Bölüm•3 "Dağ"

2.8K 156 44
                                    

"Emredersiniz komutanım."

Telsizi kapattı. Üzerine örttüğü koyu yeşil kamuflajı başına kadar çekerek sessizce beklemeye başladı. Yüksek bir tepedeydi. Etrafta kocaman bir sessizlik vardı. Harekat emri gece 23:00 sularında gelmişti. Evdeydi o sırada. Televizyonda bulduğu bir belgeseli izliyordu. Emir geldiği an toparlanıp karargaha gelmişti.

Bölgedeki köylerden birine yakın bir arazide hareketlilik fark edilmişti. Arazinin temizlenmesi görevi de Kürşat timine verilmişti. Keskin bir soğuk vardı. Kamuflajın içine giydikleri termal kıyafetler bile çok etkili olmuyordu.

"Lan Ali." Efe, Selman'ı sinir etmek istediği zaman Ali ismini kullanırdı. İki ismi de dedelerinden gelmeydi de Selman, Ali ismini pek sevmezdi. Ağzında bir küfür geveledi. "Üşüdüm lan ben." Efe, konuyu değiştirdi. "Selman, harbi üşüdüm oğlum. Dondum lan."

"Haklısın abi." Barış da üşümüştü. "Bu termal şeyler de bir işe yaramıyor."

"Afedersiniz komutanım." diye söz karıştı Selman. "Götüm dondu lan." Emir gülümsedi. "Ne yapsak beyler, ısınsak mı biraz?" Çağrı gülümsedi.

"Çağrı, sendeyiz aslanım." Çağrı, derin bir nefes aldı. Sırt üstü dönerek arkasındaki kayaya yaslandı.

Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk'ün bayrağına

Soluklandı. Gözlerini yumdu. Tekrar söylemeye başladığında arkadaşları da ona eşlik etmeye başlamıştı.

Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk'ün bayrağına.

Ah ölmeden bir görseydim, düşebilsem toprağına

Ah ölmeden bir görseydim, düşebilsem toprağına

Öyle sakin bir sesle söylüyorlardı ki.. Hepsi birbiriyle uyumlu halde sakinliğin yanında güçlü bir sesle. Çok severlerdi bunu söylemeyi.

Sırmalar sarsam koluna, inciler dizsem yoluna

Sırmalar sarsam koluna, inciler dizsem yoluna

Bu kısımda sesleri iyice güçlü bir hal aldı. Herkes yanındakine baktı. Gözlerinin içi parlıyordu hepsinin.

Fırtınalar dursun yana

Yol ver Türk'ün bayrağına.

Güçlü bir sesle tekrar ettiler.

Fırtınalar dursun yana,

Yol ver Türk'ün bayrağına.

"Komutanım, hareket var!" Emir, Kerim'in uyarısıyla doğruldu. Tim de sessizliğe gömülmüş tekrar mevzilerine odaklanmıştı. Aradaki tek fark şimdi sıcacık olmalarıydı. Çağrı gülümsedi. Enerjisi dolmuştu ve nişangahtan gördüğü kadarıyla ortadan kaldırılacak terörist sayısı epey fazlaydı. "Selman kaçar kişi aslanım?" diye seslendi yakasındaki telsize doğru. Selman gülümsedi. "Kişi başı yedi tane komutanım. Fazlasına girişenle bozuşuruz."

"Söz veremem."

"Komutanım, yapma ya!" Çağrı cevap vermedi. Silahını okşadı.

"Barış, sesin soluğun çıkmıyor lan, korktun mu kalabalık görünce?" Barış, göz devirdi Efe'nin söylediğine. "Korku nedir bilmeyiz Efe Abi."

"Aslanım benim." dediği duyuldu Kerim'in telsizden.

"Sadece tüm timin konuşma kotasını ikiniz doldurduğunuz için susuyorum." Barış'ın dediğiyle Murat'ın "Goool!" diye sessiz haykırışı duyulurken Emir de telsize doğru "Ulan çaylak!" diye fısıldadı. Selman, Efe'ye döndü. "Bize dedi değil mi onu?"

Dağ-ı LeylWhere stories live. Discover now