hamsun

23K 2.4K 1.4K
                                    

Kutuyu elimle salladım. "Ne bu ya?  Nereden esti? "

"Açmıyacaksan alıyorum. Berra'ya falan veririm." diyerek elini uzattığı sırada kutuyu geri çekiverdim.

"Hayır ya. Almışsın bir kere. "

"Fazla sallama değerli." diyerek ekledi. "Ee hadi aç."

"Tamam ya açıyorum." dedikten sonra kutunun kenarındaki bantları elimle çekiştirerek yavaşça kaldırdım. "Buğra... inanmıyorum. Bu çok güzel." diyerek kutunun içindeki koyu yeşil kadife Kuran'ı çıkardım.

Gözlerimi alamıyordum. Gerçekten çok güzeldi.

"Nasıl? Beğendin mi?"

"Beğenmek ne kelime aşık oldum." dedim gülümseyerek.

"Kime?"

"Ne kime?" dedim ilk başta anlamayarak. Kafama sonradan dank etmişti. "Kuran'a tabii ki. Bir de koyu yeşil almış. Unutmamışsın."

"Bir ömür boyu... " diyerek başladığı sırada duraksadı. "Bir ömür boyu eskitene kadar bundan oku. Beni hatırlarsın. " dedi.

"Hiç şüphen olmasın." dedikten sonra durak isimlerine gözlerimi çevirdim. "Benim inmem gerek."

"Tabii ben kalkayım." diyerek koltuktan kalktı ve geçmem için müsaade etti.

"Çok teşekkürler tekrardan. Görüşürüz."

"Görüşürüz. "

Otobüs durağa yaklaştığı sırada inmek için hazırlandım. Arada Buğra'ya göz atıp ne yaptığına bakıyordum. Otobüsün kapısı açılınca Buğra'ya el sallayıp indim.

İndiğim gibi soğuk hava etrafımı sarmıştı. Otobüsün içi sıcak olduğundan biran da şoka uğramıştım. Elimdeki kutuyu çantama dikkatlice yerleştirdikten sonra atkımı çıkardım ve boynuma doladım.

Ellerim genelde çabuk üşürdü. Hiçbir yerim üşümese bile ellerim her zaman soğuktu. Bu yüzden kış aylarında daima eldiven ile dolaşırdım.

Otobüsten indikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Durak bizim eve uzaktı bu yüzden en az 15 dakika yürümem gerekiyordu.

O sırada yoldan geçen eli poşetli yaşlı bir teyze gördüm. Ne atkısı ne bir şapkası vardı. Elleri desen zaten açıktaydı. Poşetin ağırlığı yüzünden elinin bazı kısımları kızarmıştı.

İçimdeki sese kulak bile vermeden direk yanına koşturdum. "Aman teyzecim çok ağır bunlar napıyorsun sen? Hava da soğuk."

Sanırım beni duymamıştı. Birden karşısına çıkınca korktu. "Korkma korkma yardıma geldim." dedim biraz daha sesimi yükselterek.

Sanırım şimdi duymuştu beni. Gülümsedi. Poşetlerini bir kısmını yere koyarak ellerini avuşturmaya başladı. Üzerindeki ince mont kim bilir ne kadar sıcak tutuyordu onu.

Dayanamadım.

İlk önce boynumdaki atkıyı çıkarıp onun boynuna doladım sonra da eldivenlerimi çıkarıp ona uzattım.

"S-sağol kızım. Benim torun da gelecekti şimdi." dedi güçlükle.

"Önemli değil teyze. Evin nerede gidelim hemen. Belli ki torunun geleceği yok. "dedim yine yüksek sesle.

Hafiften ben de üşümeye başlamıştım.

"Yokuşun sonunda."

Poşetlerin büyük bir çoğunluğunu yüklendikten sonra birlikte yürümeye başladık. Yavaş yürüdüğü için ona ayak uydurmaya çalışıyordum.

Haram Bro |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin