aşrun

34.5K 2.9K 1.7K
                                    

En son o hediye olayından sonra iyice yerin dibine girmiştim. Buğra'ya karşı da rezil olmuştum.

Ahsen hala işin dalgasındaydı. Defteri de fazlasıyla sevmişti. Ona vermekten başka bir çarem kalmamıştı ve günün geri kalanını deftere yapışık bir şekilde geçirmişti.

Aklımda bu deli düşüncelerle yemeğe devam ediyor, arada Süleyman'a bakıp 'Acaba hangi işkenceleri uygulasam' diye düşünüyordum. Belki bu sayede kim olduğunu bulurdum.

Tek yaptığı şey ben on baktıkça ağzını burnunu yamultup bana ayar vermeye çalışmasıydı.

En sonunda bu hareketler babamın da dikkatini çekti.

"Allahümme salli... " diye söylendi ilk başta. "Sofradayız kendine gel, bize değilse nimete saygın olsun. "

Babam bu ağır sözüyle Süleyman'ı yerle bir etmişti. Hiç bir şey demeden yemeğine devam etti.

"Nesrin Hatun çay getirir misin?. " dedi.

"Yaptığın tatlıdan da koyayım. "

"Olur. "

Bizim evde çay eksik olmazdı. Babam sabah kalktığı vakit ilk söylediği şey 'Çay koydunuz mu? ' lafı olurdu.

Ve sabah altı açılan çay akşama kadar sürekli kısık ateşte durur, babam ise akşama kadar canı çektikçe oradan bardak bardak içerdi.

Bir diğer garip hobisi ise tatlı yapmaktı. Bizim evde tatlılar genelde babam tarafından yapılırdı ve bunlar basit tatlılar değildi. Karakteri gereyi çıtayı hep yüksek tutar, ortaya muhteşem şeyler çıkarırdı. İş böyle olunca bundan faydalanan kişiler Süleyman ve ben oluyorduk.

"Ben anneme yardım edeyim. " diyerek sofradan kalktım ve annemin yanına, mutfağa gittim.

"Yardıma geldim annecim. " diyerek tatlı tabakları ve kaşıkları çıkardım.

Annem tatlıyı buzdolabından çıkarırken çaktırmadan ne olduğuna bakmaya çalışıyordum.

"Tiramisu mu o? "

"Evet. " dedi annem.

"Harika gözüküyor." dediğim sırada gözlerimi bu leziz manzaradan alamıyordum. "Ahsen'i çağırabilir miyim?  Tirsmisuyu çok sever. "

"Tabii çağır kızım bir de soruyor musun? "

Ahsen'in evi bizden iki sokak ilerideydi ama ailelerimiz birbirini tanıdığı için akşamları birbirimize gelip gidebiliyorduk. Hatta bazen kalıyorduk.

Ben elimde tabaklar, annem ise çayla birlikte sofraya geri döndük.

Tiramisuyu gören Süleyman gözlerini kocaman açmış çoktan gözleriyle yiyip bitirmişti.

"Oha bu dehşet bir şey olmuş ya. " dedi.

Dehşet kelimesini duyam babam anlamsız bir şekilde Süleyman'a baktı.

"O ne demek ya. " dedi.

Araya ben girdim.

"Harika demek istiyor baba. "

"Dehşet ne demek biliyor musun oğlum. " dedi babam nazikçe.

"Korkutucu gibi bir şey. "

"Evet. Peki benim tiramisumun seninle vasıfladığın bu sıfatla ne alakası var çocuğum?" dedi.

Tehlikeyi sezen Süleyman çoktan geri adımını atmıştı. Babam Süleyman ile takılmayı seviyordu. Kötü niyetinden değil tamamen ona olan sevgisinden ötürüydü böyle takılmasının nedededi.

Haram Bro |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin