Bölüm•4 "Kırık"

2.3K 120 40
                                    

"İtiraz yok, beyler." İbrahim Albay, time arkasını dönüp giderken herkes durumu kabullenmişti. Bu akşam Orhan Tuna'nın evine yemeğe gidiliyordu.

"Komutanım, mis gibi ev yemeği. Daha ne istiyoruz?" Efe'nin söyledikleri Barış ve Selman'dan destek görürken Emir başını iki yana salladı.

"Kendi adıma konuşayım. Beni bu teşekkür yemekleri rahatsız ediyor."

"Haklısın komutanım." Çağrı da aynı fikirdeydi. Bu yemek teşekkür yemeği başlığı altında gerçekleşmeseydi çok daha rahat olurdu. "Valla komutanım, bir de albaya söyleyin isterseniz bunu."

Emir, Murat'a cevap vermeden içeri doğru yöneldi. Çağrı da peşinden ilerlerken Kerim'in koşarak yanından geçtiğini fark etti.

"Kerim komutanım?" Çağrı'nın seslenmesiyle durdu. "Çok acelem var Çağrı, sonra." Arkasını dönüp Ayça Üsteğmen'in odasına girdiğinde Çağrı'nın yüzündeki gülümseme büyüdü. "Ulan Kerim.."

Karargahtaki odasına doğru ilerlerken Albay'ın postasının koşturarak yanına geldiğini gördü.

"Hayırdır Bayraktar?"

"Komutanım, Albay'ım sizi çağırıyor. Acilmiş."

"Tamamdır Bayraktar, sağ ol." Hızla Albay'ın odasına doğru yöneldi. Kapıyı tıklayıp, gel emrinden sonra içeri girdiğinde Emir'in de odada olduğunu gördü. İkisinin de yüzü ciddi bir hal almıştı.

"Otur Çağrı." Çağrı, komutanının masasının önündeki sandalyeye otururken Emir'in başını olumsuz anlamda salladığını gördü. İbrahim, masanın üzerinden uzanıp elindeki dosyayı Çağrı'ya uzattı. "Bak bakalım şuna bir, tanıyor musun?"

Çağrı, merakla dosyanın kapağını açtığında gördüğü simayla yüzündeki ifade iyice gerilmişti.
Dosyanın üzerindekileri okumaya başladı.

Kod ad: Dan.

Gözleri, dosyadan ayrılıp Emir ile buluştuğunda Emir, Çağrı'nın gözlerinde gördüklerinden sonra yavaşça yutkunup arkasına yaslandı. "Şahsen tanımam komutanım. Ama babasını cehenneme yollamış olabilirim geçen sene." İbrahim, arkasına yaslanarak Çağrı'nın devam etmesini bekledi.
"Geçen yılki özel görevi hatırlıyorsunuzdur komutanım."

Çağrı, bir sene önce özel bir görevle sınır ötesine geçmişti. Görevi terörist grubun elebaşı Sadık Kıvrak'ı ortadan kaldırmaktı. Sadık Kıvrak, İlhan Akın'ın şehadetine sebep olmuş kişiydi. Çağrı, kendisine bu özel görevin verilmesini şaşkınlıkla karşılamıştı o zaman ama eline geçen fırsatı da kaçırmamıştı. Yıllar önce babasını ondan ve annesinden alan herifi öldürmek ona verilebilecek en güzel görevdi. Sınır ötesine geçtiğinde tek başınaydı. Döneceğinin bir garantisi de yoktu ama o bu kod adı Dan olan herifin gözü önünde babasını öldürmüştü. Sapasağlam bir halde de dönmüştü ülkesine.

"İntikam mı istiyor komutanım?"

"Bilmiyoruz Çağrı. Dün elimize bu fotoğraf ulaştı." İbrahim elindeki fotoğrafı Çağrı'ya uzattı. Çağrı, fotoğrafta kendisinin olduğunu görünce daha dikkatli incelemeye başladı. Dün gece Murat'tan dönüp eve girerken çekilmişti. "Arkasını okusana." Emir'in yönlendirmesiyle fotoğrafın arkasını çevirdi. İki hafta sonrasını işaret eden bir tarih atılmıştı. Çağrı'nın yüzüne alaycı bir gülümseme yerleşti. Fotoğrafı İbrahim'e uzatırken arkasına yaslandı. "Bu bir tehdit komutanım."

Sesindeki rahat tını, Emir'i çıldırtıyordu. Başına bir şey geleceğine dair hiçbir endişesi olmaması Emir'i ciddi anlamda delirtiyordu. "Evet, Çağrı. Sana yöneltilmiş bir tehdit."

Dağ-ı LeylWhere stories live. Discover now