarken.

"Eve gitmem lazım. " dedi Buğra.

"Ne tesadüf bende. " dedikten sonra vilada sopasının suyunu sıkarak ona uzattım.

"Kullanmayı bilmiyorum. "

"Araba mı bu? İleri geri yapacaksın arada da kirini akıtırsın."

"Hayır sen yap. " dedi.

"İyi." dedim bıkkınlıkla. "Sen yapacaksın? "

"Malzeme odasını toplarım." dedi.

Ve biran önce işe koyulduk.

Su dolu kovayı alıp en uç tarafına giderken o da malzeme odasına doğru yolunu tuttu.

Hızlı bir şekilde silmeye başladım. Zaten aklım fazlasıyla karışıktı. Engeli hala kaldırmamıştım ve bir gün dahi geçmeden tehtit notu ile karşılaşıyordum.

Sevgi denen şey gerçekten böyle miydi?

Hiç zannetmiyorum.

Hem engeli kaldırırsam bana yine öyle laflar etmeye devam edecekti. Daha bir kaç gündür bana yazıyordu ama bana yaşattığı şeyler olumlu değildi.

Aksine hayatım son günlerde berbat bir hal almıştı.

Yok yok bence aşk işleri bana göre değil.

O sırada her zaman söylediğim ve bıkmadığım o ezgiyi mırıldanmaya başladım.

"Gergin uykulardan, kör gecelerden.. Bir sabah gelecek kardan aydınlık... "

Resmen umutsuz ev kadını gibiyim.

"Sonra düğüm düğüm bilmecelerden, bir sabah gelecek kardan aydınlık.." diyerek vileda sopasını kaldırdım ve kirini akıtmak için kovaya soktum. "Gelsin şu aydınlık ya yeter ar-" dediğim sırada Buğra'yı buraya doğru kirli ayakkabıları ile geldiğini gördüm.

"Hop hop napıyorsun ya yeni sildim orayı ben!" diye bağırmaya başladım. "Gelme git. "

"Tamam, tamam gelmiyorum bağırma. " dedi ellerini havaya suçlu gibi kaldırarak.

"E batırdın her yeri. " dedim sinirlenerek اكرهكم جميعا (hepinizden nefret ediyorum)"

"Ne dedin sen şimdi?"dedi tedirginlikle, gözleri korkuyla bakıyordu.

"Büyü yapıyorum uzaklaş diye. "

Ciddiye almış olmalıydıki bir kaç adım daha gitti.

"اقسم انك احمق (yemin ediyorum salaksın)"

"Sadece Arapça konuşuyorsun. "

"Plaket de vereyim. İster misin? " dedim bastığı yerleri silerken.

"Ben de bir şey biliyorum."

"Mikrofon sende. " dedim sinsice gülümseyerek.

"كيس القرف. (bok çuvalı)"

"Terbiyesiz. " dedim kaşlarımı çatarak.

"Alt komşumuz Suriyeli, bizde öğreniyoruz bir şeyler. " dedi sırıtarak.

"Başka neler öğretiyor o Suriyeli arkadaşın ?" dedim imalı bir şekilde.

"Ha bir de şu var. احبك (seni seviyorum) "

~

Selamünaleyküm gençler bu bölümde baya bir Arapça kastım. Arada sizde kullanın faydalı olur. Gjfkflg

Hadi selametle.

Oy vermeyi unutmayalım...